Sonunda gelmiştik. Burası kocaman bir oteldi. Hepimiz odalarımıza dağıldık ve uykuya bıraktık kendimizi. Saat dört falandı. Yatağa uzanıp gözlerimi yumdum.
Uyandığımda güneş doğmuştu. Tuğçe yanıma gelip "kahvaltı yapalım ondan sonra havuza inelim" dedi. Yüzümü buruşturup "havuza mı ?" dedim. Düşünceli bir halde "olmazsa sen havuza girmezsin şenzonkların birine oturursun" dedi.
Kapı çalındı ve kerem içeri girip "hadi kızlar kahvaltıya" dedi. Odadan çıkıp asansörle en üst kata çıktık. Masalardan birine otururken garson kahvaltıları getiriyordu. Cam tarafına oturup etrafı seyrettim. İnsanlar güle oynaya kaydıraklardan havuza giriyordu.
Gözlerim koray'a kaydı sadece kahve içiyordu. "Kahvaltı yapmıycakmısın ?" sanane kızım ne diye soruyorsun !.
Gözleri beni buldu "canım istemiyor" dedi. Zıkkımın pekini ye !.Kahvaltı bitince tuğçe beni dürtükleyip "hadi giyinelim ve havuza inelim" dedi. Masadan kalkıp asansöre doğru yürüdük. Hepimiz dağılıp odalara girdik aslında yan yanaydı. Çantadan bikinime bakıp giymek konusunda tereddütte kalsam da giydim ve havluyla vüvudumu sardım.
Oda dan çıktığımda tuğçe de çıktı ve bana kısa bir bakış attı. Koray ve kerem bize doğru gelirken onlara baktık. Koray şort giymişti ve üzerinde hiç bir şey yoktu. Kasları ortadaydı ve baş döndürücü bir şekilde yakışıklıydı.
Saçlarını yana atıp bana baktı. Suç işlemiş gibi gözlerimi kaçırdım ve yürümeye başladım. Aşağıya indiğimizde etraf kalabalıktı. Tuğçe üstündeki havluyu şenzonka fırlatıp suya atladı. Hava kapalıydı ama yağmur yağmıyordu.
Kerem de suya atlayıp yüzmeye başladı. Koray şenzonklara uzanırken bir sürü kişinin ilgisini çekmişti bile. Üstümdeki havluyu şenzonka serip bende uzandım. İlk defa utanıyordum bikinili olurken. Kendimi diken üstünde hissettim.
Koray'ın yanına bir kız geldi. "Şey bir şey istesem ?" dedi gülerek. Koray kıza ciddi bir şekilde bakıp "ne ?" diye sordu kabaca. Kız elindeki kremi uzatıp "açamadım da açabilirmisiniz ?" dedi. Koray kremi alıp kapağını açtı ve kıza uzattı "teşekkür ederim" dedi kız cilveli cilveli.
Koray bir şey demedi.
Bir süre sonra canım sıkıldı ve ayağa kalktım. "Meyve suyu alıcam bir şey iatiyormusun ?" diye sordum. "Yok" dedi ve havluyu gösterdi "üzerine al şunu" dedi. Havluya bakıp "gerek yok" dedim ve arkama bakmadan yürümeye başladım eğer bakarsam kesinlikle bakışlarından korkucaktım.
Havuzun kıyısından yürürken tuğçe yanaştı "su çok güzel" dedi. Gülümsedim ki biri bana çarptı ve dengemi kaybedip suya düştüm.Nefes almayı unutmuş ve panik olmuştum. Havuzun dibindeydim sadece çırpınıyor ama yıkarı çıkamıyordum. Korkuyla gözlerimi açtım baloncuk baloncuk mavi fayanslara vuran beyaz ışığı gördüm.
Ciğerlerimin daraldığını ve nefes alamadığımı hissettim ki bir el beni yakaldı ve çekti. Ciğerlerime hava dolarken tırnaklarımı korkudan beni tutana geçirmiştim. Gözlerimi aralayıp baktım. Saçları ıslanmış ve alnını kaplamıştı. "Sefa ?" dedim şaşırarak.
Bana baktı ve "iyimisin ?" diye sordu. Şaşkınlıktan ve korkudan küçük dilimi yutmuştum kekeleyerek "e-evet" dedim. Saçlarımı geriye atıp "sana bir şey olucak sandım !" dedi. O sırada suya Koray girdi ve beni tutup Sefa'nın kollarının arasından aldı.
Korkuyla kavga edicekler Koray gene kızıcak diye düşünürken "teşekkürler" dedi. Şaşkın şaşkın koray'a baktım. "Hayatını kurtardın" dedi. Hiç olmadığı kadar sakin birazcık korkmuş ve rahatlamış duruyordu.
Koray beni iyice kendine çekti ve bacaklarımı beline sarmamı sağladı. Kafamı boynuna gömüp sıkıca sarıldım. Sefa bir bana bir de koray'a baktı ve "iyi olmana sevindim" diyip yanımızdan ayrıldı. Gözlerinde bir şey vardı. Koray ve bana bakarken sanki pişman veya üzgün gibiydi.
Suda öylece durduk. Koray bana bakarken bacaklarımı çekmek istedim ama izin vermedi. Tek eli sırtımdaydı diğeri ise bacağımda. Dokunduğu yer alev alev yanıyordu.
Sırtımdaki eli hafifçe belime kaydı ve yüzünü saçlarımın arasına sokup derin bir nefes aldı. Kokumu içine çekmişti ve çok kısık bir sesle "korkuttun !" dedi. Yumuşacık sıcak nefesi kulağımı huylandırdı. Bacağımdaki eli boynuma gitti ve yüzünü tamamen saçlarıma daldırdı.
Yanağımı saçlarına yaslayıp bende ona sarıldım. Dakikalarca böyle kaldık ve sonunda sudan çıktık. Havluyu üzerime alıp asansöre doğru ilerledim koray da arkamdan geliyordu.
Odaya çıkıp kendimi yatağa attım ve yastığa sarıldım.
*
Korkunun bittiğini sanmıştım. O kollar çok güvenli gelmişti belki de güvenliydi ama bir anlık boşluğumdan yararlanmışlardı , bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum ! Neredeyim ! Ne olucak ! Neden buradayım ! Bilmiyorum.
Gözü kapalı bir insan nasıl huzurlu olabilirdi oysa ki uyurken fazlasıyla rahatız. Suyun içindeyken koray'ın beni bırakmayacağını biliyordum. Koray yanımda olduğunda kimsenin bana bir şey yapamıyacağını biliyordum peki şimdi ?
Küçükken kaybolsam babamın beni bulacağını ve 'güvendesin yanındayım' diyeceğini bilirdim. Korkmazdım hiç bir şeyden babam beni korur derdim. İnsan yanlız kaldığında ve korktuğunda daha çok anlıyor yokluğunu.
Yanındakiler ne kadar unuttursada geceleri yanlızsın ve yüreğin o sevdiğin kişiyi arıyor. Aslında geceleri aramazdım babamı kızgındım ona. Belkide Koray'ın yanımda olması yetiyordu o bana yalan söylemiyor güven veriyordu.
Şuan koray'ın burada olmasını ve sarılmasını isterdim. Neden koray'ı arıyordum ya da neden ilk aklıma gelen tek şey Koray oluyordu !?
Buradan gitmek istiyordum. Elim kolum bağlı sadece sessizliğin ürküten soğunu hissedip rüzgarın uğultusunu dinliyordum. Kapı gıcırdaması gibi bir ses geldi ve bu sesin ardından gürültülü bir fırtına içeri girdi.
Olduğum yerde çırpınıp durdum.
"Ne kadar da çaresiz bir kız" diye söylendi keyif dolu bir sesin nefret fısıldayan nefesi. "Oysa ki beyaz meleğin kızına yakışırmı bu korku ?" korkmamaya çalıştım ama olmuyordu. Bana ne yapıcaktı ?"Hiç yakıştıramadım hiray ! Senin güçlü durman ve ben viyole'nin kızıyım demeni beklerdim !" dedi. Viyole senin annen dedikleri kadının adımıydı !?
Soğuk parmaklarıyla ağızımdaki bantı hızla çekti. Canım çok acımıştı dudaklarımı ıssırdım. "Benden ne istiyorsun ?" alayla kahkaha attı.
"Senden seni istiyorum !" yüzümde korkuyla bir gülüş oluştu "yani ölmemi istiyorsun" dedim.Soğuk ve ifadesiz bir sesle "benim olmanı istiyorum !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MoR vE öTeSi
Mystery / ThrillerHiray ; Küçükken en sevdiğim renk kırmızıydı. Rengin anlamını bilmezken saf ve temiz severdim kırmızıyı. Şimdi büyüdüm o saf kırmızı kalmadı ve artık heryer kan kokuyor. Siyah değil benim rengim kaybolduğum , boğulduğum o grilik kalmadı artık herşe...