kayıp

246 16 0
                                    

Bu mektup ölümün saatini ve yerine davet ediyordu. Yarın gittiğimde bu çağrıya karşılık vericek ve kendi ayaklarımla ölümün kucağına yürümüş olucaktım. Kendimi banyoya atıp buz gibi fayanslara oturdum.

Su şırıltısı bile başımı ağrıtıyordu bedenim ben yaşlandım der cesine bağrıyordu. 'Susun !' diye bağırdım. Gözlerimi kapattığımda acıdan başka bir şey yoktu bu acı fiziksel değil ruhsaldı.

Annem bildiğim kadın bana hiç bilmediğim bir yabancıydı. Babam beni yıllarca kandırmıştı. Şimdi onu görsem ne olucaktı anne diyebilcekmiydim ?

Su vücudumu yakmaya başlayınca hayal meal bir şey gördüm. Savaş vardı sadece ben onca insana karşı ve koray geliyordu. İkimize saldırıyorlardı.

Birden gözlerimi açtım hala banyodaydım. Havluyu alıp çıktım. Bu mümkün olabilirmiydi ? Onlara zarar gelsin istemiyordum.

######### savaş zamanı #########

Herkes gelmişti bilmediğim bir sürü vampir ordusu. Benim annemi bu adiler mi kaçırmıştı ? Tek başımaydım. Bütün gözler beni izliyordu. Ortalarından uzun siyah örtülü bir adam bana doğru yürümeye başladı.

Gözlerinin rengi kızıldı saçları siyah ve uzundu. "İnanamıyorum" beni gören herkes bunu söylüyordu. "Sadece hissetmek istiyorum" dedi ve elini uzattı. Dişlerimi sıkıp hiçbirşey yapmadım. Parmaklarını boynuma koyup gözlerini kapattı.

"Sen" diye mırıldandı ve irkilerek parmaklarını çekti "sen insansın !" bu söz neden bu kadar tuhaftı ki ?
"Herkes duysun bu kız insan !" hiç hoşuma gitmemişti. Evet insandım başka ne olabilrdim ama doğru yaratık olmam gerekiyordu dimi. Bir dakika ben insan mıyım ?

"Meleğin kanını taşıyan insan ! Damarları hala kırmızı !" insan kanı zaten kırmızı olur. "Seni öldürücem !" bunu öyle nefret dolu söylemişti ki. "Annemi öldürdün mü !" bu sorunun cevabını öğrenmek istemiyordum. Alaycı bir gülümsemeyle kahkaha attı. Boğazından tutup ittirdim "söyle !!" diye bağırdım diğer vampirlerde bu hareketimden dolayı beni tuttular.

Kollarında çırpınıp "bırak lan beni ! Yaratık !" diye bağırdım. Arkamdan sesler geldi hışır hışır. "Bırak onu ! Peter" bu ses sefanın babasına aitti. Beni yere bırakırken arkamı döndüm. Bilmediğim bir sürü vampir ve aralarında kurtlar vardı. Kurda dönüşmeyen bir tek sefanın babasıydı.

Beni korumaya gelmişleri. Onlara birşey olabilirdi. "Vayyy kimler gelmiş şu hale bak vampirler kurtlarla antlaşmayı bozmuş" dedi peter dedikleri yaratık.

"Bir kan uğruna canınızdan olucaksınız ne kadar da akıllı bir mantık" konuştukça ortam geriliyordu herkes sinir oluyordu.
"O daha insan !" bunu söylerken çok kötü bağırmıştı. Ses dalgaları etrafa çarpıp kırılmıştı. "Beyaz meleği aldın elimizden ! Şimdi savaş mı istiyorsun al sana savaş" diye bağırdı kubilay.

İşte başlıyorduk melis beni tutup kenara çekti. "Sen daha eğitilmedin savaşamazsın !" dedi. Vampirler ve kurtlar koşmaya başladı. "Melis bırak beni !" dedim. Biri de bize doğru koşuyordu. Melisi tuttu ve bana baktı. "Uzak dur seni iğrenç sürüngen" dedi ve havada takla atarak kafasına indirdi ve biz koşmaya başladık.

Taki peterin beni yakalayana kadar. "Herkes dursun ! " diye bağırdı ve beni sımsıkı tuttu. Gözlerim gene korayı arıyordu ama o yoktu.
Kollarında çırpınırken ince uzun boylu bir kız geldi. Herkes kıza odaklanmıştı ki arkasından korayın gelmesi büyük bir şok oldu.

"Herkes gitsin !" diye bağırdı koray. Bizim tarafa döndü "herkes gitsin !" ne yapmaya çalışıyordu ?. Herkes dağılırken birtek biz ve diğerleri kalmıştık. Bir sözüyle herkes dağılmıştı belkide herkes ne yapmaya çalıştığını anlamıştı ben dışında.

"Baba ! Son ver artık !" dedi o kız petere.
Koray kıza bakıyordu. Peterin gözleri iyice kızardı. "Onlardan olmuşsun bundan sonra sen benim kızım değilsin" dedi ve o kızı tuttu. Boynundan öyle bir sıkıyordu ki nefes alması bile zordu.

"Peter bırak sinemi" dedi koray. Peter güldü ve kızın boynunu bükmesiyle kız gözlerimizin önünde öldü. "Hayır !!!!!!!!!" diye bağırdı koray bu ses öyle feryat doluydu ki. Çok hızlı koşarak peterin boynuna yapıştı. Bense ağlamaya başladım hepsi benim yüzümden.

Korayın üstüne üstüne yürüyenler acı çekiyordu. Koray peteri bıraktı ve "acı" diye mırıldandı. "Acı" ağzından çıkan üç harf buradaki herkesi öldürüyordu. "Acı" dedi. Vampirlerin yarısı ölmüştü korayın gözleri yerinden fırlayacak gibiydi.

Ben acı çekmiyordum. Kalkan bu olsa gerek binlerce vampire acı çektiriyordu.
Peter nefes nefese "dur !" dedi "tamam koray sen kazandın !" dedi. Koray güldü ama mekanik bir ayar şeklinde.

"Hala anlamıyorsun dimi ? Ben kazanmak derdinde değilim !" diye bağırdı. "Bu bir savaştı ve engelledin !" dedi peter. Kalan kişiler peterin yanına geçti. Koray beni kolumdan tutup kendine çekti.

"Siz savaştınız ben ayırdım !"

"Bu iş burada bitmedi koray ! Sen hep zayıf halka kalıcaksın !"

Hepsi koşarak uzaklaştılar. Ceset koray ve ben kaldık. Koray çakmak çıkarıp kızın üstüne attı. Alevler içinde yanarken beni tutarak uzaklaştık. "Seni döverim !" dedi bana bakmadan tek nefeste.

Kolumu iyice sıkıp "ne cüratle ölmek istersin !"dedi. Kolumu çekiştirip "sana mı sorucaktım !" dedim. Kolum acıyordu ama sıkmada en ufak değişme yoktu hala aynı sertlik. Beni ağcın oraya yasladı. Aramızda miniminacık nefes yeri kalmıştı ve nefesi yüzümde turlar atıyordu.

"Evet artık herşeyi bana soracaksın ! Beni dinlemezsen senin sonun sinemden daha kötü olucak !" dedi. Tüylerim diken diken olmuş gerilmiştim.

"Nerdeydin ?" geri çekildi ve yüzünü düşürdü. "Sinemin yanında" bu cevap onda suçluluk uyandırmıştı. Aramızda sessizlik oluştu.

Yürüyerek bize gelmiştik ve hiç konuşmadık ne düşündü çok merak ediyordum. "Bir şey sorucam" dedim bana baktığında ne soracağımı unuttum.
"Sana neden zayıf halka diyorlar ? Sen bence yenilmezsin" aslında soracağım soru bu değildi. "Beyaz meleğin kanını taşımadığımız için hem ben yenilmez değilim" dedi. Düşündüm herkese acı verebilen bir kişi neden yenilmez olmasın ki ?

"Herkese işlemez bu acı senin gibilere mesela" dedi. Kırmızı bir kan neden bu kadar önemliydi ki ?
"Bu iş burada bitmedi hiray artık daha dikkatli olman gerek" dedi. Hani filmlerde kızla erkek ayrılırken hüzünlü notalar girer araya ve seyirciye duygusallık ekler. O bizde yoktu koray okadar ciddiydiki bütün hüzünlü notaları parçalıyordu.

"Anlamıyorsun ! Beni öldürseler bu savaş durucak çünkü benden başka beyaz melek yok" bakışları sertleşti. "Asıl sen anlamıyorsun ! Senden korkuyorlar farkında bile değilsin ! Hiray bu şehri saniyeler içinde yakabilecek güçtesin ama umursamıyorsun ! Bana ölmekten bahsetme ! Çünkü kaybeden sen olursun !" dedi ve yürümeye başladı.

Dediğinden birşey anlamamıştım. Ben güçlüydüm. Daha doğru düzgün yürüyemiyorum be ne güçlüsü. Yolda yürürken kendi kendine çelme takan biriyim ben.

Eve girdiğimde kocaman bir şok görmemle çığlık atmam bir oldu. "Baba ?"

Savaş daha heycanlı olmalıydı kabul ediyorum ama bu ilk savaşımız daha önümüzde bir sürü savaşlar var ve merdiven gibi daha heycanlı yükselicek :)) bakalım hiray niye çığlık attı ? Babasına bir şeymi oldu ?

Kucak dolusu sevgiler :))

MoR vE öTeSiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin