Gözlerimi açtığımda gene hastane duvarları arasındaydım. Kolumda bir serum vardı. Etrafa baktığımda yanımda tuğçe ve sefa vardı birde kerem. Doğrulmaya çalıştım.
"Kaç saattir buradayım ?" diye sordum. Gözlerim acıyordu kendimi çok bitkin hissesiyordum. "Bugün cumartesi akşamı yani bir gündür baygınsın hiray !" diye bağırdı tuğçe.
"O kadar oldu mu ya ? Neden bayılmışım ?" alay eden bir sesim vardı. "Hiç bişey yememişsin tansiyon falan kalmamış sende !" dedi.
"Keşke ölseydim" diye mırıldandım ve ayağa kalkmaya çalıştım. "Hop ! Dur biraz !" diye bağırdı. Burada da koray'ın izleri vardı.
Doktor yanımıza geldi bu tuncay bey değildi. "Merhaba küçük hanım" dedi ve yanındaki hemşireye baktı.
Baba dönüp "kendini iyi hissediyorsan seni çıkaralım" dedi ve bir reçete uzattı. "Bu ne ?" diye sordum elimde çevirirken."Kullanman gereken ilaçlar bünyen çok zayıf" dedi.
"Teşekkürler" diyip oturdum hemşire kolumdaki serumu çıkarıp pamuk verdi. Pamukla azıcık bastırdım ve çıkışa doğru ilerledim arkamdan "siz halledersiniz" dedim ve taksi beklemeye başladım.
Şu kapının önünde vermiştim sözü.
"Ona benziyorsun"
Nefes alamıyordum akacak göz yaşı kalmamıştı artık bende.Elimdeki kağıdı buruşturup fırlattım ve taksiye bindim. Tuğçe ve sefa da binip taksiye yolu tarif ettiler.
Dışarıyı seyrediyordum belkide seyretmiyordum bile.Eve gelince kendimi odaya atıp kapıyı kilitledim. Küçük çantayı çıkarıp giymekten vaz geçmeyeceğim kıyafetleri içine dıktım ki elime korayın kapişonu geldi. Hala onun kokusu vardı. Kapişona sarılıp yatağa uzandım.
Göz yaşlarımla ıslanmaya başladı çok özlemiştim onu. Üzerime giydim ve çantayı yatağın altına koydum. Herkes uyuyunca çıkıp gidicektim. Kapı vuruldu kilidi açtığımda içeri amcam girdi.
"Biraz konuşalım mı ?" diye sordu. Bu soru aslında beni dinlermisin olmalıydı çünkü konuşmak istemiyordum !.
"Tabi" dedim ve yatağa oturdum amcamda benimle birlikte oturdu. "Amcacım baban öldüğünden beri kendinde değilsin çok yıprandın ve hayatla irtibatını kestin" dedi. Buruk bir gülümsemeyle baktım yüzüne ah amcam bir bilsen yaşadıklarımı , hissettiklerimi.
"Beni çok üzüyorsun hiray ! Annen sana hiray ismini koyarken neyi düşünerek koydu biliyormusun ? Benim kızım kocaman gökyüzünde ay gibi parlasın hür olsun özgür ve sade olsun derdi sana hep ay parçam diye seslenirdi" dedi.
Dudaklarımı yalayıp baddaniyenin desenlerine baktım. Ben bunları duymak istemiyordum. "Görüyorum ki sokak lambasından farkın yok" dedi.
"Amca yeter artık lütfen bu kelimeler sadece canımı acıtıyor ben çok yoruldum !" sakin bir sesim vardı ama yüreğim çok konuşuyordu kalbim bana bağrıyordu.
"Hayat daha yeni başlıyo hiray ! Hemen yorulmak yok" gülümsedim benim için hayat bitmişti artık Hiray diye bir kız kalmamıştı.
"Gecenin perdeleri çekildi artık bende uyumak istiyorum" dedim. Amcam yataktan kalkıp kapıyı yavaşça çekti.
Yatağa uzanıp son kez kapadım gözlerimi.
Gözlerimi açtığımda hemen telefonum baktım zaman gelmişti ! Artık herşey bitecekti !.
Yatağın altından çantamı alıp merdivenlere yöneldim evet herkes uyuyordu. Ayakkabılarımı giyerken koltuğa baktım bu koltukta korayla film izlemiştik.Anılarımı bırakıp gidiyordum kapişonun şapkasını kafama geçirdim ve çıktım.
Oradaydı arabanın içinde camdan bana bakıyordu. Arkamı dönüp şu koskocaman eve baktım burası benim dünyam olmuştu.Hıçkırıklarımı dinlemişti bu duvarlar kahkahalarıma şait olmuştu bu eşyalar. Koray'ın izleri vardı bu evde.
Arabaya bindiğimde hızlıca sürmeye başladı. "Seni elde etmek ne kadar da kolay" dedi. İğrenerek bakım ona "beni asla elde edemiyeceksin ! Koray'ın hayatı için buradayım !" diye tısladım. Elini uzatıp saçlarıma hafifçe dokundu. "Çek o iğrenç ellerini !" dedim ve geri çekildim.
"Koray'ın hayatıymış... Küçük sevgilim ben kural ihlali yaptım" dedi ve iğrenç bir şekilde kahkaha attı.
Şaşkın şaşkın baka kaldım gaza daha fazla yüklendi. "Koray'ı öldürmeyecektim ama o seni çok seviyor ve ben seni seven herkesten nefret ediyorum" dedi ve dudaklarını büzdü."Benim evimin bir ayarı var bu ayar kapının orada eğer oraya basarsan pat ! Yangın çıkıyor dua ette koraycık oraya basmasın" dedi.
Gözlerim çıkacak gibi oldu Ne ! Ne ! Ne ! İçimde bir sürü ilikler koptu. Daha zaman vardı. Buradan kurtula bilirdim. Eğer saldırırsam beni iyice buraya bağlayacaktı. Bu ruh hastasına göre oynamalıydım ve en kısa zaman da gitmeliydim.
"Imm benzin bitiyor" dedi ve benzinliğe yanaştı. İşte fırsat !. "Ben de lavobaya giriyim" dedim. Benzinliğe girince temkinli adımlarla arabadan indim. "Ben de marketten bir şeyler alıyım sana" dedi.
O markete girince bende lavobaya ilerledim ama rafların oradan gizlice arkasından dolanıp dışarı çıktım.
Etrafa bakınırken bir tane kamyon dikkattimi çekti. Adamın yanına ilerleyip "merhaba şey ne tarafa gidiyorsunuz ?" diye sordum sakin olmaya çalışarak.
Adam eliyle "ilerdeki kasabaya" diyerek gösterdi. Harikaa !! "Şey beni de o kasabaya bırakırmısınız ? Ben yolda kaldım da" dedim. Adam dikkatlice bana bakıp "önde yer yok kamyonun arkasına atla" dedi. Koşar adımlarla arkaya atladım. İçerisinde bir sürü kutular vardı birine yaslanıp bacaklarımı kendime çektim.
İçimde korku vardı. Çok korkuyordum. Telefonu çıkarıp koray'a mesaj attım.
Kime : sevimsiz
"Lütfen melis'in evine gitme ne olursun"Kimden : sevimsiz
"Çok geç varmak üzereyim"Kime : sevimsiz
"Beni bekle yalvarırım ! İçeri hemen girme !"Kimden : sevimsiz
"Ne yapmaya çalışıyorsun Hiray !"Kime : sevimsiz
"Seni korumaya çalışıyorum inan bana"Kimden : sevimsiz
"Sana inanmak mı ?"Sustum. Mesaj yazamazdım artık ama biliyordum beni bekleyeceğini.
Kısa bir süreden sonra kamyon durdu ve adam geldi. "Geldik kızım" dedi. İnip etrafa baktım taksi durağı falan vardı "çok teşekkür ederim" dedim ve taksi durağına doğru ilerledim.
Taksilerden birine binip yolu tarif ettim. "Yalvarırım hızlı gidin hayat meselesi" dedim telaşla.
Adam biraz tırsmış gibi "tamam" dedi.
Bu en hızlı haliydi belkide bilmiyorum ama koray'ın yanında kaplumbağ hızı kalırdı.Uzun bir yoldan sonra sonunda geldik. Koray'ın arabasının hemen arkasında durdu cebimden parayı uzatıp indim. Koray arabanın önünde duruyordu. Beni dinlemişti girmemişti.
Yanına gittiğimde hemen doğrulup üzerime doğru geldi. "Kızım sen ne yapmaya çalışıyorsun !?" sessizce baktım gözlerine. "Melis bizde ! Sırf senin bu yalandan oyunun içinde ne kadar aciz olduğunu göstermek için buradayım !"
"Melis evde mi ?" dedim. Arkamızdan gelen sesle irkildim. "Bunu yapmayacaktın hiray !" dedi. Kocaman bir kabusun içinde kalmıştım. "Nasıl ya ! Adi ! Nasıl kandırırsın sen beni !" diye bağırdım.
"Melise bir şey olmayacaktı sadece koray ölecekti ! Artık sende öleceksin ! Ben senden sadece benim olmanı istedim !" dedi ve yaklaştı.
"Hiray bu da ne demek ?" dedi koray.
Ruh hastası iyice yaklaştı "koray'a bir şey yapma bak buradayım öldür beni ama ona zarar verme !" diye bağırdım. Koray'a bakıp "keşke beni de kendi canından vazgeçecek kadar sevseydin !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Misterio / SuspensoHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...