Bu bölüm argo, küfür, yasaklı madde kulanımı gibi unsurlar içerir. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir.
Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3
İyi okumalar...
~~BİRİNCİ BÖLÜM~~
Zera Aslanoğlu
Siz istediğiniz gibi mi yaşıyorsunuz? Çoğumuz hayatımızdan memnun değiliz, zaman zaman sorumluluklarımızdan sıkılırız ya da her günümüzün aynı olmasından. Ben her günümü aynı geçirmem, en azından denerim.
Eğer kendimi üç kelimeyle anlatacak olursam şunları söylerdim: bencil, umursamaz ve yalnız belki gereksiz dram yaptığımı düşünebilirsiniz ya da abim gibi hareketlerimi bir şeye yormaya çalışabilirsiniz. Tamam kafalar karıştı ama merak etmeyin her şeyi en başından anlatacağım.
Sanırım hayatımda en çok sorun çıkaran şey madde, diğer adıyla uyuşturucu. Uyuşturucu almamla ilgili bir sürü haklı sebebim var. Yanlış anlaşılmasın asla doğru bulmuyor ve desteklemiyorum. Ama var işte benim de haklı bahanelerim...
Uyuşturucu kafamdakileri susturuyor. Aslında çok daha ses yapıyor ama sesler birbirine girince ben duymuyorum. Ve diğer bahanemse her şeyi unutturması.
Hayatımda ikinci yer kaplayan şey motorum, motorumla ana yola çıkıyorum hızlı gidiyorum bu bana özgür ve yaşıyor hissettiriyor. Uzun gri saçlarımın rüzgarda uçmasını seviyorum. Kafamın bulanık olmasını hiçbir şey duymamayı, düşünmemeyi seviyorum. Abim çok üzülüyor bana hep 'kendini öldürüyorsun' diyor ama öbür türlüde yaşanmıyor. Abimi düşünmediğim için bencilim.
Kendim dışında hiçbir şeyi düşünmem. Ve bu da beni umursamaz yapıyor. Yalnızım çünkü hiç konuşmayı denemedim. Çokta büyük dertlerim yok zaten. Ama acı bulunduğu kalbin şeklini alır. Bu yüzden küçük yaşta uyuşturucuya başlamıştım. Başlarda bu kadar çok içmiyordum ama bir süre sonra ben ne kadar kabul etmesem de iş kontrolümden çıktı.
Adım Zeren bu ismi kendi zihnimde bile çok sık tekrarlamam. Bana annemi hatırlatıyor. Hatırlamayı sevmiyorum zihnimin içinde hapis tutuyorum bir çok düşünceyi... Bana Zera demelerini seçtim. Zeren ismini zaten sevmezdim aklıma farklı bir isim gelmemişti annemin adı Azra, bende onun baş harfini çaldım.
Abim bu dünyada görülebilecek en iyi abi; düşünceli ilgili anlayışlı ve daha nicesi abimi kesinlikle hak etmiyorum.
Bu sabahta bir önceki sabah gibi başladı. Uyandım ilk yaptığım lavaboda işlerimi halletmek oldu. Ardından dolabımın başına geçip mevsime uygun giyinmeye çabaladım.
Alt yazı geçiyorum şubatın sonlarındayız ama buna rağmen bu gün İstanbul fazlasıyla güneşli ve sıcak.
Altıma fileli çorap giydim, çorabın üzerine koyu siyah yırtık jean kot giydim. Üzerime boğazlı, uzun kollu siyah dar ve göğsümün altında biten bir crop giydim ki, bu tarzda croplara bayılıyorum, üzerime de yine siyah deri bir palto geçirdim. Ayaklarıma siyah deri dokuz santim topuğu olan bir bot giyindim.
Aslında çok uzun bir kadın değilim ama hep uzun topuklular giyindiğimden uzun gibi görünüyorum, boyum bir altmış. Yüzüme makyaj yaptım ve gri saçlarımı düzleştirdim.
Siyah çantamı, motor kaskımı, telefonumu ve anahtarlığımı alıp odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken çalışanlar 'günaydın efendim' 'bu gün de harika olmuşsunuz efendim' gibi iltifatlar ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haziran - Yirmi Bir
ChickLitBir uçak arkasında bir afişle geçiyordu. Afişte yazana dikkat kesildim. 'Bize günbatımı kitabında mutlu bir son yazdım, çünkü sana en çok gülmek yakışıyor, sarışınım.' Arkama döndüğüm de bir dizinin üzerine çökmüştü. "Her günbatımında seni sevdim...
