7. BÖLÜM - Gülüşü Güzel Kadın

11.6K 610 170
                                    

"Gülüşü güzel kadınlar, papatyaları severmiş."

Bölüm Şarkısı: Kır Papatyası - Bahadır Sağlam

Karan Yeresan ismi bana çok tanıdıktı. Peki ya onun için bu geçerli miydi? Beni tanıyor olabilir miydi? Yoksa nereden bilecekti papatyaları sevdiğimi? Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı. Soracaktım.
Papatya demetini masama geri bıraktım. Sandalyeme oturup ona mesaj yazdım.

Gökçe: Papatyaları sevdiğimi nereden biliyorsunuz?

Mesajı gönderdiğim an çevrimiçi oldu.

Karan Yeresan: Gönderdiğim papatyaları gördünüz demek.

Karan Yeresan: Sevindim.

Gökçe: Sorumun cevabını alamadım?

Karan Yeresan: Şairlerin dediklerini dinledim sadece.

Gökçe: Ne? Açık konuş.

Karan Yeresan: Bana emir vermeyin Avukat Hanım.

Gökçe: Emrine başlatma!

Gökçe: Papatyaları sevdiğimi nereden biliyorsun diye sordum.

Gökçe: Beni tanıyor musun yoksa?

Karan Yeresan: Sakinleş Deli Kızıl. Seni tanımıyorum yani hayatımı kurtarmadan önce tanımıyordum.

Gökçe: O hâlde papatyaları sevdiğimi nereden biliyorsun?

Karan Yeresan: Şairlerin dediklerini dinledim sadece.

Karan Yeresan: Gülüşü güzel kadınlar, papatyaları severmiş.

Öylece, yazdığı mesaja bakakalmıştım. Böyle bir cevap beklemiyordum.

Gökçe: Ne yani? Her kadın sırf gülüşü güzel diye papatya sevmek zorunda mı?

Gökçe: Belki gül seviyorum?

Karan Yeresan: Ama sevmiyorsunuz

Gökçe: Olabilir ama papatya sevdiğimi bu kadar kesin bilmeniz normal değil.

Karan Yeresan: Farkındayım ama doğru söylüyorum.

Gökçe: Pekala. Madem öyle diyorsunuz, öyle kabul edeyim o zaman.

Karan Yeresan: Papatyalarıma güzel bakın olur mu?

Gökçe: Olur.

Gökçe: Ayrıca papatyalar için teşekkür ederim. Çok güzeller.

Karan Yeresan: Sizin gibi...

Karan Yeresan: Gitmem gerekiyor Avukat Hanım. Umarım güzel bir gün geçirirsiniz.

Gökçe: Teşekkürler, kendinize dikkat edin.

Telefonumu masanın üstüne koydum. Papatyalarımı alıp masamın yanındaki küçük dolabın içine koydum. Bugün Nevra Hanımla görüşecektim. Yarın duruşma vardı. Nevra Hanım'ın telefon numarasının yazılı olduğu not kağıdını elime aldım. Eğer bu numarayı yanlış kaydetmemiş olsaydım bu vatanını canı pahasına koruyan bir asker şehit olacaktı. Bir ailenin yüreğine ateş düşecekti. Askerlerimize çok şey borçluyduk. Sadece onlara değil, ailelerine de.

Nevra Hanım'ı aradım. Büroma gelmesini istedim. Nevra Hanım gelene kadar dava dosyasına bakmaya karar vermiştim. Nevra Taşkın, 40 yaşında bir ev hanımıydı. Eski eşi Salim Taşkın'dan ölüm tehditleri alıyordu. O adam, gerçekten iğrenilmesi gereken bir adamdı. Delil olarak elimizde darp raporu olsa da Nevra Hanım'ı dövdüğünü inkar ediyordu. Oysa komşulardan da bir sürü tanık vardı. Buna rağmen davanın ertelenmesi hiç etik değildi. Hemde delil yetersizliğinden.

Dilhun Kalbimin Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin