Hiray dan...
Bir baktım kerem oğlanın yüzünü yumrukluyor bir baktım koray diğer oğlanın yakalarından tutmuş kafasını masaya vuruyordu.
Koray'a bakıp "yeter artık !" dedim ama bana aldırmadan vurmaya devam etti."Koray , kerem durun artık !" koray bana bakıcam diye yumruk yemişti. Koşarak yanına gittim hemen toparlanıp oğlanı çok sert bir şekilde duvara itti.
Tam yüzüne yumruğunu geçirecekti ki "yeter dur artık !" dedim.
Koray "orospu çocuğu !" dedi ve bana baktı. Yakası paçası hep dağılmış gömleğinin üstten üç düğmesi düşmüştü ve kasları görünüyordu.
Bileğimden tutup çıkıcaktık ki arkamızdan kalın bir ses bize bağırıyordu. "Masaların yarısı gitti ! Ve siz elinizi kolunuzu sallayarak -" koray cebinden bir miktar çıkardı ve bir tane masanın üzerine bıraktı.
"Masrafları karşılar çenenizi de kapar !" dedi ve çıktık. Koray'a bakıp "ne yapıyorsun ! Bırak beni ! Her şey şiddet senin dilinde !" diye bağırdım. Nedenini bilmiyordum ve adamı komaya sokacak kadar dövmüştü.
Sinirle bana bir iki adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattı. "Seni yatağa atmayı planlayan birini dövdüğüm için bana mı kızıyorsun ?"
Dediğinde dudağımı ıssırdım."Kusura bakma ama daha öldürmediğime dua etsin ! İyi yaptım ve hiç pişman değilim gene olsa daha beter yaparım ağzına sıçtıklarımın piç kuruları !"
Çok sinirliydi bu sinirle araba kullanmasını istemiyordum. "Dur arabayı kerem kullansın !" kerem bize bakarken göz altlarında morluklar olduğunu gördüm. O da çok sinirliydi.
"Tamam" dedi ve şoför koltuğuna geçti. Koray arkaya geçerken bana "sen de arkaya !" dedi. Tuğçe öne geçti ve arabaya bindik. "Bizim eve sür ! Artık herşey tamam mış" dedi."Nasıl yani ?" dediğimde sanki arabada olduğumu yeni fark etmişti.
"Annenle tanışma vakti" dediğinde içimi ufak bir telaş kapladı. "Yarın büyük gün hiray !"
Yıllardır anne diye tanıdığım sahra hanımın annem olmadığını öğrenmem ve yeni annem daha doğrusu eski ama benim yeni bildiğim annemi yarın mı görücektim ?
Anne demek istemiyordum artık. Sanki bir değeri yokmuş gibi. Anne kelimesi gerçek bir şefkatin simgesiydi. Anne olmak nasıl bir şey bilmiyordum ama sokağa atabilecek veya terk edip gidebilcek kadar sahte bir kelimeydi.
Ne kadar düşündüm bilmiyorum ama koray'ın koluma dokunması ve "geldik" demesiyle kendime geldim.
Eve girerken bahçede duranlar , camdakiler hepsi bana bakıyordu.
Kapı açıldı ve içeri girdik koray'ın annesi gözlerini büyütüp "ne bu hal !" dedi. Koray umursamaz bir tavırla "hiç" dedi ki kapılardan kafasını uzatıp bana bakanlar dalıp gidiyordu.
Salona girdiğimizde konuşan herkes sustu ve bana döndü. Kendimi cumhur başkanın kızı gibi hissediyordum.
"Bu hiray , viyole'nin kızı" dediğinde herkes üzerimde mücevher var gibi bakıyordu.
Oğlanın biri elini uzatıp "memnun oldum hiray ben de sezer" dedi. Elimi tam uzatacaktım ki koray arkamdan beni tuttu ve çekti."Bu kız tıpkı annesi gibi çok güzel" dedi kadının biri. Ben de daha yeni tanışacaktım 'namı değer anamla !'
'Biyolojik kadın !'"Süzmeniz bittiyse izninizle" dedi ve elimi tutup mutfağa ilerledi. Annesi de gelirken "ne konuşucaktın ?" dedi.
"Oğlum yarın viyole geliyor ve çayır arazisinde hiray'ı istiyor" dedi. Koray bana bakıp elleri cebinde rahat bir tavırla "sen anneni istiyormusun ?" dedi. Hayır anlamında kafamı salladım.
Beni bileğimden tutup salona getirdi.
"Herkesin burada olma sebebi hiray ! Yarın viyole kızını almak için geldiğinde eli boş dönücek çünkü hiray gitmek istemiyor açıkmı ?" dedi. Ne yapmaya çalışıyor anlamıyordum.
"Yani büyük bir savaşa hazır olunmu diyorsun ?" dedi o teminki oğlan.
"Hayır ! Savaş olacağını zannetmiyorum ! Viyole'nin aklında ne var inanın ki bilmiyorum ama savaşmak istiyeceğini sanmıyorum" dedi.İnsanlar aralarında konuşurken olurmu öyle şey falan diyordu.
Bana bakıp "sen benimsin ve benim olanı kimse benden alamaz !" dedi. Gülümseyip içimdeki tedirginliği atmaya çalıştım.
"Yarın zor bir gün olucak izninizle biz biraz dinlenelim" dedi ve merdivenlerden çıkmaya başladık.
Odaya girince "koray ?" dedim sorar gibi. Yorgun bir sesle "hıh" dedi.
"Nasıl bu kadar eminsin nasıl rahat olabiliyorsun ?" dediğimde kitaplığından kitabı aldı ve içindeki resmi çıkardı.Resmi bana uzattığında aldım ve aynı kıza defalarca baktım. "O kız bana hayatı anlattı. Nasıl cesur alacağımı nasıl güçlü olacağımı o kız bana bir sürü şeyi öğretti" dediğinde kıza tekrar baktım.
"Dilsiz bir kız sana nasıl herşeyi öğretebilir" dediğimde ciddileşti. "Birine bir şey öğretmek için illa konuşman sesini duyman gerekmez" dedi. Bu kızı iyice merak ediyordum kimdi bu kız ?
"Cennet ve cehennemi anlattı mesela hatta cehennemi yaşattı ama cennetine sokmadı fazla değerli bir yerdi"
"Bu kız kim ?"
"Bu sorunun cevabını hiç bir zaman öğrenemiyceksin hiray" dedi.
"Neden ama" dedim üzgünce.
"Bu kız kimse değil sadece bir melek" dedi.
Sarhoş gibi konuşuyor aklımı bulandırıyordu. "Bu kız öldüğü zaman ben hayatı öğrendim , o zaman büyüdüm ve herşeyden emin oldum" gözlerini resme kaydırıp
"Ölüm , o kızın saf ve çaresizliği kadar güzel"
Gülğmseyip bana baktı "hani hep sorduğun bir soru vardı ya ben ölsem yakarmıydın ?" diye dediğinde hayatımda ilk defa koray'ı böyle görüyordum. Çok ama çok kırılgan duruyordu.
"Sen öldüğün gün biz ölücez yakılan ateş tek kişi için değil ikimiz için olucak" dedi.
Dudaklarımı ıssırıp "peki ben her yandığımda sen de yanıyormusun ?" diye sordum. Küçük kız 'bana da şeker alırmısın ?' demiş ve babası kıyamayıp 'tabiki alırım prensesim' demişti.
"Senin yangının benim ufaklık. Benim yandığım an sende yanıyorsun"
"Gülüşünden tekrar öpebilirmiyim ?" gülümsedi ve "neden ?" dedi. İlk defa yapmak istediğim şeyin nedeni soruyordu.
"Senin ateşinde yanmayı seviyorum" yüzündeki gülümseme daha da büyürken yaklaştım.Nefesimiz bir birine çarparken ve gülerken oluşan o çizgilerden öptüm.
Aslında üşüyordum ve gülüşü içimi ısıtıyordu.
Söylesene hayat bu kadar güzel gülen bir insandan , huzur bulduğum sevimsizimden nasıl ayrılırım ?"Sen benim eksik kalan yerimsin , sen benin terk ettiğim resimlerim , sen benim kovulduğum cennetimsin"
Evetttt birdaki bölüm finalll :/
Şu zamana kadar vote ve yorum yapanlara özelden mesaj atanlara çok ama çok teşekkür ederim yapmayanlara da lütfen vote ve yorumcuklar yapın ;) :)) hepinizi seviyorum bir de final bölümünü uzun yazmaya çalışıcam...Hepinize kucak dolusu sevgilerr :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Mystère / ThrillerHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...