Otuz İkinci Bölüm

72 10 0
                                    

Merhabaa

Nasılsınız, neler yapıyorsunuz?

Ben iyiyim, yaşıyoruz işte.

Eve yeni geldim ve bu bölümü düzenlemeden atacağım, hatalar varsa lütfen hoş görün.

Bu bölümde argo, küfür, cinsellik ve benzeri unsurlar bulunmaktadır. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir.

Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3

İyi okumalar...

~~OTUZ İKİNCİ BÖLÜM~~

Zeren Aslanoğlu

On Altı Yıl Önce...
Su. Su hayattır, kültürdür. Kültür müdür? Kültür..? Kültür ne demektir?

"Zeren!"

Bittik. Hızla Sevgi'ye döndüm, "Basıldık!" dedim. Bana mal mal bakmaya devam ettiğinde bu kelimenin anlamını bilmediğini anladım. "Öğretmen geldi!"

Sevgi endişeyle "Ne yapacağız?" derken musluğu kapadı. Üzgün bir şekilde küvetimizden ayrıldık. Zorundaydık. Anında kafamda plan kurarken "Peçete!" dedim. Hızla kurulanmaya çalışırken öğretmenimiz "Siz kapıyı kilitlemeyi nereden öğrendiniz? Açın kapıyı." diye sesleniyordu.

Sevgi peçeteyle kendini kurulamaya çalışırken "Açacağız öğyetmenim!" dedi. Sevgi 'r'leri söyleyemiyordu bu yüzden 'r'lerin olduğu kelimeleri de hiç sevmezdi. İsmim de 'r' olduğu için benimle dürterek iletişim kuruyordu. 

Tabii ben bu duruma da çözüm buldum. Alper'in bana taktığı 'Ze' lakabını Sevgi'ye öğrettim. Böylece Sevgi rahatça benimle iletişim kuruyordu.

Peçeteyle kurulanma işi yatmıştı. Kurumuyorduk. Peçete dediğin kurulardı kardeşim, bu peçete bozuktu. Kesin fakir peçetesiydi. Sevgi endişeli endişeli "Olmuyo!" dedi, bende "Bozuk peçete!" diye isyan ettim.

Bu sırada öğretmenimiz sanırım yedek anahtar falan bulmuştu. Çünkü kapı birden açıldı. İşte şimdi tam anlamıyla basıldık.

Öğretmenimiz ikimize de bakıp nefesini verdi. "Siz yine muslukta kendinizi mi ıslattınız..?"

İkimizde başımızı eğdik. Ben suyu seviyordum, Sevgi de benim sayemde sevmeye başlamıştı. Başımı kaldırmadan "Sevginin bir suçu yok öğretmenim, benim fikrimdi." dedim.

Sevgi ise "Benim de fikyimdi!" dedi, öğretmenimiz ise "Annelerinizi arıyorum sizde o süre içinde kenarda bekleyin." dedi ardından ikimizin de elini tuttu ve "Gelin bakalım." dedi. İkimizde sandalyelerimize yerleştirildik.

Annelerimizi beklerken uslu uslu ileride evcilik oynayan arkadaşlarımızı seyrettik. Sevgi "Annem ceza veycek." dedi, başımı sallayarak "Benimki de." dedim. Sevgi ise "Boya seni koyoyo!(Bora seni koruyor!)" dedi.

Sevgi abime aşıktı. Her genç bebeğin aşkı olurdu... Nefesimi vererek "Abimle evlenirsen akraba olurmuşuz." dedim, Sevgi heyecanla bana döndü. "Geyçekten miii?(Gerçekten mi?)"

Başımı sallayıp, uzatarak "Eveeet." dedim sonra da "Akraba olursak beraber yaşarız, Sevgi!" dedim. Sevgi ise heyecanla "Abinle evlenmek için ne yapacağım?" dedi, kısa süre düşündüm ardından "Abime aşkını itiraf et!" dedim.

İkimize de mantıklı gelen bu fikrin üzerine beraber yaşarsak nasıl olur diye konuşmaya başladık. Ardından Sevgi serçe parmağını uzattı. "Beyaber yaşayacağız, söz!"

Hevesle serçe parmağımı serçe parmağına kenetledim. "Sevgi sözü!"

Ardından Sevgi'nin annesi benim de abim geldi. Abimi görmemizle Sevgi'yle bakışmamız bir oldu. İkimiz de aynı anda bakıştıktan sonra aynı anda yerimizden kalktık. Ben Sevgi'nin annesini oyalarken Sevgi abimin yanına doğru gitti.

Haziran - Yirmi BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin