"Merhaba, şimdi siz bu satırları okurken ben çok uzaklarda olacağım." gibi bir cümleyle başlamayacağım tabi ki de. Derin bir nefes veriyorum ve gülümseyerek siz okurken ben de harfi harfine yazıyorum şimdi.
Evet, Zahter'in sonuna geldik. Müge'yi, Yıldırım'ı ve diğer tüm karakterleri sonsuzluğa bırakmanın zamanı. Onları rahat bırakmadan önce son birkaç şey söylemek ve teşekkür etmek istiyorum:
Öncelikle size teşekkür ederim. Sabrınıza, desteğinize... Beni ve satırlarımı her daim değerli hissettirdiğiniz için, her zaman sizin için yazma amacımın olduğunu bana aşıladığınız için, her yeni bölümün şablonunu kafamda şekillendirirken heyecanlanmamı sağladığınız için size minnettarım. Çok ama çok teşekkür ederim.
Zahter, benim için bambaşka bir serüvendi. Olgunlaştığım, kabuğumdan sıyrılıp yeni bir dünyaya adım attığım her bir dakikayı barındırdı bünyesinde. Çünkü ben Zahter'e karar verdiğimde ve emin olduğumda lise ikideydim. Şimdi size bu satırları yazarken üniversite ikideyim. Ne acayip! Çocuk olarak yazmaya başladığım bu kitaba şimdi genç bir kadın olarak veda ediyorum. Ve bu sürece, hayatımdaki pek çok dönüm noktasını da ekleyerek devam ediyorum.
İnanılmaz, belki siz unuttunuz ama ben unutmadım: Sınava hazırlanırken verdiğim ara esnasında bana yorumlarınızla verdiğiniz desteği, ettiğiniz duaları... Ve ben bambaşka bir şehre, yeni başlangıçlara yelken açarken de yine sizin varlığınızı bu satırlarda hissettim. Unutamayacağım kadar özel ve mükemmel bir anı bıraktınız bana. O kadar mutlu ve şanslıyım ki...
Bu kitaba başlamaya karar verdiğim dönemde askeri diziler revaçtaydı. O dönemde yanımda olan arkadaşlarımla oturup askeri kurgular okuyorduk. Her seferinde içimde bir eksiklik bırakıyordu. "Ben olsam daha iyisini yazardım." dedim hep. Bir gün arkadaşlarımdan birisi bana cesaret verdi. "Sen de yaz." dedi. Tabi ben hiçbir şey bilmiyorum, öyle kafama göre de sallayabileceğim bir şey değil ki!
Diğer bir arkadaşımın babası emekli askerdi. Ben de ona sorular yazdım. O da sağ olsun, benim için yazıp yanıtladı. Üstüne üslük çeşitli belgeseller izledim, kitaplar okudum. Araştırmalar yaptım, makaleler kaydettim. Ve en sonunda başladım yazmaya. Başlayış, o başlayış!
Bu kitaptaki karakterlerin ruhları, benim yaşamımda da var oldu. Kimisi benim öğretmenlerimin birkaçıydı, kimisi sınıf arkadaşlarımdandı, kimisi ise hiç alakasız kişilerdendi. Ama sonuç olarak yapılan hatalardan, gördüğüm olaylardan, iz bırakmış anılardan bahsetmek; gerçeğe olabildiğince yakın olması adına yeri geldiğinde kendi sesimi duyurmaya, bazen de haykırarak susmaya çalıştım. Ancak Zahter'i yarım bırakmak, en son istediğim şeydi. İnanın, tamamlaması da oldukça sancılı oldu. Bu yüzden her ne kadar Wattpad'in bu değişiminden nefret etsem de, emeklerimin karşılığını kitaplarım ve yazarlık profilim yönünden alamasam da sizin için dişimi sıktım. Ama artık hayatın yoğunluğuna ayak uydurmam gerekiyor. Bu yüzden Zahter'e burada son veriyorum.
Bu süreçte hayal kırıklığına uğrattığım, beklettiğim kim varsa hepsinden özür diliyorum.
Yorumlarınızı daima okuyorum, varlığınızı yanımda daima hissediyorum. Umarım Müge ve Yıldırım, sizde iz bırakabilmiştir. Bu satırlara dek yanımda olduğunuz, benimle beraber sayfaları çevirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sevgiyle kalın. Hoşça kalın.
Gökçe GÜNYOL
(20/05/2023)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAHTER
Romance"Zahter..." diye mırıldandı tüylerimi ürpertirken. "Zahter kokuyor saçların." Yutkundum ve çakır gözlerine bakmayı sürdürdüm derinliğinde boğulmamak için direnirken. Tek kelime dahi firar edemedi dudaklarımın arasından. Sadece gözlerine bakıyor ve b...