Güvercin

156 12 0
                                    

Yemekleri yemiştik tabi kerem ve tuğçe bir birlerine laf söylemeyi ihmal etmediler hatta hala kavga ediyorlardı. "Yer pas pasından farkın yok muşmula !" diye bağırdı.

"Güzellik demiştim üzerine mi alındın sen ?" dedi kerem. Tuğçe dişlerini sıkıp "ben güzel olduğumu biliyorum senin düşümcelerinin benim için bir önemi yok !" dedi.

Ayy içimi baydınız lan !. "Senin egon tavan yapmış" dedi kerem. "Senin götün uçuyo ona ne demeli !" birden dayanamadım ve "yeter !!" diye bağırdım. "İkinizde susun artık ! Saatlerdir didişiyorsunuz !" dedim. Koray bana afferim sana der gibi bakıyordu.

Gözlerimden artık uyku süzülüyordu. Kafamı koltuğun başlığına koydum ve kapadım gözlerimi. "Sen hiç uyumadın mı ?" dedi koray. Gözlerimi açmadan "hayır" dedim. Birden bacaklarımda el hissetmemle irkildim ve gözlerimi açtım.

Beni kucağına almıştı ve merdivenlere yöneliyordu. Yatağa bıraktı ve üzerimi örttü. "Boşuna koydun beni buraya" dediğimde sert sert baktı. "Neden ?" dedi. "Uyuyamıyorum kollarım sarılacak birini arıyo ve uyumuyo" dedim sızlanarak ve kafamı kaldırdım.

Yanıma gelip uzandı "ne yapıyorsun !?" dediğimde iyice yerleşti. "Bakalım kolların şimdi uyuycakmı" dedi. Kafamı göğüsüne koydu ve belimden sarıldı. Kollarım onu sardı ve bedenim uykuya teslim etti kendini.

Uyandığımda kendimi çok dinç hissediyordum. Bağımlılık yapmıştı koray bende. O hala uyuyordu ve sıkıca sarılmıştı. Bir insan bu kadar tatlı uyuya bilirmi ya.

Kıpırdandı ve yüzünü boynuma koydu. Nefes alış verişi boynumu gıdıklıyordu. Saçları yumuşacıktı ve çok güzel kokuyordu. "Burası çok güzel" diye mırıldandı. Kaşlarımı çatıp "neresi" dedim ama beni duymamış gibi "kendimi huzurlu hissediyorum" dedi. Bu dedikleri gerçekmiydi ? Yoksa hala uyuyormuydu ?.

Kafasını kaldırıp doğruldu "başka birine sarılıp uyusam ne hissedersin" dedi. Kemiklerimin derime battığını hissettim kalbim acımıştı. "Nereden çıktı bu ?!" diye çıkıştım. Umursamaz bir tavırla "sefa sana dokunduğunda bunu hissettim" dedi.

"Aynı şey değil !" dediğimde yataktan kalkıp "bas baya aynı şey !" dedi.
"Neden bunu hissediyoruz ?" diye sordum. "Bilmiyorum" dedi ve merdivenleri indik.

Salona gittiğimizde gördüğümüz manzarayla şok olduk tuğçe ve kerem sarmaş dolaş uyuyorlardı. Koray "kerem" diye bağırınca tuğçe keremi koltuktan itti.

"Ne oluyo ya ! Götümmm !" diye bağırdı kerem. Tuğçe hışımla kalkıp saçlarını düzeltti. "Yuh ! Ne işin var lan yanımda !" diye bağırdı.

"Kızım sen ne tür bir hayvansın ya !" dedi. Tuğçe buna kırılmıştı bunu gözlerinde görmüştüm ama bozuntuya vermedi. Koray kerem'e dönüp "bir kıza hayvan denir mi lan !" diye bağırdı. "Ne bilim oğlum ben birden kendimi yerde bulunca !" dedi ve ayağa kalktı.

"Senin sözlerin zerre kadar umrumda değil beni asla kıramazsın !" dedi tuğçe. Aha gene başladı bunlar kavgaya !.
"Seni kırmaya çalıştığımdan değil gerçekler" dedi. Koray sert sesiyle "kapa çeneni kerem !" dedi Koray.

*
Saatlerdir ders çalışmıştık sonunda evlerine gittiler ben de kendimi koltuğa attım. "Bana neler dedi ! Kendisi öküz ya valla öküz" diye söylenen tuğçeye bakıp kafamı nereye gömsem diye düşündüm. "Kızım siz kavga etmeden rahat duramıyomusunuz ?" diye sordum.

Eline gene bir sürü şeyler almış yiyordu. "Kavgayı çıkaran o !" dedi. Gözlerimi devirip kumandayı elime aldım. "Söyle bakalım sen niye nezarete girdin ?" diyince biraz toplandım ve ayaklarımı bağdaş kurdum. "Canı sıkılmasın diye arkadaş oldum" dedim.

