FİNAL

5.3K 229 9
                                    

Bugün sabah Müge'nin telefonu uzun uzun çalmıştı. Komodindeki telefona uzanmaya çalıştı yumuk gözlerini ışığa alıştırmak için aralarken. Eliyle yokladığı telefona ulaştığında ekrana baktı ve Orhan Hoca'nın ismini görünce: "Hayırdır inşallah." diyerek doğruldu. O, yatakta doğrulunca Yıldırım da Müge'ye dönüp dikkat kesildi.

"Alo, Orhan Hocam?" diyerek konuşmaya başladı Müge. Sesi kısık çıktığından boğazını temizlemişti. "Nasılsınız?" diye sordu daha sonra.

"Ah Müge kızım, günaydın. İyiyim çok sağ ol, gözlerinden öperim. Uyandırdım sanırım, kusura bakmayasın?"

"A yok yok, Hocam. Estağfurullah, kötü bir şey yoktur umarım."

Orhan Hoca güldü kısaca. "Ya kızım sorma, seni de balayında rahatsız ettim böyle ama sınav sonuçları açıklandı. Öğrenciler de bir panik ki sorma. Seni soruyorlar, ne yapacaklarını bilememişler. Ben de haber vermek istedim sana."

Müge, yatak başına doğru geri kaydı ve sırtını yasladı. Yıldırım da başını yumruk yaptığı eline yaslamış bir vaziyette pür dikkat Müge'yi seyrediyordu.

"Ay çok şükür Hocam. Çocuklar da ferahlamıştır şimdi. Sahi sonuçları nasıl?"

Derin bir nefes verdi Orhan Hoca. "Yani kızım, emeğinin karşılığını alabilen varla yok arası. Sorularda şaibe çok. İtirazlar da yapılacakmış ama şimdi herkes sudan çıkmış balığa döndü. Öğrenciler de tercihlerde seni arıyor. Balayındasın diye rahatsız etmek istemezdim ama sana ihtiyacımız var."

"Hocam, elbette." dedi Müge ve Yıldırım'a baktı. Yıldırım da anlamıştı olanı biteni. Başıyla usul usul onayladı ve gülümsedi. "Biz zaten bugün dönüyoruz. Yıldırım da göreve başlayacak. Ben çocuklara tercihlerde seve seve destek olurum. Onları çok sevdiğimi ve şimdi derin bir nefes alıp sakin olmalarını iletebilir misiniz?"

"Hay yaşa kızım sen! Tabi iletirim, merak etme. Bekliyoruz seni, eşine selamlar. Hoşça kal kızım."

Gülümseyerek: "Başüstüne Hocam, görüşmek üzere." dedi Müge ve telefonu kapattı. Daha sonra da yatakta aşağı doğru kayıp gerisin geri yattı. Gözleri kapalıydı ama Yıldırım'ın onu seyrettiğini biliyordu.

"Sonuçlar açıklanmış."

"Bak sen..." dedi Yıldırım. Ve o da yanına uzandı.

"Hıhım." diye mırıldandı Müge.

"Bizim balayı buraya kadar sanırım?" diye sordu Yıldırım. Müge de hemen doğrulup Yıldırım'a baktı. Çekingen bir tavırla karşısında muzipçe gülümseyen adama: "Özür dilerim, yani, çocuklar gelmemi çok istiyorlar da-" diye konuşmaya başlamıştı ki Yıldırım dudağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Yanaklarını avuçları arasına alıp severken Müge de başını ellerine yasladı gözlerini yumarken.

"Tabi ki de gideceğiz, karıcığım. Sen öğrencilerini asla yarı yolda bırakmazsın. Hele ki böyle önemli bir dönemde, ben böyle bir şeyi senden nasıl isterim? Biz yine balayı yaparız, tatil yaparız. Ama onların bir tane tercih dönemleri ve bir tane Müge Hoca'ları var. O yüzden..." diyerek ayağa kalktı ve elini de Müge'ye uzattı. Müge elini tutup yataktan kalkarken de devam etti: "Şimdi yola çıkıyoruz ve sen okuluna gidiyorsun, ben de işime dönüyorum." dedi.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra karı koca, valizlerini hazırlayıp yola çıktılar. Balayı için Alanya'ya gelmişlerdi. Geleli de henüz üç gün olmuştu. Müge'nin babası Muhsin Bey'in üniversiteden arkadaşı Ekrem Bey'in otelinde kalmışlardı. Denize on adım mesafede olan üç yıldızlı otelde keyifli bir tatil geçirmişlerdi. İkisine de ilaç gibi gelmişti.

ZAHTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin