ölüm

272 16 0
                                    

Uyandığımda bir yanım uykunun sersemliği diğer yanımsa öğrendiğim bilgilerin aptal uykusundaydı. Kafamı kaldırdığımda koltukta biri oturuyordu "sefa ?" dedim. Bana döndü ve kalktı yatağın ucuna oturup "iyimisin ?" diye sordu.

Hayır anlamında kafamı salladım. "Bak bu belki iğrenç bir istek olucak ama Korayla görüşmesen ?" dedi.

Neden ikiside bir birinden nefret ediyordu "bu neden iğrenç bir istek olsun ?" dediğimde yüzünü güneşe döndü. Açık kahfe gözleri güneşte daha da bal rengi gibi oluyordu. "Onu seviyorsun" dedi yüzünü düşürerek.

"Hayır" dedim aniden "Korayın yanında yıllar sonra bir kız var ve bu onun için çok değerli olduğunu gösterir." Sinem vardı acaba neden gelmişti ve neden gitmişti ?

"Onun başka bir düşüncesi var kendi için yanımda o sadece kendini düşünüyo" dedim. Hayır anlamında kafasını salladı.
"O seni sevemez ama sen onu sevebilirsin ve seviyorsunda sadece kendine bunu asla söyleyemezsin" dedi.

"Öylesine soruyorum o neden beni sevemez ?" Merak etmiştim ama seveceğinden değil yani ne diyordum ben. "Yasak ! Bir meleğin kanını taşıyan kız zayıf halka bir vampirle evlenemez yada aşık olamaz" dedi. Çok saçmaydı zengin kız fakir oğlan davası gibiydi.

"Koray zayıf halka değil !" onu mu savunuyordum ? sanane kızım neyse ne ! "Lakabı bu" böyle saçma bir iş mi olur ?
"Bugün birşeyler yapalım mı ? mesela ailemle tanışırsın motorum var gezeriz" dedi. Aklıma gene koray geldi 'ondan uzak durmanı istiyorum' demişti. Aman banane !. "Tamam" dedim ve merdivenleri beraber indik.

Babam evde yoktu sadece amcam vardı ikisi konuşmaya daldılar. "Amca biz sefayla dışarı çıksak ?" dedim. Tuğçe elinde telefonu birşeyler yapıyordu.

"Biraz değişiklik olur aslında ama eve geç gelmek yok" dedi sefa tuğçeye dönüp "sende gel" desede. Tuğçe kafasını kalkırıp bakmaya bile tennezül etmedi. "Yok size iyi eğlenceler" dedi. Bende odama geçip üstümü değiştirdim.
Siyah tayt onun üzerine pembe uzun bir kazak giydim. Kapının önündeydi motorbisiklet arkasına atlayıp elimi beline sardım. Baya hızlı gidiyorduk saçlarım uçuşuyordu.

Kask takmak istememiştim şimdi ise pişman oldum. Güzel bir manzaranın önünde durdu. Saçlarımı umursamaz bir topuz yapıp manzaraya baktım.

"Sen neden korayı sevmiyorsun ?" diye sordum. Ellerini saçlarına daldırıp dudaklarını kıvırdı. "Düşmanız biz onunla" dedi. Gözlerimi büyüttüm nasıl bir düşmanlık olabilirdi ki ?

"Yıllar önce beyaz meleği öldüren ya da kaçıran kişi vampir ordusuydu ondan beridir vampirlerin kurtlara karşı düşmanlığı var !" dedi oda koray gibi ciddi ve nefret doluydu.

"Benim annem ölmedi ! bulucam ben onu !" dedim. "Bu artık imkansız belkide öldü buna kendini alıştırmalısın" dedi ve yaklaştı. Ben uzaklaştıkça o yaklaşıyordu "benim annem ölmedi !" diye hırladım.

Hayal etmeye çalıştığımda neden olmamıştı gerçekten ölmüş olabilirmiydi ?. Hayır ne saçmalıyorum ! o hayatta ve ben onu bulucam.

"Gitmek istiyorum !" dedim ve motora doğru ilerledim. "Sen nasıl istersen" dedi ve arkamdan geldi. Motora bindiğimizde yağmur atıştırıyordu.
İçimde huzursuzluk vardı sanki kötü birşey olucak gibi.

"Bize sürüyorum" diye bağırdı. "Tamam" diye bende bağırdım. Hızını arttırdıkça daha çok sarılıyordum. Bu rüzgarda hasta olmazsam ne mutlu bana.

Motordan indiğimizde iki oğlan bize doğru geliyordu. "Merhaba Hiray" dedi zayıf uzun boylu olan. "Ben emre" diyip elini uzattı. Elini sıkıp gülümsedim.

Diğeri daha çekingen duruyordu "bende melih" dedi. Beraber eve doğru yürürken içerisi çok kalabalıktı. Owww burada bir sürü var !. Bir sürü kişi vardı bunların hepsi kurtmu ? Sefa gülerek "kalabalık aileyiz" dedi.

Akşam olmuştu bahçede ateş yakıp etrafına toplandık. Babası da geldi çok yaşlı biriydi. "Misafirimiz var gençler düzgün davranın" dedi ve bana dönüp gülümsedi.

"Savaş varmış" dedi babası aralardan biri söze karıştı. "Biz savaşıcakmıyız ?" dedi oğlanın korktuğu yüzünden belli oluyordu. "Gerekiyorsa evet bir tane daha beyaz meleği feda edemeyiz" dedi.

Bende mi beyaz melek oluyordum ?

"Millet misafirlerimiz var" dedi bize doğru gelen oğlan. Arkasından jet hızında birileri geliyordu.
"Topraklarımızı çiğnediler !" diye bağırdı başka biri. Bu gelenler korayın ailesiydi iyide ne işleri vardı burada ?

Aralarında koray yoktu. "Buraya medeni bir şekilde konuşmaya geldik ! Sende çok iyi biliyorsun ki ayrım kalmadı kubilay" dedi. Konuşan kişi korayın babasıydı ve kubilay dediği kişi ise sefanın babasıydı.

"Ne istiyorsun ? Tuncay !" çok öfkeli çıkıyordu sesi. "Savaş var ! Bir meleğin daha yok olmasını istemiyorum !" dedi. Bana birşey olmayacaktı ! Ben kendimi korurum ! diyemem karşımda aç bir sürü vampir ordusu var.

"Benim yüzümden sizin riske girmenizi isteyemem" sonuçta bu savaşı kazanan biri olabilirdi. Ya bizimkiler yaralanırdı ki buna ihtimal bile vermek istemiyorum.
"Sana herkesin ihtiyacı var herkes kan dökene kadar savaşacak !"

"Asıl bensiz daha iyi ! kimsenin benim yüzümden ölmesini ya da yaralanmasını istemiyorum !" burada herkes haklı olduğumu biliyordu.
"Bu savaş olmayacak ben savaş meydanında tek başıma olucam ! Alsınlar beni annemin yanına götürürler ya da öldürürler ve bu kan akar birdaha savaş falan olmaz çünkü benden başka beyaz melek yok."

Annemi bulsam bile hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı belkide yaşamak bile istemiyecektim.
Sefaya döndüm "beni eve bırakırmısın ?" dediğimde herkesin çıtı çıkmıyordu.
"Tabi" dedi ve motora atladık acaba koray bey neden gelmemişti ?

Aman be banane. Eve geldiğimizde sefaya sarıldım "güzel bir gündü" dedim ve içeri girdim. Babam evde yoktu amcam gile gitmemiştim artık kendi evimizde olmak istiyordum hem korkacak neyim kalmıştı ki ? Benim öldüğümün son günleriydi.

########... 2 gün sonra... ########

Okuldan çıkmıştım dün de koray okula gelmemişti. Acaba bir şey mi olmuştu ? Gözlerim istem dışı onu arıyordu.

Tuğçeyle aramız iyi olmaya başlamıştı çünkü artık korayı sevmiyordu hatta onu sevdiğini sanmış oysa ki vaz geçilmez olduğunu düşünmüş ve elde etmek istemiş. İkimizde dolmuşa binip en arkasına geçtik. Taksiyle gitmek istemiyorduk bende zaten bizim evde kalıyordum artık.

Babam eve geç geliyordu geldiğinde de kafası ayık olmuyordu.
Acaba ben de ölünce mor ve ötesi diye bir şey kalıcakmıydı ? Ortada kocaman bir sorun vardı ve bu sorun yok oluyordu sonuçta beyaz melek ölücekti belkide koyulaşıcaktı izi bile kalmayacaktı.

Kimsenin umrunda değilim yaşamam hata benim. Korkmuyorum ! Annem olmadığını onu hiç tanımadığımı öğrendiğimden beridir kormuyorum !.

Eve geldiğimde dolmuştan indim kapının önünde ki mermere bir mektup bırakılmıştı. Eskimiş sarı renginde mor mürekkep dökülmüş bir zarf.

Zarfı açık okumaya başladım.

-Merhaba beyaz melek yarın çaylık arazisinde görüşmek üzere...
PETER

Merhaba arkadaşlar bişey sorucam sizce uzun bölüm mü ? Kısa bölüm mü ?

Cevaplarınızı bekliyorum...
Sevgilerimle :))

MoR vE öTeSiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin