On İkinci Bölüm

517 37 1
                                    

Bu bölüm argo, küfür ve benzeri unsurlar içermektedir. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir.

Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3

İyi okumalar...

~~ON İKİNCİ BÖLÜM~~

Zeren Aslanoğlu 

Derin bir nefesle "Sizin yapacağınız işin amına koyayım." dedim.

Gözlerimi kırpıştırdım, böyle yapınca her şeyi anlayacağıma inanıyordum. Karşımda şokla bana bakan iki insanda aynısını yaptı. Demir yavaşça havada ki elini indirirken kadın yavaşça yutkundu.

Bu sırada kapı açıldı, Ata bize bakmadan "Aşağıda bir sıra vardı kendi kendime, çikolatalı süt mü alıyorum yoksa yüzde yetmiş indirimde ürün mü, dedim-" diyordu ki, sözünün sonuna doğru arkasına dönmüş ve o da bu ana şahitlik etmiş oldu. Neden aklıma Bihter, Behlül, Adnan sahnesi geliyor?

Ata'ya sırıttım "Eee," dedim, "Aldın mı sütünü?" yutkundu ve elinde tutuğu sütü hafif hafif kaldırıp bana gösterdi. Ata'ya "Bekle senin de amına koyacağım." dedim ve Demir'e döndüm "Üç dakikan var." açtığım kapıyı kapattım ve geri dönüp kendimi bir koltuğa attım. 

Diğerlerinin çoğu ayakta olduğundan öylece bana bakıyorlardı, hepsine tek tek baktım "Ne?" dedim, "Gerçekten anlamayacağımı düşlündünüz?" öyle bir herkes herkese baktı, bakıştılar bense bu hallerine güldüm. Tamam bunu tahmin etmemiştik ama sonuç olarak yakınlaşmıştık...

Bir dakikaya yakın süreden sonra Demir ve kumral kadın yavaş yavaş odadan çıktı, şahsen aşırı merak ediyordum bu kadını. İkisi de karşıma oturdu, onlara rahat bir tavırla bakıyordum elimi 'hadi' dercesine salladığımda Demir boğazını temizledi ve konuşmaya yeltendi lakin kadın ondan önce konuştu.

"Adım; Neşe, Demir bana yardım ediyordu onu yanlış anlamayın lütfen."

 Tek kaşım kalkış izni isteyip duruyordu, onu tutmak için ultra mega bir güç sergiliyordum, başımı salladım. "Nereden tanışıyorsunuz? Birbirinizi ne kadar süredir tanıyorsunuz? Kaç yaşındasın?" Neşe sanırım bu kadar soruyu bir arada beklemiyor olsa gerek önce bocaladı onun yerine Demir konuştu.

"Size nereden ve nasıl tanıştığımızı anlatacağım ama lütfen bunu şimdi istemeyin." Artık çok geçti, tek kaşım havalanmıştı! Demir susunca Neşe hemen konuştu. "Bir haftadır tanışıyoruz ve Demir benim hayatımı kurtardı," 

Demir'e baktı "Sanırım... sanırım nasıl tanıştığımızı o size anlatır." tekrar bana döndü. "Ve son olarak yirmi yaşındayım." Başımı salladım, hastaydı bu kız adım kadar emindim. Adından ne kadar eminsin Zera, Zeren?

Demir'e güveniyordum, o bana bir ara nasıl tanıştıklarını anlatırdı. Neşe'yi süzdüm ardından tekrar gözlerine baktım "Hasta mısın?" kadının dudakları şaşkınlıkla açıldı, "Ben... e-evet, ben kanserim." doğrusu şaşırdım. "Ne kanseri?" 

Neşe "Tam bilmiyorum onu. Babam köydeki doktora baktırmıştı yani kesin değil." dedi.

Kısa süre sessizlik oldu, ardından Ecem boğazını temizledi bakışlarım ona döndüğünde bir şey söylemek istiyormuş gibi baktığını fark ettim, tek gözümü kırpıp 'ne var' dercesine kafamı salladım. 

Ecem tatlı tatlı sırıttı, "Aslında... merak ediyorum da," bakışları Neşe'yle birleşti yüzünde abla gülümsemesi oluştu ardından "Neşe bizimle kalsa?" dedi. Gözleri tekrar benimle birleşti ve "Yani en azından iyileşene kadar?" dedi.

Haziran - Yirmi BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin