Multimedya da koraycık var :D
Bu bölümü yazarken şu şarkıyı dinledim size de tavsiye ediyorum.
Göksel - denize bıraksam
İyi okumalar :))
Son ders kafamı koyup yatmıştım. Zil çalmasıyla ayaklandık. Çıkış saatiydi. Koray bana sürekli ne konuştunuz diyip duruyordu bende sürekli geçiştiriyordum. Okul çıkışı ders çalışalım diye karar verdik.
"Bildiğiniz bir yer varmı ?" dedi kerem. Ben boş boş bakarken koray "cafeye falan gelmem bence açık alan en güzeli" dedi. Tuğçe bana bakarken "aklında varsa bir yer götür" dedim. Koray yarım ağaz tebessüm etti ama hemen kayboldu. "Kerem arkamdan gel " dedi ve arabalara bindik.
Tuğçe keremin arabasına bindi. Çok hızlı sürüyordu. Yeşilliğin olduğu ağaçların olmadığı bir yere geldik. Arabadan inerken çantamı aldım ve yürüdük.
Çimenlere oturup defterleri açtım. Tuğçe ve keremde oturmuşlardı ama aramızda mesafe vardı. Koray da yanıma oturunca kitaptan yapamadığım yerlere bakındım. "Imm tamam şu konuyu anlat bana" dedim.
Kitabı alıp baktı ve "sorularını gösteriyim" dedi ve kağıda yazmaya başladı. Koray'a baktığımda çok ciddi bir şekilde soruyu yazıyordu. Saçlarını yana atmıştı ama bir iki tel alnına düşüyordu. Saçlarını yana atmak geldi içimden ama yapamadım.
Soruyu yazıp nasıl çözeceğimi anlatıyordu birden gözleri beni buldu ve anlatmaya devam etti. Soruya bakarken bir yandan da cevabı söylüyordu. "Bak şimdi bu y ler alt alta gelmeli ki bir birini götürsün ama şuna dikkat ediceksin ikiside aynı işaret olmamalı." dedi.Söylediği gibi alt alta getirdim. Sorunun cevabını fark etmeden çözmüştüm. "Anladım" dedim ve kitaptaki şu soruyu da gösterdim "o zaman bunu ben yapabilirim" dedim ve çözmeye başladım.
Gök gürlemeye başlayınca gökyüzüne baktık. "Ama ben nefret ediyorum yağmurdan !" diye sitem ettim ve kitapları kaldırdık ki yağmur başladı. Kitapları çantama koydum ve ayağa kalktık. Hepimiz arabalara binerken ben binmedim ve koşmaya başladım.
Yağmurdan nefret etmiyordum hatta çok seviyordum sadece muhteşem dersimi maffettimişti. Çimenlerden koşarken birden ayağım kaydı ve yere yapıştım ama yinede durmadım ve dönmeye başladım. "Çok güzel yağıyor" diye bağırdım.
Koray beni kollarımdan yakaladı ve çekti "delisin sen" dedi. "Evet deliyim ama bu çok güzel" dedim. "Hasta olucaksın gel buraya" derken ellerinden kurtulup koşmaya başladım. "Hayır gelmiycem" dedim ve koşa bildiğim kadar koştum çünkü arkamdan geliyordu. Birden belimden yakaladı beni ve ikimizde dengemizi kaybedip yere düştük.
Üzerine düşmüştüm ! Şaşkın şaşkın suratına bakarken o da bana bakıyordu. Dudaklarımı yalayıp kalkmak istedim. Öyle güzel bakıyordu ki bana...
Ne diyordum ben ! Kendimi toparlayıp kalktım. Arabaya bindiğimde üstüm başım çamur olmuştu ve saçlarım sırılsıklamdı.
Evin önüne gelince koray'a baktım o da bana bakıyordu. Gülümseyip "görüşürüz" dedim ve arabadan indim. Tuğçe ve kerem konuşuyorlardı sonunda tuğçede arabadan indi ve kapıyı açtı.
"İyi anlaştınız" dediğimde gülüp dil çıkardı "iyi biri" dedi. "Hımm" diye mırıldandım ve kendimi salona attım.
#
Sabah uyandığımda gene okul olmasına surat asıp tavır yaptım ve hazırlandım. Amcam bizi okula bıraktığında dersin başlamasına iki dakika vardı. Koşar adımlarla sınıfa girdiğimde tessa ve koray bir şeyler konuşuyordu. Tessa neşeli duruyordu koray ciddi bir şekilde dinliyordu.Koray'ın yanına oturup ikisine de baktım susmuşlardı.
Tessa önüne döndüğünde ilk dersin fizik olmasına sövmek istedim. Kafamı masaya koydum "ben hastayım çaktırma" dedim ki hoca adımı söylemesiyle tekrar doğruldum.
"Efendim hocam" dediğimde kadın yanıma geldi. "Bu sınavı duymuşsundur tatil sınavı buna seninde katılmanı istiyorum özellikle fizik sınavına karnene kendi notunu kendin ver" dedi ve keyifle güldü."Üzgünüm hocam ben matematik sınavına giricem" dediğimde kadın hafif bozuldu ama devam etti. "Ben fizik sınavına girmeni istiyorum !" dedi bunda hafif emir vardı. "Bildiğim kadarıyla öğrenciler kendileri seçebiliyorlar" dediğimde kadının yüzündeki tebessüm yok oldu onun yerine düşman bakışlar yer aldı.
Keyifle gülme sırarsı bendeydi. "Bu sınava girmesen bile diğer sınavlarda görüşücez hiray" dedi ve kıvırta kıvırta yürüdü arkasından dil çıkarıp "görüşecekmişiz" diye mırıldandım kadın arkasına dönüp "bir şeymi dedin ?" diye sordu.
"Görüşelim hocam demiştim" dediğimde limon yemiş gibi "ukela" dedi. Ahhh ! Sensin lan ukela ! Kendini bir şey zanneden salak. Diploma almayla hoca olunmuyo bunu bir kez daha görmüş olduk !.
"Hiray !" sert sesle uyarılmıştım ama beni uyaran koray olmuştu. Kafamı tekrar sıraya koyup uyudum.
Kadının iki dersinde de uyumuştum ki artık zil çalmasıyla kendimi lavaboya attım. Bizimkilere bahçede görüşürüz diyip sınıftan çıkmıştım. Soğuk suyla yüzümü yıkarken iki kız lavaboya girdi. Biri makyaj yaparken ben hiç kendime bakmıyordum. Koşar adımlarla sınıfa gidip tuğçenin çantasından makyaj mağzemelerini arakladım ve aynada makyaj yaptım.
Saçlarımı da ellerimle tarayıp serbest bıraktım ve çıktım. Bahçede çardakta oturuyorlardı yanlarına gittiğimde kerem dışında hepsi bana bakıyordu.
Koray "çirkin şey" diye mırıldanınca ona döndüm ve "sevimsiz" dedim. Kerem bana bakıp "yoo bence yüzüne renk gelmiş" dedi. Ona sevecen bir şekilde gülümsedim ki berk yanıma geldi. "Hiray bir şey konuşabilirmiyiz ?" diye sordu. Kerem ayaklanıp "yine mi sen lan ?!" diye soludu.
Kereme bakıp "tamam" dedim ve kalktım. Koray'ın bakışları çok kötüydü. Kısa kesmesi için yalvarıp çardaktan biraz uzaklaştık.
"Hiray ben tuğçeyi deli gibi seviyorum lütfen bir şey yap barıştır bizi" dedi. Çok üzgün duruyordu "benim yapa bileceğim bir şey yok ki neden ayrıldığınızı tam olarak bilmiyorum bile" dedim. "Ben" diye mırıldandı ve "aldattım" dediğinde yüzüne bir tane geçirmek istedim.
"Ne !" diye bağırdım. "Vallaha pişmanım inan bana !" dedi herkes bize bakıyordu. "Son pişmanlık fayda etmez koçum !" dedim ve sert bir şekilde omuzunu sıktım. "Başka kıza bakacak kadar şerefsiz biriyle tuğçenin işi yok !"
Bizimkilerin yanına gittiğimde tuğçe hüzünlü gözlerle bana bakıyordu. "O şerefsiz üzülsün kızım ! Asma suratını" dediğimde buruk bir gülümseme yolladı. Kerem "ne olduğunu biride bana söyleye bilirmi ? Bir ben mi salak kaldım " dedi.
Ben tam ağzımı açıp bişey yok diyecektim ki tuğçe "aldatıldım !" dedi. Koray gözlerini kısıp berke baktı. Kerem "ımm senin açından kötü olmuş ama bir erkeğin tek bir kıza bağlı kalması çok zor" dedi.
Tuğçe gözlerini büyütüp ayağa kalktı ve "siz erkekler çok adisiniz ! Bir kızın duygularıyla oynamak çok mı eğlenceli lan !" diye bağırdı. Kerem kafasını eğip "yanlış anladın" dedi.
Tuğçe sinirle bağırmaya devam etti "yanlışmı anladım ! Bir erkeğin tek bir kıza bağlı kalması çok zor ne demek !" ortam fazlasıyla gerilmişti. Şimdi ki dersimiz de bedendi ve dışarıdaydık. "Ya bu erkekler için böyle bir den fazla kızla beraber olan birisi tek bir kıza nasıl bağlı kalsın !"
Tuğçe sinir ve şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve "siz erkekler duygusuz , bencil yaratıklarsınız" dedi. Koray çok sıkılmıştı bu muhabbetten çardaktan kalktı ve bir yere doğru yürüdü oradan da iki çocuk geliyordu.
İkisiylede tokalaştı ve "ne buldunuz ?" diye sordu. Tuğçe ve kerem'den gözlerimi ayırıp koraya döndüm. "Abi ceset ormanda halledilmiş ve yol kenarına bırakılmış ama öldüren kişi ya da yanındakilerden biri şunu düşürmüş" dedi oğlan.
Koray eline alıp evirdi çevirdi "bir rozet" dedi. "Tamam siz aramaya devam edin " dedi ve yanlarından ayrıldı.
Onlar kimdi !? Ne cesedi neyin peşindeydiler ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Mystery / ThrillerHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...