Konuşmayı anında sonlandırdılar çünkü ben gelmiştim. Öksürdüğümü gören koray çok sert bakıyordu bana. Evet malesef hasta oldum. "Amca ben çok acıktım" dedim. Tuğçe sırıtıp "hadi yemek yapalım hiray" dedi. Şaşırmıştım çünkü tuğçe kolay kolay yemek yapmazdı. "Sende yemeğe kal" dedi koraya dönüp. Koray tuğçeye bakmadan "yok" dedi. Amcam ısrar ederek korayı ikna etti.
Mutfağa girip telefonları çıkardık ve yemek tariflerine baktık. Unutmadan koray et yiyemezdi. Bunu kendimden biliyordum çünkü bende yiyemiyordum.
Dolma biber ? Çok güzel yaparım diye düşünüp biberleri çıkardım ve iç hazırlamaya koyuldum. "Çorba yapıyımmı ?" diye sordu tuğçe. "Yap" dedim bana niye soruyordu ki ?##############################
Yemek yapamamıştık çünkü herşey yanmıştı dolma biberin dibi tutmuştu ve çorba çamur gibi olmuştu. Amcam mutfağa girdiklerinde halimize kahkaha attı. Koray hala ciddi ciddi bakıyordu amcam kahkasının arasından "kızlar siz evde kaldınız" dedi. Koray da bunu onayladı ukala. Sonuç olarak dışarıdan söylemiştik.
Pizzaları yedikten sonra sıcak bir ıhlamur yaptım. Bunu yapabilmiştim. Koray sıcak birşey içemiyordu soğmasını bekledi. Herşey bittiğinde kalkmak için ayaklandı. Saat çok geç olmuştu. Muzip bir gülümsemeyle "bende kalabilirmi ?" diye sordum. Üstümdeki kapişonluya bakıp "çok sevdin anlaşılan" dedi.
Evet sevmiştim en çokta kokusunu ama bunu ölsemde söylemem ona. "Kalabilir" dedi ve çıktı kapıdan. Arkasından bakarken oda bana bakıyordu. Parmaklarıyla 'içeri gir' dedi ve koşmaya başladı. Saniyeler içinde yok oldu bende içeri girdim.
Şu kapıdan babamın gelmesini bekliyordum galiba. Tuğçe bana bakıp sarıldı. "Sana anlatacaklarım varr" dedi neşeli çıkmaya çalışan sesiyle.
Odaya çıkıp "iyi dinle" dedi. Yerinde zıplayarak "berkle çıkıyoruzzz" işte bunu beklemiyordum. "Hani telefonda konuştuğum biri vardı ya o berkti" dedi. Onun adına sevinmiştim. "Kuzi şu resimlerimize baksana" dedi ve telefonu uzattı. Ona sarılmış yüzünü saklıyordu aklıma koraya sarılışım geldi. Ama ben korkudan sarılmıştım.
"Siz ne yaptınız hemen anlatıyorsun !" dedi. Kafamı kaldırıp "uçurumdan denize atladık" dedim. "Oha ! Ne ! Yuh !" diye ciyakladı. "Yüzme biliyormusun sen ?" diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım. "Sana iyi gelicek dedi ve atladık" dediğimde gözleri büyüdü. "Ee sonra" dedi sabırsızlıkla. "Önce muhteşemdi sonra korktum ama koray tuttu beni işte denizden çıktık falan çok güzeldi onun yanındayken hiç bir şeyden korkmuyorum" dediğimde pis pis güldü.
"Sen aşık olmadın dimi ?" yastığı alıp kafasına vurdum "hayır be ne alakası var" dedim. Kafasını ovuşturup "ne kızıyosun kızım ama çok iyi anlaşıyorsunuz" dedi gükerek. Ayağa kalkıp dövecekken kaçtı ve dil çıkardı. Kapıya parmağını dokundurup "aha buraya yazıyorum siz bir birinize aşıksınız" dedi. Yerdeki terliği alıp fırlattım "yazma biryere ! Yok lan öyle bişey !" diyip bende kovalamaya başladım.
Kahkahalar içinde eve turladık ve sonunda yorulup kendimizi koltuklara attık. "Sizi gidi serseriler !" dedi amcam gülerek. "Hadi yataklara yarın okul var" dedi amcam. "Evetttt yarın okul varr iyiki varrr" dedi tuğçe yerinde zıplarken. Hali çok komikti. Berk bizim okuldaydı ve onu görücekti.
"Neyi var bu kızın ?" dedi amcam. Gülerek "neyi yok ki amca" dedim ve koluna girip merdivenleri çıktık.
Sabah güzel bir kahvaltının ardından yola koyulduk. Tuğçe çok mutluydu. Okula geldiğimizde koşarak berke sarıldı. Koray gelmişti ve arabasına yaslanmış bana bakıyordu. Bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Kendime baktığımda siyah pantolon ve beyaz sporcu atletimi giymiştim onun üzerine de korayın kapişonlusunu.
Yanıma doğru gelirken herkes bize bakıyordu. Birşey söylemeden içeri doğru yürümeye başladık ki önümüzü ozan kesti. "Günaydın güzellik" dedi koray dik dik bakıyordu. "Bu akşam bar da parti var geliyorsun" dedi gülerek.
Koray ellerini sıkıyordu elindeki damarlar görünüyordu. "Bakarız" dedim koraya bakarak. Ozan göz kırpıp yanımızdan ayrıldı. Koray bana dönüp sinirli sinirli "asla gitmiyorsun !" dedi bir yandan da "güzellikmiş" diye mırıldanıyordu.
"Sen ne karışıyorsun ya ! Hayır gidicem !" diyerek dikleştim. Kolumdan tutup "hele bir git !" neden bu kadar sinirlenmişti ?. Beni tehdit ediyordu bide. "Gidicem koray ! Neden sinirlendin böyle gezip tozmama karışamazsın ! Bir daha beni asla tehdit etme !" diyip sınıfa girdim.
Normalde sevmem zaten böyle yerleri bir inat uğruna gidicektim.
İlk ders bitmişti ve koray derse girmedi. Tenefüse çıktığımızda gözlerim korayı arıyordu ama yoktu. Arabası hala okuldaydı tuğçe yanıma gelirken yanında berkte vardı. "Berk bu benim kuzenim hiray" dedi. Zorla gülümseyip "merhaba" dedim. Bende bir şeylerin olduğunu fark etmişti tuğçe. "Tuğçe akşam ki partiye gidicekmisin ?" diye sorduğumda berke baktı. Berk bir şey demeyince "giderim belki sen ?" dedi.
"Sen gidersen giderim" dedim. Tuğçe berke dönüp "gidiyimmi ?" diye sordu. Berkin istemediği belliydi ama gülümseyip "bir şartla" dedi. Neden erkekler şart kotardı ki ? "Yanında olucam dibimden ayrılmayacaksın !" dedi. Tuğçe gülüp yanağından öptü "tamam" dedi.
Ders zili çalınca "tuğçe bişey diycem" dedim. Ona danışmam gerekiyordu o erkekleri benden daha iyi tanıyordu. "Ozan korayın yanında sordu partiye gelicekmisin diye ben de bilmiyorum dedim sonra koray çok sert bir şekilde gitmiyorsun dedi bende inat ettim gidiyorum dedim ama benim içim çok huzursuz" dediğimde sinsi sinsi güldü.
"Seviyor kızım işte seni ! Bu çok belli" dedi. "Boşver git bişey olmaz merak etme partiye o da gelir" dedi. "Banane be ister gelsin ister gelmesin" dedim ve sınıfa girdik.
############ akşam #############
Hazırlanıp evden çıktık bizi berk almıştı. Siyah mini etek onun üzerine siyah sporcu atleti giymiştim ve deri ceketimi aldım. Bara geldiğimizde ortam çok kalabalıktı kapıdan ozan bizi aldı. İçeri girince direk masalardan birine geçip oturdum içim hala huzursuzdu.
Bir süre sonra tuğçe "kalk dans edelim" dedi. Omuz silkip "yok iyi böyle" dedim. Garson içkiler dağıtırken aklıma babam geldi. O da hep içerdi annem sandığım kadınla bazen bara gider kafayı bulup eve gelirlerdi. Nasıl rol yapabiliyordun bana ? Ben düşüncelere dalmışken yanıma bir oğlan geldi ve bardak uzattı "içelim mi ?" dedi.
Yüzümü ekşitip bardağa baktım "hiç içmediysen bir dene" dedi. Bardağı kafama dikip hepsini yuttum. Genzimi yakarak geçerken paslı demir tadı vardı. "Oww baya hızlısın" dedi ve birine bir şeyler işaret etti. "Senin gibi güzel bir kız tek bırakılmamalı"
"Tek kalmayı ben istiyorsam ?" güldü. Garson önüme bir içki daha koydu "bence istemiyorsun" dedi. Bardağı kafama diktim başım hafif dönüyordu. Midem de bulanacak olmuştu.Bu gece belkide buraya gelerek hayatımın hatasını yapmıştım.
Kaç bardak oldu bilmiyorum ama kendimde değildim bu apaçıktı çünkü gülüp duruyor ve tuğçeyle dans ediyordum. Garsonların tepsilerindeki bardakları alıp alıp kafama diktim.
Herkes dans ederken koşuşturmaca ve çığlıklar duyuldu. Gelen geçen bana çarpıyordu ve ben yere düşüp duruyordum. "Hiray !!" birileri bana bağtıyordu ama kim olduklarını seçemiyordum. Herkes gittiğinde yine tek kalmıştım yanımda kimse yoktu ve bir koku sarmıştı burayı. Genzimi yakan bir koku. Öksürmeye başladım. Yere düşmüştüm kafamı kaldırdığımda dört bir yanım alevler içerisindeydi.
Yanıyordu burası ! "İmdattt !!" kafamı kaldırmakta zorlanıyordum sonunda bilincim dumanların esiri oldu. Son gördüğüm şey her yerin alev aldığıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Misterio / SuspensoHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...