Kaşlarını çatıp beni süzdü "ne konuştunuz ?" dedi. O akşamı düşündüm "kavga ettik" dediğimde güldü. "Tek kavga edenler biz değilmişiz" dedi ve tekrar güldü.

Yastığı yere fırlatıp "bana gerizekalı dedi !" dediğimde iyice güldü. Kötü kötü bakıp "gülme !" dedim. "Niye sinirlenmiş o kadar ?" dedi gülmeyi kesip. "Bir nedeni yokmuş" dedim ve tekrar uzandım.

*

Sabah uyandığımda koltuktaydım. Doğrulup kalktım ve çantamı hazırlayıp üstümü değiştirdim. Bugün sınav vardı !. Tuğçe de kalkmış hazırlanmıştı bugün farklı bir güzelliğe bürünmüştü. Banyoya gittim ve saçlarımı düzleştirdim ardından çok hafif bir makyaj yaptım.

Artık hazırdık aşağıya indik ve amcamı bekledik. Arabaya binip yolu tuttuk.
Okula varınca gözüm koray'ın arabasını aradı. Gelmişti ! İçimde oluşan kıpırdanmayla kendime gelmeliydim niye heycan yapıyordum ki.

"Sınava gecikmeyelim hadi hiray" dedi ve sınıfa girdik. Hoca da bizimle beraber girmişti "sınava girecek olanlar benimle gelin !" dedi. Kendi sınıfımızda niye sınav olmuyoruz ki ?

Hocayı takip edip küçük bir sınıfa girdik. "Ben sizi otutturucam !" dedi ve hepimizi sıralara geçirdi tekli oturuyorduk zaten. Sınav kağıdı önüme konunca kafamı duvara vurmak istedim bu sorular hep kazık.

"Ama hocam bu sorular çok zor !" dedi arkamdan gelen kız sesi. Hoca güldü ve "kolay olacağınımı sandınız sonunda tatil varken !" dedi. Kız yüzünü asıp sustu. Çözmeye başladık ama ilk on dakika sorular bana ben sorulara baktım.

Çözmeye başladım ama sadece karalıyordum tamam belli oldu bu tatil işi hayal oldu. Yapa bildiklerimi yaptım devamını bekleme salonuna aldım ki bir sesle irkildim "soruların denklem yerini çöz soruyu okuma !" dedi bu koray'dı.

Kafamı kaldırdığımda testi vermeye hocanın yanına gidiyordu. Hangi ara bitirmişti ? Dediği gibi denklemlere baktığımda hocanın sorularla kafamızı karıştırdığını fark ettim.

O bekleme salonuna aldıklarımı çözüp konferansa yolladım. Bu söylediklerime içimden gülüp testi hocaya verdim ki hoca birden bana bağırdı. "Kızım sen kaç yaşındasın !?" dedi. Şaşırıp kaldım. "Adını soyadını niye yazmadın" kendi kendimi cimciklemek istedim kafam neredeydi.

"Hocam normalde yazarım bugün biraz dalgınım" dedim. Adımı soyadımı yazdım ve verdim tekrar. "İnşallah bu kafayla soruları çözmemişsindir" dedi. Yerime geçip kalemleri çantaya attım.

"Çocuklar sınav sonuçları diğer ders panoya asılıcak ve yarın da tatil işleri başlayacak bugünden izinlisiniz" dedi. Herkes bağırarak "yani derse girmek yok mu ?" dediler bazılarıda "huhuu" diyordu.

Koray'a baktığımda ciddi bakışları , sert duruşuyla bana bakıyordu. Gözlerimiz bir biriyle çarpıştı ve önüme döndüm. Zil çalınca tuğçe koşarak yanıma geldi "çok güzel geçtiii" diye bağırdı. Gülümsedim arkasından kerem "bir teşekkürü hakeddim o zaman" dedi.

Tuğçe kereme dönüp "çok çok çok teşekkür ederim" dedi ve sarıldı. Buna alışmıştık mutluluğun simgesi ona göre sarılmaktı. Berk sınıfa girerken olduğu yerde durdu ve ikisine baktı.

Berki bir tek koray ve ben görüyorduk çünkü tuğçe ve keremin arkası dönüktü. Dişlerini sıkıp sınıftan çıktı. Sınıftan herkes çıkarken bir tek biz kalmıştık ki cama tak diye bir şeyin yapışmasıyla çok korktum.

Hepimiz cama bakarken şok olduk ve çığlık attık. Güvercin cama yapışmıştı ve her yeri kan içindeydi. Ellerimle yüzümü kapatırken koray keremi tutuyordu. Kerem "kan" dedi gözleri kocaman olmuştu.

Koray "hayır kerem ! O kan değil bir oyun !" diye bağırdı.

Tuğçeyle bir birimize baktık "oyun mu ?"

MoR vE öTeSiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin