Sıcak duş iyi gelmişti. Rahat eşofmanlarımı giyip aşağı inecekken gene o odayı gördüm. Gizli giremezdim ama koray'a söyleyebilirdim o kadarda kötü olamazdı izin almadan hırsız gibi girmektense izin alabilirdim.
Aşağıya indiğimde herkes salona yayılmış oturuyorlardı. Tuğçe ve kerem yan yana oturuyor ve kavga etmiyorlardı. Koray tekli koltuğa oturmuş telefonumu kurcalıyordu.
Bir dakika benim telefonumu kurcalıyor ! Baktığımı fark edince "ne ? Beni sevimsiz diye kaydetmişsin !" diye sitem etti. "Ne diye kaydedicektim ?" dediğimde yanına gidip telefonumu almaya çalıştım ama vermedi.
"Bir sürü erkeğinde numarası var !" derken herkesin gözleri biza döndü. "Versene telefonumu hem seni ilgilendirmez !" dediğimde kafasını telefondan kaldırıp bana baktı. Telefona uzanmaya çalışırken koltuktan ikimizde yere düştük. Üzerine düşmüştüm !
İkimizde bir birimize bakarken telefonu uzatıp "al" dedi.
Üzerinden kalkıp telefonuma bakarken rehberimin yarısından çoğu silinmişti hatta kerem , tuğçe , yaratık vardı ve bir tane sevimsiz kahramanım yazıyordu Sefa'nın numarasını yaratık diye kaydetmişti.
Sevimsiz Kahramanım ise koray dı. Acaba ben onun telefonunda ne diye kayıtlıydım ?. Koray'ın arkasından koşup mutfağa girdim. "Ben senin telefonunda ne diye kayıtlıyım ?" derken buzdolabından şişeler çıkarıyordu.
Kıp kırmızı sıvı şeyi bardağa doldururken "sana ne ?" dedi. "Uyuz !" diye söylenirken aklıma oda geldi.
"Şey koray benim kaldığım odanın çaprazında mor kapılı bir oda var ben merak ediyorum orayı bana gösterirmisin ?" diye sorduğumda gözleri büyüdü ve çenesi kasıldı.
"Bir sefer görüceksin ve asla soru sormayacaksın tamammı ?!" dedi ve bileğimden tutup yukarı çıktık.
Koridorda küçük bir dolabı açmasıyla karşıma bir sürü anahtar çıktı. Mor bir kalemli anahtarlığı alıp dolabı kapattı ve odanın kapısını açtı.
Sarı duvarları olan ve duvarlarında bir sürü resimler olan bir odaydı sorun o kitabın arasında gördüğüm o kızdı. Her yer onun resimleriyle doluydu.
Önümüzde büyük bir masa vardı ve üzerinde bir sürü resim kalemleri , renkli kalemler bolca kağıt vardı.
"Burası benim ilham kaynağım. Kimse giremez bu odaya ! Sende son kez giriyorsun !" dedi. Masanın önünde bir saat vardı.
"Bu kız kim ?""Soru yoktu" dedi keyifsiz bir sesle.
Etrafta loş bir melodi çalıyordu sanki. Etraf sanki tarihi bir mekan gibi yeni yapılmış mobilyaların kokusunu alıyordum. Burası her yerden farklı gerçek dünyadan ayrı bir yerdi ve ben bu odadan çıkmak istemiyordum.
"Ben bu odada kalsam hiç çıkmasam ?" diye sordum imkansız olduğunu bile bile. "Hadi" dedi kapıya ilerleyip.
Odadan çıkarken son kez baktım ve çıktım.
"Bu odada gerçekten ilham var" diye homurdandım bu kız her kimse gerçekten önemli biriydi. "Seni resim çizerken izlemek isterdim" dedim yine ona imkansızmış gibi bakarak.
"Resim çizerken göremezsin ama piyano çalmayı denerim" dedi. Ne kadar uysal , sessizdi bu oda onu değiştiriyor belkide içindeki bilmediğimiz koray'ı gösteriyordu.
"Tamam" dedim ve takip etmeye koyuldum. Merdivenleri inerken bodrum katı gibi bir yere indik. Kapı açılırken içerisi çok değişikti.
Salon büyüklüğünde siyah bir piyano ve duvarları da siyah olan bir odaydı. Perdeler bordo renginde ve örtülüydü. Siyah dolabın içinde bir sürü kırmızı sıvı vardı ve kan kokuyordu. O sıvının artık kan olduğunu anlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Misteri / ThrillerHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...