"Nerden bildin ? Nasıl hemen yanımda oldun ?" derken gözlerim kapanacak gibiydi. Beni arabasına bindirmiş son sürat gene gidiyorduk.
"Keremle konuşurken telefonu kapatamammışsın !" dedi ve gaza iyice yüklendi. "O şerefsiz sana birşey yaptı mı ?" dedi sinirden köpürüyordu. "Hayır" dedim yüzüme attığı tokatı saymazsak.
Arabayı telefon sesi kapladı ve bu koray'ın telefonuydu. Sinirle açıp "ne var ?" dedi. Karşı tarafı dinleyip iyice sinirlendi. Direksiyonu kavradığı elinin damarları çok belli ve kasları gerilmişti üstündeki atletten ap açık görünüyordu.
"Siz benim eve geçin benim gelmem yarım saati bulur" dedi ve telefonu kapattı.
"Keşke seni dinleseydim ve seninle gelseydim herşey benim yüzümden !" diye başladım gene ağlamaya. "Ağlama hiray !" dedi ama genede duramıyordum.
"Sen olmasaydın belki de.." beni tekrar susturdu. "Sinirlendiriyorsun şimdi geri gönüp o adamı öldürürüm !" dedi dişlerinin arasından.
Susup yolu izledim çok ıssız bir orman yolundaydık. Daha da gaza yüklenip tepeye doğru tırmanmaya başladı.
Dakikalar sonra bir eve geldik. Çok bakımlı ve korumalarla dolu bir evdi. Kameralar ve güvenlik vardı.
Güvenliğin vampir olduğu her halinden belliydi bem beyaz teni kana susamış hali insan dışı duruyordu."Şimdi den söyleyim yolda seni telaşlandırmak istemedim tuğçe de burada" dedi. Hemen koşup kapıyı çaldım. Kapıyı zayıf uzun boylu beyaz önlüğü olan biri açtı. Hizmetçi olduğunu anlamam zor olmadı hemen içeri dalıp etrafa baktım.
"Hoşgeldiniz Koray bey" dedi kadın.
Salonda kerem ve tuğçeyi görünce direk tuğçenin yanına koştum. Yüzü kızarmış gözleri şişmişti. "Neyin var ? Ne oldu ?" dedim telaşla. Sarılıp ağlamaya başladı.
"Babamı tanıyamıyorum ! Beni tehdit edip dövüyor" dedi. Saçlarını okşayıp "geçti bak güvendesin baban da yok" dedim ne diyeceğimi bilemeyip.
"İyi ki yanımdasın" dedi ve göz yaşlarını sildi.
Kerem birine sesleniyordu "miranda şu masaya bir sürü yemek koy yani sofrayı hazırla" dedi.
Koray'a baktığımda ortalıkta görünmüyordu. "Sana ne oldu elmacık kemiğin şiş gibi" dedi. O pislik adam vurdu ! Ne bekliyordum ki birde yere yapışmıştım yüzümde bir hasar olmamasını mı ?
"Uzun hikaye sonra anlatırım" dedim ve kerem'e döndüm. "Sen ne yaptın benimle konuştuktan sonra mı gittin ?" dedim.
"Seninle konuşurken koray geldi ve telefonda çığlıklarını duyunca koray hemen çıktı gitti. Ben de tuğçeyi aradım ama cevap vermedi ki merak etmiştim. Evine gittiğimde bağırışlar duydum ve kapıyı çaldım. Tuğçe zar zor ayakta duruyordu onu aldığım gibi buraya geldik işte" dedi.
Tuğçeye bakıp tekrar sarıldım. "Böyle yapmazdı" dedi tuğçe.
"Tamam boşver" desemde boşvermiyeceğini biliyordum. "Şimdi ne yapıcaz ? Burada kalamayız ki !" dedi. Ayak sesleri gelince koray karşımızdaki koltuğa oturdu ve "neden burada kalamazsınız ?" dedi.
Tuğçe utanıp "burası senin evin" dedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum evet haklıydı burada kalamazdık. "Benim evim ve her yerden güvenli hem de kocaman kalmamanız için bir neden yok !" dedi.
"Koray biz gerçekten kalamayız hem" beni susturdu. "Burada kalacaksınız ! En son itiraz ettiğinde başına gelenleri hatırlıyorsun değil mi ?" dedi.
Utanarak gözlerimi kaçırdım. Kerem bana bakıp "o piç sana bir şey yaptı mı ?" dedi. "Hayır" dedim bir çırpıda.
Koray kıza bakıp "miranda buz getir !" herkese aynıydı bu hepimize emir veriyordu. Aslında bu hizmetçi kıza emir vermemesi tuhaf olurdu.
Ya bu kız neden burada ya ! Buzu koray'a verirken gözlerini gözlerinden ayırmıyordu. Yerimde kıpırdanıp dikkat çekmeye çalıştım.
"Tamam saol" dedi bana inat yapar gibi. Bana neden inat yapsın canım ! Saol diycek ne diyecek !
Buzu bana uzatıp "şunu yüzüne koy !" dedi. Buza bakıp "gerek yok !" dedim şimdi buz gibi şeyi ne bilim ya !
"Buraya gel !" bizimkilere bakıp söylenerek kalktım. "Ne var ?" dedim.Kolumdan tutup kucağına otutturdu. "Ne yapıyorsun !" diye bağırdım. Ellerimi tutup buzu yüzüme koydu. "Ama bu çok soğuk !" dedim. "Mız mız" dedi ve ciddi bir şekilde yüzüme baktı.
Utanıyordum zaten ! Birde böyle ! Off ! "O pisliği öldürmeliydim !" derken gözlerimi büyüttüm. "Saçmalıyorsun !" dediğimde umursamaz bir tavırla durdu ve bir şey demedi.
"Bacakların acımıyormu ?" dediğimde sanki cılız çıkmıştı sesim. "Sen kendini ağır bir şey mi zannediyorsun ?"
"Zayıf olduğum söylenemez !" dediğimde alayla güldü ve "zayıf olsan nasıl olcan acaba ?" dedi.
Kız masaya bir şeyler koyarken göz ucuyla bize baktığını gördüm. Kafamı koray'ın omuzuna koydum. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama o kızın hoşlanmadığı her halinden belliydi ve bu beni çok mutlu ediyordu.
Belimden tutup "yukarı çıkalım üzerine rahat bir şeyler giy" dedi. Gömleği ultra büyük gelmişti ve bu beni çok utandırıyordu belkide kızarmıştım. "Utanmana gerek yok !" derken yüzümün yansığını hissediyordum.
Yüzünde eğilendiğini belli eden bir sırıtış oluştu. Belimden tutup beni kendine çekit ve konuşmaya başladı.
"Benim kızımsın sen bu ne demek biliyormusun ? Her şeyinle benim ! Gülüşün benim , bakışın benim , dudakların benim ve" gözleri vücuduma kayınca kızardım ve zorla konuştum.
"Ya birine aşık olur ve onunla evlenmek istersem ?" gözlerine bakamıyordum ama çenemi tutup gözlerine bakmamı sağladı. "Senin başka birine aşık olman zor ama eğer aşık olursan onu da o zaman düşünürüz" dedi.
"Ben kimsenin değilim ! Senin de !" derken. Elini cebine koydu ve "beni zorluyorsun hiray !" dedi. Anlamadığımı biliyordu , "senin benim olmanı istiyorum ama öyle bir şeye hazır olmadığını da biliyorum"
Eyvah ! Kesinlikle havale geçiriyorum !. "Şimdilik dudaklarına sahibim" dedi gıcık ses tonuyla.
"Ben" derken daha ne kadar utana bilirim bilmiyorum ama o konuştukça kalbime bir ağrı saplanıyor ve kalbim aklımın tersini söylüyordu. Belki de kalbim onu istiyor ama beynim buna engel oluyordu bilmiyorum.
Ne diyorum ben ! Yok , yok öyle bir şey !
"Sen şimdi odana gir hatta sıcak bir duş al kendine gel" dedi arkasını dönüp giderken. Gözden kaybolduğunu gördüğümde tam odaya girecektim ki çaprazımdaki oda dikkatimi çekti kapısı mor renkteydi.
Kapıya doğru yaklaştım ve kulbunu indirdim ama kapı açılmadı belliki kilitliydi. Acaba bu oda ne işe yarıyordu ?.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Mystery / ThrillerHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...