BÖLÜM 11:YA PİŞMALIK YADA MUTLULUK

22 3 2
                                    

Rana'nın anlatımıyla

"Tamam.Herkes nasıl buruya geldiğimizi öğrendiğine göre şu adamlarla ilgilenelim o zaman."

Faruk ve Esma her şeyi anlattıktan sonra bizde nasıl karşılaştığımızı anlattık ve ayağa kalktık.Dördümüzde adamları bizi bağladıkları yere getirdik ve onların bize yaptığı şeyi yaptık.Şimdi sorgu sırası bizdeydi.Adamlar kafalarına darbe aldıktan sonra bayılmışlardı ve böyle olması da işimize yaramıştı.

"Şimdi uyanmalarını mı bekleyeceğiz?" dedi Faruk.

"Başka ne yapmamızı bekliyordun?"

Esra ve Faruk hemen samimi olmuş gözüküyorlardı.

"Ne oluyor ya? Olum ne ara bağlandık biz?"

"Sizi bücürler.Çözün bizi hemen!"

"Bücür mü ? O kafana o sopayı ben geçirdim.Bu hale gelmen benim seni bayıltmam ile oldu.Yani böylelikle ne ben nede hiçbirimiz bücür olmuyoruz."

"Tamam.Artık çözün bizi şakanın sırası değil."

"Şaka yaptığımızı söylemedik.Her şeyi anlatacaksınız bize.Kimsiniz ve bizden ne istiyorsunuz?"

"Eğer söylersek bizi serbest bırakacak mısınız?"

Faruk bize doğru baktı ve bizde aynı anda kafamızı salladık.

"Evet bırakacağız.Ama eğer yalan yanlış şeyler anlatırsanız sizi birgün bulurum ve arkadaşlarıma ve bana yaptığınız şeylerin on hatta yüz katını yaparım."

"Peki."

"Hadi dökülün."

"Bakın biz yakın bir zaman önce ailelerinizin bir davasında karşı taraftaydık.Bizim kazanmamız gerekti ama sizin tarafınız kazandı.Sonra ailelerinizin öldüğünü öğrendik.Ve bizde dosyalarını ele geçirip neden kaybetmediğimizi öğrenmek istedik.Sonra da onları medya yolu ile yayacaktık.Gerçekten tek yaptığımız buydu.Çok kötü bir amacımız yoktu.İnanın bize.Bizde doğru olanı yapmak için intikam almak istedik."

"Tamam çözelim şunları."

Ben hariç diğerleri ilerlemeye başladı ama ben ilerlemedim.

"Durun bir dakika.Ne davası bu? Davanın konusu ne?"

"Para davası.İsterseniz bizi çözün her şeyi anlatalım size.Bakın bize güvenin kaçmayacağız."

Onları çözdük ve yere oturduk ve dikkatlice dinlemeye başladık.

"Peki ilk adlarımızı söyleyelim.Ben Ömer,buda abim Sadık.Biz ikimiz kardeşleriz.Dava aslında tamamen benimle alakalı.Abim sadece yardım ediyor.Şimdi benim eşimin kardeşinin kocası benden seneler önce büyük bir miktarda borç aldı ve ödemedi.Ben uzun zaman onun vermesini bekledim ama vermedi.Sonra ben onu parayı vermesi için sıkıştırmaya başladım.Bir süre sonra daha önceki parayı vermeden benden tekrar borç istedi.Bende acıdım ve verdim.Birgün uzaktan bir akrabamız bize adamın baldızımı aldattığını öğrendik.Ve de ben hariç daha bir sürü kişiden borç aldığını.Bende hem paramı vermediği için hemde karısını aldattığı için onu avukata vermek istedim.Çünkü aradan 3-4 sene geçmesine rağmen adam hala bana parasını vermedi.Ben kendime ayrı avukat tuttum oda kendine ayrı avukat tuttu.Benim avukatım bana davayı kesinlikle kazanacağımızı söyledi çünkü haklı taraf bizdik eğer biz kazanırsak adam anında parayı bize verecekti.Parası olmasa bile bütün mal varlığına el konulacaktı.Sonuç günü geldiğinde hayatımın şokunu yaşadım.Dava yı o taraf kazanmıştı.Onu sıkıştırdığımı söylemiştim ya size o sıkıştırdığım zamanlarda onun kendi işlettiği dükkanı basmıştım.Ondan dolayı her iki tarafında suçlu bulunduğu ve benim onun dükkanında kırdığım eşyaların parasının borçtan kesileceği söylenmişti.Ve toplam zararda zaten benim alacağım borçla aynı hesaptaydı.Böylelikle davayı o kazanmıştı.Bende abimle birlikte bir araştırmaya başladım.Sonuçtada mahkemedeki hakim ile onun tarafındaki avukatların aynı büroda çalıştığını duydum.Bende intikam olarak böyle bir şey yapmaya kalkıştım.Amacım ne onları öldürmek ne de kötü bir şey yapmak.Eşimin kardeşi de o gün mahkemedeydi.Davayı kaybettiğimi duyunca oda çok sinirlendi çünkü ondan nefret ediyordu.Ve o benden daha hırslıydı yani onu abartmıyorum öldürme kapasitesine sahipti.Karar alındıktan sonra küplere bindi ve onun olduğu tarafa doğru 'Hepinizi öldüreceğim!' diye bağırdı.Ben sakinleştirmek istedim ama sakinleştiremedim.Ondan sonra o adamla itibarımı kestim ve trafik kazasında avukat ve hakimlerin öldüğünü öğrendim."

Doğru söylediğini düşünüyordum.Adamın yüzündeki çaresizlikten doğru söylediği anlaşılıyordu.

"İyide neden bizim ailemiz haksız olan yeri savunsun ki?" dedi Bilal.

Haklıydı.Ailemin bürosu çok tanınmıyordu ama hiçbir haksızlık olmadan hep doğru kararları alıyorlardı.Bu olayın kesinlikle bir gizemi olmalıydı.

"İnanın bilmiyoruz çocuklar.Her şeyi anlattığımıza göre artık gidebilir miyiz?"

"Tabii gidebilirsiniz.Teşekkür ederiz anlattığınız için."

Ve arkalarını dönüp gittiler.Hiç konuşmadan bekliyorduk.Ne yapacağız hiç bilmiyorduk.Ama ben kararlıydım ki bu olayın tabanı nasıl yazılmış onu bulacaktım.Ailem kötü tarafta olsa bile...

Aradan bir süre geçtikten sonra Esra kalktı ve en yakın marketten atıştırmalık bir şeyler alacağını söyledi.O gittikten sonra başka konular hakkında konuşmaya başladık.Faruk,Bilal ile sanaldan nasıl tanıştığını ve en yakın arkadaşlar olduğunu anlatmaya başlamıştı.Bende onları bir yandan dinlerken bir yandan da neler olacağını düşünüyordum.

Esra'nın anlatımıyla

Aslında onlara yalan söylemiştim.Markete gidecektim ama ondan önce başka bir yere gidecektim.

"Biraz bekler misiniz?"

Evet,o adamların arkalarından gitmiştim.

"Size özel bir şey söylemem gerek."

"Tabii söyle."

"Onlar ölmedi.Sadece saklanıyorlar."

"Nasıl ya?"

"Ölenlerin arasında benim anne ve babamda var.Bir gün onların konuşmalarını duydum.İnsanlara öldüklerini gösterdiler.Saklanıp ne yapacaklarını düşünecekler.Lütfen bu konuştuklarımız aramızda kalsın.Arkadaşlarım öğrensin istemiyorum.Biz gene irtibatta kalalım olur mu?"

"Tamam.Telefon numaranı ver bize."

Onlardan gizli yapacaktım.Çünkü yaşadıklarını bilmiyorlardı.Onlar karışmadan ailemi ve diğerlerini bulacaktım.Ya ileride ki ben bunu yaptığıma pişman olacaktı yada iyi ki yapmışım diyecekti.

Benim Minik KelebeğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin