Bu bölüm küfür, argo, cinsellik ve benzeri unsurlar içerir. Rahatsız olan, küçük yaşta veya etkilenen okuyuculara okuması tavsiyem değildir.
Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim <3
İyi okumalar...
~~BEŞİNCİ BÖLÜM~~
Zeren Aslanoğlu
Karan'ı çok düşünmek benim hatamdı, Olga'yı öğrendiğimde dahi Karan'ı düşünmem benim hatamdı. İlk öğrendiğimde Karan'a hesap sormamalıydım, direkt gitmeliydim.
Aslında umutlanmam da benim hatamdı. Karan beni güneş batarken yalnız bırakmıştı. Zaten bana söylemişti. Bu kadar uzamaması gerekiyordu. Hatamı düzeltmenin tek yolu yine gitmeye varıyordu.
Gidecektim.
Karan'ın nefesi benim dudaklarıma çarpıyordu, o bana yaklaştığında titrediğini yeni fark ettiğim ellerimi kaldırdım ve göğsünden sertçe onu ittirdim.
Karan bir, iki adım gerilerken yüzünde saf bir hayal kırıklığı vardı. Vaz geçemezdim, bu sefer gidecektim. Karan'dan önce ben konuştum, "Ne yapıyorsun!" sesim öfkeli çıktı. Karan'ın yine konuşmasına izin vermedim.
"Karan sen ne yapıyorsun?"
Titreyen ellerimi saçlarıma geçirdim, "Sevmediğini iddia ettiğin bir kadınla berabersin, buna rağmen benimle konuşmaya çalışıyorsun." dedim.
Titreyen ellerimi bu sefer tehdit edercesine kaldırdım. Bakışları titreyen elime düştü. "Sen bana gün batımını anlattırdın be! Ben dedim ki 'bir gün aşık olursam onu gün batımında öpeceğim' ve sende 'sanırım bende' dedin."
Yüzüne baktım ve "Ben orda, beni öpeceğini sandım!" diye bağırdım.
Karan konuşmaya yeltendi ama izin vermedim. "Sonra bana dedin ki 'Olga'dan hoşlanıyorum' ben sustum hiçbir şey söylemedim. Sende hiçbir şey söylemedin! Bir açıklama yapmadın! Ben sana bu açıklamanın fırsatını çoktan verdim!"
"Ama sen bir kadınla berabersin ve ben senin beni öpmeni de sevmeni de bekleyemem!"
Ardından ekledim, "İstememde!" dedim. Öfkeyle "Ben, sen hiçbir söz vermesen de sana inandım, sen bana ilişkin olduğunu söyleme zahmetine dahi girmedin!" dedim.
Sesimi biraz daha kısıp "Madem bir ilişkin vardı niye hayallerimi anlattırdın?" diye sordum, sonrada "Sen bana bu dünyada bir tek seninle dans etmek istiyorum dedin! Sana sordum 'Olga'yla bile mi' dedim, sana sordum!" diye yükseldim.
Yüzüne baktım. Başını öne eğmiş beni seyrediyordu. Bakışlarında gerçekten üzüldüğünü belli eden bir ifade vardı. Ellerimi yere indirip "Neden?" diye sordum ve ekledim. "Neden Karan, birbirimize karşı yeni hissetmeye başladığımız bu ilgiye neden ihanet ettin?"
Cevap vermeyeceğini bildiğim için nefesimi verdim, gözlerimden bir kaç yaş aktığında "Hak etmiyorsun." dedim. Sonra da yürümeye başladım, tam yanından geçecekken durdum.
"Gidiyorum Karan. Hangi anlamda anlarsan o anlamda gidiyorum."
Koridorda yürümeye başladığımda bu tarafa doğru gelen abilerimi gördüm. Abimin yüzünde bunun olacağını biliyordum dercesine bir bakış vardı.
Tarık abim "Ze-" diyordu ki onu dinlemedim ve hızlı adımlarla odama yöneldim. Her şey aklımda tekrar ediyordu. Saçlarım, onları taramıştı, günbatımı anlatmıştım, dans etmiştik, benden her şeyimi çalmıştı, her şeyimi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haziran - Yirmi Bir
ChickLitBir uçak arkasında bir afişle geçiyordu. Afişte yazana dikkat kesildim. 'Bize günbatımı kitabında mutlu bir son yazdım, çünkü sana en çok gülmek yakışıyor, sarışınım.' Arkama döndüğüm de bir dizinin üzerine çökmüştü. "Her günbatımında seni sevdim...
