On Altıncı Bölüm

531 26 44
                                        

Bu bölüm argo, küfür, kumar, kan, taciz, cinayet ve vahşet gibi unsurlar içerir. Rahatsız olan, küçük yaşta ve etkilenen okuyuculara okumaları tavsiyem değildir.

Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3

İyi okumalar...

~~ON ALTINCI BÖLÜM~~

Zeren Aslanoğlu 
Gözlerimi açtığımda saat çoktan dokuz olmuştu. Uyandığım anda Karan'ın eksikliğini hissetmiştim ama beyefendi dün beni korumalarıma rezil etmenin cezasını çekmekteydi. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime siyah askılı badi ve kısa şortumu giyip ince topuklu bilekten ayakkabılarımı giydim.

Odama geçtiğimde canım madde istiyordu ama neredeyse iki haftadır hiç madde almadığım için kendimi kontrol etmek istedim ve maddeyi bırakabileceğime inandım. Tabi bunları düşünürken makyaj masasının karşısına geçmiştim. Önce saçlarıma hafif bir dalga yaptım ardından da makyaja geçtim.

Makyaj içinde önce yüzümü nemlendirdim sonra kapatıcıyla artık eskisi kadar koyu olmayan göz altlarımı kapadım sonra elmacık kemiklerime ve burnuma kontür ve pudra uyguladım ardından hafif bir allık sürdüm, rimelimi sürüp göz pınarlarıma ve burnumun üzerine parlatıcı uyguladım, son olarak siyah mat rujumu sürüp makyajımı sabitledim.

Deniz kokulu saç parfümümü ve normal yine deniz kokulu parfümümü sıkıp telefonumu ve çantamı alıp odamdan çıktım.

Ortak salona girince herkes de bir hal olduğunu fark ettim köşk halkı bir koltuktan uzak duruyordu. Meraklı bir ifadeyle "Ne oluyor?" diye sorduğumda Demir kendini gülmemek için zorlarken "Bence siz görün." dedi. 

Koltuğun arkasına geçtiğimde yarı çıplak üzerinde küçük bir pike olan kocaman olduğu için koltuğa sığamamış, ayakları dışarıda kalan bir adet Karan görmüş bulundum. Şaşkınlıkla, saçı başı dağınık uyuyan Karan'a bakarken Demir'e bakmadan "Ne yapıyor bu, burada?" diye sordum, Demir "Size grev yapıyormuş..." diye mırıldandı, başımı hafif hafif salladım.

Ardından aklıma gelen fikirler derince sırıtıp dikleştim ardından birden koltuğa yani Karan'ın kasıklarına atladım. Adamcıklarım anında arkasına dönerken Karan yüksek seste inleyerek iki büklüm oldu, bense gayet rahat bir şekilde üzerinde oturuyordum. Karan acılar içinde inlerken daha gözünü açamadığı için "Senin ecdadını sikeyim, orospu çocuğu!" dedi, gözlerini açınca anlık duraksadı bense "Benim mi?" dedim. Karan anında "Ha-hayır, sarışınım..." dedi, yazık canı yanıyordu, ben gülerken Karan "Ne yapıyorsun kucağımda?" dedi ben hemen "Oturmayayım mı?" diye cilvelendim, Karan derin bir nefes eşliğinde "Otur güzelim, her zaman oturabilirsin de sabah sabah atlamasaydın öyle..."  diye mırıldandı.

Cilveli bir şekilde güldüm ve "Koltuğa oturacaktım, doluydu." dedim, altımda varlığını hissediyordum, Karan'ın yüzüne eğilip gülerek cilveli bir ses tonunda "Bizim çavuş mesaide her halde, hissediyorum..." diye mırıldandım, Karan'ın göz bebekleri büyürken "Sevgilim, kalk." dedi, yerimde kıpırdandığımda Karan gözlerini sımsıkı yumdu bense hala cilveli bir şekilde "Nedeeen?" dedim, Karan acısını unutmuş olmalıydı altımdaki benliği biraz daha kendini hissettirmişti. Biraz daha kıpırdanırken "Merak ediyorum..." diye mırıldanıp tutkulu bir ses tonunda ekledim "En fazla ne kadar-" Karan sözümü kesti, "SARIŞIN BEN SAĞLIKLI BİR ERKEĞİM!" güldüm ve "Bende sağlıklı bir kadınım." dedim.

Karan daha sakin bir ses tonunda "Anladım güzelim, bana ders vermek istiyorsun ama dersimi aldım daha fazla kıpraşmadan kalksan?" dedi, o sırada Demir "Patron Hanımcığım, sanırım Karanişkoya katılıyorum. Bunu bizim yanımızda yaşamasanız mı?" dedi, eh tamam zaten sıkılmıştım. Oflayarak ayağa kalkarken "Size de şaka yapılmıyor!" dedim, Karan benim kalkmamla diğerleri önüne dönmeden pikesini beline bağlayıp odama kaçtı, onun bu haline gülerken diğerleri de önüne dönmüştü ben tekrar rahatça koltuğa oturdum.

Haziran - Yirmi BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin