22. BÖLÜM - Özlem Azabı

4.2K 370 529
                                    

"Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk!"

~ Cemal Süreya

Bölüm Şarkısı: Onur Can Özcan - Yalnızlığın Ezgisi
Ece Mumay - Vazgeç Gönül

Herkese merhaba!

Umarım iyisinizdir.

Bölümün kısa olduğundan yakınıyorsunuz ama bölümler uzun olunca yazması da uzun sürüyor aşklarım <3

Dün gece fark ettim, 140.000 olmuşuz! Okuyan, beni destekleyen herkese çok çok teşekkür ederim 🤍🌸
İyi ki varsınız 💋

Bu sefer oy ve yorum sayısını çok daha fazla yapacağım çünkü okunma sayısına kıyasla 120 de çok az kalıyor. Lütfen bol bol yorum yapıp oy verin.

Oy Sınırı: 600

Yorum Sınırı: 600

Umarım beğenirsiniz. Keyifli Okumalar 🌸

_________________________________________

Arkamda duran ve kafama silah dayayan kişinin kim olduğunu bilmiyordum ama ona karşı koymayacaktım. Artık çok yorulmuştum ve belki de artık zamanı gelmişti. Bana hep acı veren, hep darbe vuran hayatı terk etmenin zamanı gelmişti.

"Seni ölüm makinesi olarak yetiştirdim Fırtına. Ölmemek için öldürmek zorundasın, neden karşı koymuyorsun?"

Duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüm. Albay Orhan Ağca, tam karşımda duruyordu. "Albayım? S-Siz? Siz neden buradasınız?"

Paris'e neden gelmişti ki?

Orta yaşlı adamın gözlerindeki donuk ifade değişmemişti. Silahı masaya koydu. Ağır adımlarla yatağın çaprazındaki gri tekli koltuğa oturdu. "Soruma cevap alamadım."

Sertçe yutkundum, "Karşı koymadım çünkü..."

"Çünkü?"

Albayın gözlerine baktım. Artık ondan çekinmeyecektim. Ondan çekindiğim için bunlar olmuştu. Ondan çekindiğim için Karan'ın ruhu ölmüştü. "Çünkü ölmek istedim! Sadece ölmek istedim, sürekli bana azap çektiren bu hayatı terk etmek istedim. Hayatım insanların ölümünden ibaretken bu sefer ölenin kendim olmasını istedim!"

Sesim biraz yüksek çıkmıştı.

"Ne bu tavırlar? Karşında bir albay olduğunu unutma! Seni ben eğittim. Bunu sakın unutma!"

"Unutmak mı? Aklımdan bir saniye bile çıkmıyor ki Albayım! Söylediğiniz hiçbir söz aklımdan çıkmıyor,"

Orhan Albay'ın gözlerine öfkeyle baktım.

"Sen bir insan değilsin, senin duyguların olamaz, gibi birçok şey söylediniz bana! Nasıl unuturum? Bana bir insan olduğumu unutturdunuz. Evet, yapacağım görevler için ağır eğitimler almam şarttı ama siz bunu fazla abarttınız."

"Kendine gel Fırtına! Ben eğitimleri asla abartmadım. Aksine bunlar hafifti." Sesini yükselten adama hayal kırıklığı içerisinde baktım.

"A-Albayım... Ben insan değil miyim? Ben, ben sadece vatanım için çalışmak istedim, vatanım uğruna ölmeyi göze almak istedim, ben insan değilmiş gibi muamele görmek istemedim! O ağır eğitimlerde bir sorun yoktu. Ben babam sayesinde o işkencelerin, ağır eğitimlerin en âlâsını daha dört yaşındayken yaşamaya başladım! Ben, ben sadece insan gibi yaşamak istedim,"

Dilhun Kalbimin Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin