"Güven, borç misalidir. Sen insanlara bolca verirsin ama onlar sana geri vermez."
Bölüm Şarkısı: O La La
Herkese merhaba! Biliyorum bölüm biraz gecikti, kusura bakmayın. Artık her cumartesi bölüm yayınlayacağım inşallah. Bol bol yorum yapın lütfen, düşüncelerinizi merak ediyorum. Oylamayı da unutmayın. Umarım beğenirsiniz ♡
_________________________________________
"Sensin." demiştim yeşil gözlerine bakarak. Karan neden buradaydı?
"Senin ne işin var burada?" diye sordum kaşlarımı çatarak. Çok yakın durduğumuzu fark etmiş olacak ki geriye doğru birkaç adım attı.
"Asıl senin ne işin var burada?" diye sordu, sorduğum soruyu bana yönelterek.
"Bağış yapılan bir balo. Bağış yapmaya geldim. Sen? Sende mi bağış yapmak için buradasın yoksa..." Birkaç adım atarak Karan'a yaklaştım. "Yine gizli bir görev için mi buradasın?" diye sordum kulağına fısıldayarak. Sertçe yutkundu. Kalp atışlarının sesini duyabiliyordum. Çok hızlı atıyordu. Heyecanlanmış mıydı?
"Bak, burada olmaman gerekiyor."
"İyi ama neden?" İnat etmekte kararlıydım.
"Sana söyleyemem. Burası güvenli değil." Sözlerinden tatmin olmadığımı anlamıştı. Ve kulağıma fısıldadı.
"Sadece şunu bil. Burada toplanan bağışlar yetim çocuklara gitmeyecek."
Kaşlarımı iyice çatmış, anlamayan gözlerle ona baktım. Ne demek yetim çocuklara gitmeyecek? Başka kime gidebilir ki? Yoksa? Aklıma gelen şeyle şaşkınlıkla iki elimle ağzımı kapattım. Hızlıca etrafa göz gezdirip kimsenin olmadığından emin oldum.
"Yoksa teröristlere mi gidecek?" diye sordum sadece ikimizin duyabileceği bir seste. Sustu, gözlerini kaçırdı. Doğru tahmin etmiştim. Yetim çocuklar için olduğunu söyleyip insanlardan binlerce belki milyonlarca lira bağış toplayacaklardı ve bunu teröristler için kullanacaklardı.
"Lütfen, buradan gitmen gerekiyor. Burası senin için tehlikeli. Lütfen, sadece dediğimi yap ve buradan git." dedi sessizce.
"Seni kurtardığım gün ne demiştim, hatırlıyor musun?"
Evet, anlamında başını salladı.
"Tehlike benim göbek adım. Eğer tehlikeli diye her şeyden korkacak olsaydım, avukat olmazdım demiştin."
"Aynen öyle! Şimdi de aynı şeyi söylüyorum."
"Ne dersem diyeyim vazgeçmeyeceksin değil mi?"
Başımı evet anlamında salladım. O sırada elini kulağına götürdü.
"Kurt dinlemede." dedi çok ciddi bir şekilde.
Kulaklığın ardındaki kişi ne söylüyordu duymuyordum ama Karan kaşlarını çatmıştı.
"Dikkat mi dağıtmam gerekiyor? Olay mı çıkartayım ne yapayım Hacker?"
Hacker mı?
"Tamam tamam. Yapacağız artık bir şeyler."
"Dikkat mi dağıtmamız gerekiyor Kurt
Bey?""Biz değil ben. Bir dakika! Sen bana Kurt Bey mi dedin?"
"Evet. Kod adın Kurt'muş. Kurt Bey'sin işte." dedim. Arkadan gelen adam dikkatimi çekmişti. Bu adam göğüslerime bakan korumaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun Kalbimin Davası
Teen FictionAvukat Gökçe Eraslan, yanlışlıkla müvekkili yerine bir askeri arar ve o askerin hayatını kurtarır. Ardından olan olaylar nedeniyle Gökçe, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalırken şehit ve asker çocuklarını eğiten gizli Oğuz Teşkilatı'nın varlığını öğre...