Herkese merhaba, öncelikle hikayeme bir şans verdiğiniz için teşekkür ederim.
Devamında bu kurgu benim ilk kurgum olmakla birlikte 'amatör bir kurgu' denilebilir.
Eğer 'çerezlik' romantik komedi kurgulardan okumak istiyorsanız bu kurguyu sevebilirsiniz, bölümlerimin çoğunluğunda benim 'komik' diye nitelendirebildiğim espriler bulunmaktır, bölümleri yazarken sizleri güldürmeyi hedefledim.
Bölümler ilerledikçe yazım dilim güzelleşiyor. Son olarak, kurguyu okurken lütfen biraz sabırlı olun. Bölümler ilerledikçe eğlenceli sahneler artıyor.
UYARI: Bu kurgu argo, küfür, yasaklı madde kullanımı, şiddet, taciz, cinsellik, kan, vahşet, cinayet gibi unsurlar içermektedir. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir. Kurgu on üç yaş ve üzeri okuyucular içindir. Okuyacağınız kurguda gerçekleşen bütün olaylar, kurum, kuruluş ve karakterler hayal ürününden ibarettir.
Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim, iyi okumalar :)
1. Yirmi Haziran
Yirmi Haziran İki Bin On Sekiz (20/06/2018)
Kanımda ki maddenin etkisi miydi bu görüntüler, yoksa hatıralarım beni aldatır mıydı?Arkana bakma, Zeren.
"Onu arkamda mı bıraktım?"
Bırakmıştım.
Nefes nefese durdum. Ellerimi dizlerime koydum. Daha çok uzaklaşmamıştım. Arkama dönsem görürdüm. Başımı kaldırmaya yeltendim ki, nerde bende ki o cesaret!
Yapma Zeren, sen bir şey yapamazsın. Elinden ne gelir ki? On beş yaşındasın daha, çocuksun.
"Ben mi çocuğum? Çocuklar uyuşturucu içmez!"
Çocuk değildim! Arkama dönmezsem o kıza ne olacağını bilecek kadar büyümüştüm.
Devam et, Zeren.
"Gidersem ölecek!"
Nefes nefese başımı yere eğdim. Doğrusu ben niye nefes nefeseydim? Koşmuyordum bile.
Kafam çok bulanıktı. Kafam güzeldi. Ama sonrasında bu anı hatırlayacağımı biliyordum.Pişman olur muydum? Olur muyum, Zeren?
Arkama dönüp yardım etmem gerek. Bu neden bu kadar zor? Çok basit olması gerekiyor! Başka biri olsa ne yapardı?
Senin de anneni öldürdüler, Zeren. Kimse yardım etmedi. Yardım etme.
Ama ikisi bir mi!? Bu kız çocuğu daha çok küçük! Ölmeyi hak etmeyecek kadar küçük!
Hep deriz değil mi, herkes ölmeyi hak eder diye? Bir kaç saat sonra yirmi bir haziran olacak. On altı yaşına gireceksin. Burada olmak istemezsin değil mi?
Nefesimi verdim. On altı yaşına girmek istemiyordum. Bu gün intihar edecektim. Annem ve babamın yanına gidecektim. Onlar olmadan daha fazla yaşamak istemiyordum. Abim çok üzülecekti ama yapacaktım.Herkesi arkamda bırakacaktım. Karan'ı, Meriç abiyi, Tarık abiyi, Deniz abiyi...
Sevgi'yi de özlemiştim. Onun kızıl saçları gözümün önündeydi. Nasıl unuturdum ki? Ah canım arkadaşım, onu görmek istiyordum.
Sevgi'yi, annemi ve babamı görmem için bu gün ölmem gerekiyordu.Peki ya ben burada ne yapıyordum?
Bu gün senin yerine o kız ölse, Zeren?
Olur muydu öyle şey! O kız ölmek istiyor muydu!? O daha çok küçüktü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haziran - Yirmi Bir
ChickLitBir uçak arkasında bir afişle geçiyordu. Afişte yazana dikkat kesildim. 'Bize günbatımı kitabında mutlu bir son yazdım, çünkü sana en çok gülmek yakışıyor, sarışınım.' Arkama döndüğüm de bir dizinin üzerine çökmüştü. "Her günbatımında seni sevdim...