17. BÖLÜM - İmkansızı Sevmek

5.7K 381 145
                                    

"Ne zaman imkansızı seversen o zaman gerçek seversin." ~ Özdemir Asaf

Bölüm Şarkısı: Can Ozan - Toprak Yağmura, Sezen Aksu - Küçüğüm

Herkese Merhaba!

Bölüm baya gecikti farkındayım. Sizi bekletmemek adına çok uzun yazamadım bölümü. Uzun olsaydı iki ay daha atamazdım. Lütfen kusura bakmayın. Bu bölümü bile zor yazdım, bazen gerçekten isteksizleşiyorum. Ya da yoğunluktan vakit bulamıyorum. Yorumlarınız motive kaynağım, bol bol YORUM yapın lütfen.

❗100 OY 300 YORUM (RASTGELE OLAN VE TEK KELİMELİK YORUMLAR YAZMAYIN LÜTFEN. 300 YORUMU GEÇMESE BİLE BÖLÜMÜ YAZMAYI BİTİRDİĞİMDE ATIYORUM.)

❗ Kitabın officall sayfasına yeni admin arıyorum. Kitabı severek okuyan ve güzel edit yapabilenler benimle iletişime geçerse sevinirim.

_________________________________________

22 YIL ÖNCE

Küçük kız, televizyonun karşısına geçmiş, en sevdiği çizgi filmi izliyordu. Şirinleri...

O mavi minik şirinleri görmek, küçük kızın dış dünyadan kopmasını sağlıyordu. Küçük kızın en sevdiği çizgi film, Şirinler'di. Belki de televizyondaki kanalda yayınlanan tek çizgi film olduğu için bu kadar seviyordu bu çizgi filmi, bilmiyordu.

Şirin Baba 'Eğer çok iyi bir insan olursanız bir gün ormanda gezerken Şirinler'e rastlayabilirsiniz.' dediğinden beri küçük kız, hep iyi bir insan olup Şirinler'i görmeyi istiyordu. Bu istek, çok saf bir istekti.

Minik Gökçe, Şirinler'in herkese yardım ettiği gibi kendisine de yardım edeceğini düşünüyordu. Bu yüzden yardıma ihtiyacı olduğunda Şirinler'e seslenmesi yeterli olacaktı. Çocuk aklı tam ermediğinden bunun mümkün olduğunu bilmiyordu ancak buna bütün kalbiyle inanıyordu.

Küçük kız, Şirin Baba'yı kendi babası gibi görürdü. Kendi babası onu sevmediği için bir çizgi film karakterini babası yerine koymuştu. Kendi babası onu korumazdı belki ama Şirin Baba, diğer Şirinler'i koruduğu gibi kendisini de korurdu. Ne yazık ki bu mümkün değildi ama küçük kız, bunun bilincinde değildi.

Masum bir şekilde çizgi film izleyen Gökçe, dış kapıya sertçe vurulmasıyla irkildi. Oturduğu kanepeden yavaşça inip minik adımlarla kapıya doğru yaklaştı. Kalbi korkudan çok hızlı atıyordu. Babasının, "Açsana lan kapıyı!" diye bağırmasıyla korkusu daha da arttı. Ürkekçe elini kapı koluna doğru uzatıp kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla birlikte babasının ayakta zor duran bedeniyle karşılaştı küçük kız. Aldığı fazla alkolden dolayı gözleri değişik bakan adam, küçük kızı çok korkutmuştu çünkü Gökçe babasını ilk defa böyle görüyordu. Evet, babası ona kötü davranırdı. Bazen odaya kapatıp günlerce aç susuz bırakırdı ama Gökçe, ilk defa babasını bu denli çıldırmış görüyordu.

"Kapının önünden çekil ucube!" diyerek Gökçe'yi ittirip içeri girdi sarhoş adam.

"Ucube ne demek babacığım?" diye sordu küçük kız.

"Ben senin baban değilim, sende benim kızım değilsin! Sakın bir daha bana baba deme. Ben senin baban değilim ve asla olmayacağım!" diye bağıran adam, Gökçe'ye nefretle baktı. Küçük kız, içinde bir yerlerin sızladığını hissetti. Demek insanın kalbi kırılınca böyle oluyordu. Boğazında bir acı oluşuyor, ağlamak istiyorsun ama ağlayamıyorsun. Evet, Gökçe şu an böyle hissediyordu.

Dilhun Kalbimin Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin