14. BÖLÜM

11.2K 574 62
                                    

O büyülü günün ardından her şey çok değişti. Sanki elimize yepyeni bir defter verildi ve kaderimiz artık o deftere yazılmaya başlandı. Tertemiz, sil baştan... Hayata daha sıkı tutunmaya başladım. Hayaller kurmaya başladım. Geleceğe dair hedefler edindim. Gözlerimi kapattığımda görebileceğim biri vardı hayatımda artık. Soğuk ellerimi ısıtabilecek, beni koruyup kollayabilecek, bana geçmişi unutturabilecek bir adam.

Sanki... Bir dizinin yeni sezonuna başlıyormuş gibi bir yenilenme hissetmiştim ve o şekilde açmıştım gözlerimi sabaha. Ölü toprağı gibi bir ağırlık yoktu üzerimde. Sanki bu sabah, diğer sabahlardan daha bir aydınlıktı. Kuşlar daha neşeli, daha cıvıl cıvıldı. Yeryüzündeki en mutlu insandım belki de.

Pencereleri açtım ve derin bir nefes aldım. Ciğerlerime çektim taze havayı. Sabahın tatlı soğuğu yüzümü yaladı. Ama bu bile mutluluğumu gölgeleyemezdi.

Kahvaltımı yapıp üzerimi değiştirdikten sonra okula yürüdüm. Sanki sokaktan gelip geçen insanlar da daha mutluydu. Ya bu sabah, insanlara mutluluk aşılanmıştı ya da ben dünyaya farklı bir gözle bakıyordum.

Âşıktım. Olumsuz düşünebileceğim en ufak detaylar bile mükemmel gözüküyordu şimdi. Asık suratlı ben, etrafına gülücükler saçan birine dönüşmüştüm.

Okul bahçesine girdiğimde selam veren öğrencilerime gülümseyerek karşılık verdim. Ayrılmaz dörtlü olarak nitelendirdiğim öğrenci grubu, oturdukları piknik tipi banktan bana seslendiler ve beni de yanlarına davet ettiler. Onlarla da havadan sudan sohbet ettim. Tabi biz sohbet ederken oradan buradan toplaşıp gelen öğrenciler de oldu. Hatta Orhan Hoca'yı gören birkaç öğrenci asker selamı eşliğinde sözde geçit töreni yaptılar. Kahkahalar eşliğinde okul binasına giriş yaptıktan sonra öğrenciler sınıflarına dağılırken Orhan Hoca koluma girdi ve birlikte öğretmenler odasına sohbet ede ede yürümeye başladık.

Sohbet arasında: "Bugün çok mutlusun. Hayırdır?" diye sordu Orhan Hoca. Gülümseyip: "Her şey yoluna giriyor Hoca'm. Ailemle aramızdaki sorunları düzelttik." dediğimde gülümsedi.

"Çok sevindim kızım. Aile her şeydir. Ne olursa olsun onlar senin kanın, canın, atan. Onlar vasıtasıyla sen hayat buldun. Sırt çevirme sakın. Küslük yakışık almaz."

"Haklısınız Hoca'm. Zaten şu an her şey düzeldi. Tatilde İstanbul'a gittim. Eski kurumuma da uğradım. Sağ olsunlar, arkadaşlarım da buraya gelişimi epey takdir ettiler. Her türlü konuda da destek olacaklarını ilettiler. Hatta çocuklarımız için bazı kitaplar aldım onlardan. Buradaki kitaplar bazen yetersiz kalabiliyor. Aldıklarım da yayınevlerinden yeni çıkmış."

Elini elimin üzerine koydu ve babacan bir tavırla tutup: "Çok sevindim kızım. Sen çok güzel kalplisin. Allah kalbine göre bir yol çizsin. Ayağına taş değmesin. Sen bu çocuklara umut oldun, onlar için mücadele ettin. Şimdi bu çocuklar hayallerine daha yakın. İyi ki senin gibi bir meslektaşım var." dediğinde gülümseyip elini öptüm.

"Bunları sizden duymak beni çok mutlu etti Hoca'm. Çok teşekkür ederim. Gençlerimiz iyi yerlere gelsinler, mutlu olsunlar. Ondan sonra daha ne isterim ki? Ne mutlu bana, onlara kılavuzluk edebiliyorsam!"

Dostane bir şekilde elini sırtıma birkaç kez vurdu ve öğretmenler odasına girmek için bana öncelik tanıdı. Odadaki arkadaşlara da selam verdikten sonra dolabımdan kitaplarımı aldım.

12/E'nin kapısından girdiğimde tüm sınıf ayağa kalkmış bir vaziyette beni karşıladı. Gülümseyip: "Günaydın!" dedikten sonra anında: "Sağ ol!" cevabını aldım. Sınıfımın coşkulu sesiyle omuzlarımı daha bir dikleştirdim ve oturmaları için izin verdim.

ZAHTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin