Ders muhteşem giderken ben kafamı sıraya koymuş uyuyordum ki fizikçi buna izin vermedi. "Kızım kalksana !" diye başımda viyakladı. Kafamı kaldırıp düşmanca baktım. Birşey söylemedim "şu soruyu cevapla !" dedi.
Herkes bana bakıyordu gözlerinde bilmişlik edasıyla 'nasıl olsa çözemiyceksin' bakışı yaygındı. Evet çözemiycektim. Tahtaya kalktım ve kalemi elime aldım. Hiç dinlememiştim en ufak fikrim yoktu.
Başladım birşeyler yazmaya bilinmeyenlere değer verip soruyu çözmüştüm ve herkes şok olarak bakıyordu bende dahil nasıl çözmüştüm ?
Kalemi bırakıp yerime geçtim.
Zil çaldığında herkes çıktı ama ben hala soruya bakıyordum. "Bu nasıl olur ?" dedim kendi kendime. "Çıkışta seni ailemle tanıştırcam" dedi arkamdan gelen ses. Korayın burada olduğunu unutmuştum bir anda irkildim.
"Neden ?" arkamı dönüp ona baktım o ise dışarı bakıyordu. Ciddi bir şekilde odaklanmış , gözlerini dikmişti. "Hiray yanıma gel !" dedi. Çok sert söylemişti kalkıp yanına gittim beni tutup iyice çekti.
"Şu çocuğu tanıyormusun ?" gösterdiği kişi sefaydı. "Yani" dedim elini belimden çekip yana kaydı bende ondan uzaklaştım.
"Ondan uzak durmanı istiyorum !" dedi."Neden ?"
Sefa da korayda birbirlerine bakıyordu sanki sefa korayı duymuştu. "O kurt" dedi ben şok olarak bakakaldım. Aklıma ozanın sefaya orman kaçkını demesi ardından tuğçenin yapmacık öksürüğü geldi.
Tuğçe biliyordu o zaman ama neden saklıyordu ? "Ailende senin gibi özel güçleri var mı ?" birden zil çaldı ve yerime geçtim gelen ikimize bakıyordu.
#################################
Çıkış zamanı gelmişti. Tuğçe bana bakarken yanına gidip "ben korayın evine gidiyorum ailesiyle tanışmam gerekiyor babam gili aradım haberleri var" dedim. Bana sinir oluyordu belkide kafasında bir sürü tilkiler geziniyordu ama yapabileceğim bir şey yoktu.
Arabaya binip tuğçeye baktım. Sinirlenmişti ve benden büyük ihtimalle nefret ediyordu. Yol boyunca ikimizde sustuk. Orman yolunun derinliklerinde peşimize kırmızı araba takıldı. "Koray arkamızda" sözümü kesip "ablam" dedi.
"Bizi takip ediyor" dediğinde ablası olduğunu yeni öğreniyordum. "Kaç kardeşsiniz ?" arabanın hızı yavaşladı "üç" dedi. Arabadan indiğimizde kocaman bir dublexe gelmiştik. Arkadan ablası geliyordu eve girince bir çekingenlik kapladı beni.
Çok ferah bir yerdi. Yüreğim kaburgama sığmıyordu çünkü çok diken üstündeydim. "Kasılma !" dedi ve merdivenleri çıkmaya başladık. "Merhaba " dedi orta yaşlarında sarışın bir kadın. "Ben korayın annesi" diyip kocaman gülümsedi.
Kadının yanındaki adam büyük ihtimal babasıydı. "Hiraydı dimi ? Bende korayın babası tuncay" dedi. Bu adamı önceden görmüştüm. Babamın karakolunda gördüm doktor önlüğü falan vardı.
Gülümseyip sesin geldiği yöne dödüm "ben kerem" dedi soğuk ve mesafeliydi. Sonunda sıra kıza gelmişti "melis" dedi kısaca ve elini uzattı. Elini tuttuğumda teni buz gibiydi genetikti galiba.
"Salona geçelim" dedi babası. Koray dibimden ayrılmıyordu. "Melis en ufak sesi duya biliyor" dedi. Ona baktığımda oda bize bakıyordu. "Annemin adı meltem oda hisseder o yüzden gerilme" dedi ve babasına döndü "babam doktor kanla arası çok iyi" dedi.
"Kerem en zorumuz kana dayanamaz ve çok güçlüdür" dedi. "Beni biliyorsun zaten acı ve kalkan"
"Kalkan derken" dedim "hani sana canın acıyabilir dedim ya o zaman kalkan oluşturuyordum birden fazla kişiye acı veriyordum" dedi."Koray !" diye bağırdı melis. Hepimiz gözlerimizi diktik. "Senin peşine mi düştüler !" dedi. Annesi doğrulup ikimize baktı. "Ya şu peter sülalesinin oğulları hirayı istiyorlar yolumuzu falan kestiler" dedi.
Babası ayağa kalkıp "artık savaş zamanı" dedi ve bana baktı. Ben koraya koray annesine annesi eşine bakıyordu zincirleme gidiyorduk. Yutkundum korkuyu içime yutmuştum. "Sen çok özelsin" dedi ve yaklaştı. Koray "baba hayır" dedi korkarak koraya baktım.
Annesi bana yaklaştı "korktuğunu hissediyorum ama sana zarar vermiycek" dedi. Babası üç parmağını boğazıma koydu. Parakları çok soğuktu. "İnanılmaz" dediğini duydum. Benden uzaklaşırken gözleri üstümdeydi.
"Şimdi senden bir şey istiycem" dedi ve pencereyi açtı. "Buradan atladığını ve yere düşmediğini hayal et" dedi. Gözlerimi kapatıp düşündüm. Tam yere yapışacakken Koray beni tutuyordu ve biz rüzgarın eşliğinde süzülüyorduk.
"Kollarını açtığını düşün" dedi. Rüzgar tenime çarpıyordu ve ben düşmüyordum.
Birden karaltı oldu ve iki tane masmavi gözler üzerime üzerime gelmeye başladı. Korkuyordum kendimi kapattığımda yere çakılıyordum ki gözlerimi açtım hala koltukta oturuyordum. Yerimden sıçrayıp koraya tutundum hatta sarıldım.Herkes camdan atlayıp yok oldular korayla biz kaldık. "Sen ne gördün ?" dedi. "Masmavi gözleri olan birşey insan değildi tilki gibi birşeydi çok korktum koray !" dedim ve ellerimi iyice beline sardım.
"Korkma ben burdayım" dedi. "Herkes nerede ?" dedim. Gözlerini devirdi "o gördüğün tilkinin peşine düştüler" dedi. Gözlerim büyüdü "ben onu hayal ettim ama" dedim. "Sana söyleyemediğim şeyde buydu" dedi. Doğrulup ondan uzaklaştım "hayal ettiklerin gerçek olabiliyor zaten olmayacak şeyi de hayal edemezsiz" dedi.
"Bu , bu nasıl olur !" dedim yani bende mi acayip yaratık oluyordum. "Annen belliki insan değilmiş" dedi. Bunlar çok saçma ! Kafam allak bullak oldu.
"Biri var !" dedi ve kolumu tuttu. Beni kendine çekti. Camdan o tilki girdi. Mavi gözlü hayalimi işgal eden yaratık. "Kimsin sen !" dedi koray. Bileğimi çok sert kavramıştı beni arkasına aldı.
Tilkinin bakışları bana odaklandı.
"Sinem !" dedi koray. Tilkinin gözleri korayı buldu ve camdan atladığı gibi gitti korayda arkasından gitti. Herkes geldiğinde koray yoktu. Annesi koltuğa oturdu "sinemmiş" dedi hepimiz ona döndük.
"Kalp atışlarını duyuyorum" dedi melis.
"Eski aşkın uçmaya çalışan kanatlarının sesi bu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Mistério / SuspenseHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...