Otuz Birinci Bölüm

47 8 0
                                        

Merhabaaa

Neler yapıyorsunuz, nasılsınız?

Ben iyiyim. Bölümleri yazarken eğleniyorum. En çokta Kiraz ve Kenan sahnelerinde... Yavaş yavaş sona geliyoruz. Bu eğlenceli dünyadan nasıl ayrılacağım bilmiyorum. 

Pekala giriş kısmını uzatmaya çalışıyorum lakin size söyleyecek bir şeyim yok. Boş yapma konusunda gerçekten iyiyimdir ama bu sefer beceremiyorum. Ya yeteneklerimi kaybediyorum yada yaşlanıyorum. Gerçekler kırıcı oluyor.

Eh giriş kısmı bu seferlik böyle olsun, sizi bölümle baş başa bırakıyorumm.

Bu bölümde argo, küfür ve benzeri unsurlar bulunmaktadır. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir.

Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3

İyi okumalar...

~~OTUZ BİRİNCİ BÖLÜM~~

Zeren Aslanoğlu
Sekiz Saat Sonra/Sabah (17/11/2023)

Uyandığım gibi kahvaltıya oturmadan Kiraz'ı uyandırdım. Kiraz'dan Kenan'ı uyandırmasını isteyip Gaye'yi uyandırdım ve dördümüz depoya, plan yaptığımız yere indik.

Dün gecenin ardından konuşamamıştık. Şimdi konuşma vaktiydi. Herkes sandalyelerine yerleşirken Gaye esneyerek "Saat kaç ya!" diye sitem etti. Kenan Gaye ve Kiraz'ın tersine pijamalarını çıkartıp gelmiş ve yine onların tersine dinç bir şekilde Gaye'yi cevapladı. "Sekiz."

Kiraz dirseklerini masaya yaslayıp yüzünü elleri arasına alarak "Bu saatte toplanmak zorunda mıydık?" dedi. Başımı sallayarak "Evet." dedim. Kenan "Dün geceyle ilgili mi konuşacağız?" dedi. Başımı salladıktan sonra "Dün akşam neredeydiniz?" dedim, Gaye alayla gülerek "Bizim 'güvenilen kişiler' olduğumuzu sanıyordum." dedi.

Kiraz ise "Kanıt toplamaya çalışıyor." dedi ve sorumu cevapladı. "Terastaydım. Adamların geldiğini çok geç fark ettim. Kendimi koruyacak bir şeye sahip değildim. Tek seçeneğim evden uzaklaşmaktı. Diğerlerini izleyemedim. Bende kanıt yok."

Kenan'a baktım, Kenan ise "Kiraz'laydım." dedi. Haddim olmasa da sordum, "Beraber ne yapıyordunuz?" ikisinin bakışları saniyelik birleşti ardından bana döndü ve aynı anda yanıtladılar.

"Konuşuyorduk."

"Terasta denk geldik."

Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim, Kiraz ise toparladı. "Terasta denk geldik, konuşmaya dalmışız." Başımı sallayarak "Anladım." dedim ve Gaye'ye döndüm. Gaye ise "Efkan'laydım." dedi. Başımı sallayarak "Efkan'la neredeydin?" dedim, bakışlarını kaçırdığında kaşlarımı çattım.

"Banyoda."

Beklemediğim bir cevap olduğu için duraksamıştım. Konuyu değiştirmek için başka bir şey söyledim. "Anlaşılan dördümüzde tesadüfen alakasız yerlerdeydik."

Kenan başını sallayarak "Elimizde hiçbir şey yok mu?" dedi. Nefesimi vererek "Karan bir kaç adamı aldı, konuşturmayı amaçlıyor ama bunlar zaten paralı asker. Bir bildikleri yok büyük ihtimalle. Sadece saldırın denildi ve bunlarda saldırdı." dedim.

Kiraz ise "Sözde yöneticinin yaptığını biliyoruz zaten." dedi, başımı sallarken "Bu kadar ileriye gitmesini beklemiyordum." dedim. Gaye ise "Karşılık verelim." dedi. Başımı arkaya atıp "Sözde yöneticiyle ilgili hiçbir şey bilmiyoruz." dedim.

Gaye "Ele geçirdiğimiz laptopı en yakın zamanda halledeceğim, elimden geleni yapacağım ama içine giremeyeceğim kadar korunaklı olduğuna eminim." dedi, Kenan "Dosyalarla ilgileniyoruz." dedi. Kiraz "Dövmenin temsili çizimini bitirdim, Kenan'a yardım ederim" dedi.

Haziran - Yirmi BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin