ÖZEL BÖLÜM - 1. Mektup 🌼🐺

2.6K 235 117
                                    

Herkese Merhaba!

Umarım iyisinizdir.

Henüz oy sınırı tamamlanmadığı için yeni bölüm atmayacağım ama 200.000 olmamıza çok az kaldığı için özel bir bölüm yayınlamak istedim. Bu bölümde Karan'ın Gökçeye yazdığı ama yaktığı için Gökçe'nin okuyamayacağı o mektuplardan birini okuyacaksınız, umarım beğenirsiniz.

❗ Bu özel bölümdür. Yeni bölüm bir önceki bölümün oy sınırı tamamlanmadan gelmeyecektir. Eğer bir önceki bölümü oylamadıysanız oylayın lütfen. ❗

Instagram: squerenciae

❗ Fan sayfası açabilirsiniz, eğer açarsanız benim haberim olsun. Çok mutlu olurum. ❗

Keyifli Okumalar 🌸

_________________________________________

Sevgili Kır Papatyası

Sana bu mektubu babam beni azarladıktan hemen sonra yazmaya başladım. Burnum çok acıyor, ağlamamak için kendimi çok tuttum ama yeşil gözlerime engel olamadım. Gözlerim yeşil olduğu için her ağladığımda çok kızarır ve bundan nefret ederim. Ama artık nefret etmiyorum. Gözlerimin kızarıklığı saçlarını hatırlatıyor bana. İlk defa kızıl saç gördüm biliyor musun? Ve senin saçların gördüğüm en güzel kızıl saçlar. O saçlarına çok iyi bak tamam mı? Hani papatya sıkıştırdım ya, işte bu yüzden çok iyi bak. Büyüdüğüm zaman seni bulacağım ve yine papatya sıkıştıracağım o güzel saçlarına. Sonra babamın anneme yaptığı gibi seni saçlarından öpüp saçlarını okşayacağım. Ben seni bulana kadar hiç üzülme tamam mı? Yaraların iyileşsin, yaralarının yerinde papatyalar açsın.

Burnumun neden acıdığını ve babamın neden beni azarladığını merak ediyor olabilirsin diye söylemek istiyorum. Aslında üzülürsün diye söylemeyecektim ama merak etmeni de istemem. Dün yemeğini çöpe atıp sana vuran o kötü çocukları bugün o parkta gördüm. Ve onları dövdüm. Lütfen kızma. Biliyorum, biliyorum birini dövmek çok kötü bir şey. Can acıtan, ağlatan bir şey ama onlarda seni ağlatmıştı! Napsaydım? Dövmese miydim? O güzel mavi gözlerinden akan gözyaşların için yaptım! Tek kişi olduğum için onlarda benim burnumu kırdı. Ama üzülme! Sakın üzülme! Bende onları çok fena dövdüm. Bilerek abimi götürmedim, eğer abim yanımda olsaydı onları benden daha çok döverdi. Senin abin var mı Kır Papatyacığım? Umarım vardır. Ben abimi çok seviyorum, o hep benim yanımda. İkinci babam diyorum bazen ona. Çünkü babam göreve gittiğinde abim babalık yapıyor bize. Baba diyorum ama aramızda 2 yaş kadarcık var. Belki bilmek istersin diye söylemek istiyorum. Abimin adı, Alparslan. Anadolu'nun kapılarını Türklere açan sultanın adıymış. Buna şaşırmış olabilirsin çünkü bende ilk duyduğumda çok şaşırdım. Anadolu'nun kapıları mı varmış? Ablama sorduğumda güldü. O anlamda değilmiş. Hani anlamda bilmem ama büyüyünce seni bulursam oraya gidelim mi? Anadolu'nun kapılarına gidelim mi?

Kır Papatyası. Kır Papatyası. Çok güzel. Eminim adın çok daha güzeldir. Anneme senden bahsettim, şaşırdı ve güldü. Ablam, aşık olmuşsun dedi. Aşk ne demek bilmiyorum ki ben. Sen biliyor musun? Babama sordum, benim annene olan sevgime aşk denir dedi. Ben seni çok seviyorum. Babamın annemi sevdiği gibi seviyorum. O zaman sana aşık mıyım? Demek ki aşığım yoksa neden hep seni düşüneyim? Umarım büyüyünce sende bana aşık olursun Kır Papatyası. Seni annemle, babamla, ablamla, abimle ve küçük kız kardeşim Defneyle tanıştırırım. Eminim onları çok seversin. Ama en çok babamla tanıştırmak isterim seni. Çünkü babamın yarını yok, Kır Papatyası. O asker. Askerlerin yarını olmazmış, şehadeti olurmuş. Ben bunu çok ufakken öğrendim. Babamın arkadaşı Hasan Amca gittiği günün yarınında gelmedi. Şehit olmuş, şehadet şerbeti içmiş dediler. Hasan Amca'nın kızı Sevda çok ağladı. Bende ağladım. Babam giderse daha çok ağlarım. Babam, şehadet şerbetini içmenin çok yüce bir şey olduğunu söylüyor ama ben üzülüyorum. Babam şehadet şerbetini hiç içmesin istiyorum çünkü çok acıymış o şerbetin tadı. Birisi o şerbetten içince anneler ve çocuklar ağlıyormuş.

Özür dilerim, bunlardan bahsedip seni üzdüm sanırım. Bu mektuba bunları yazmayı hiç düşünmemiştim, birden oluverdi. Seni üzmek istememiştim Kır Papatyası. Sen hiç üzülme, kimse seni üzemesin. Üzerlerse bana söyle tamam mı? Ben onları döverim. Şimdi annem çağırıyor, gitmem lazım. Seni çok seviyorum Kır Papatyası. Yaraların iyileşsin. Seni çok seviyorum Kır Papatyası. Yaraların daha çok iyileşsin diye her gün daha fazla seveceğim. Büyüdüğümde seni bulacağım, o zamana kadar beni unutma olur mu? Unutursan üzülürüm. Bu mektubu hiç okuyamayacaksın çünkü sana veremeyeceğim. Gerçi verebilsem bile okuyabilir misin ki? Okula gidiyor musun? Öğretmenin var mı? Umarım vardır Kır Papatyası. Umarım okumayı ve yazmayı biliyorsundur. Çünkü senin bana mektup yazmanı ve benim sana yazdığım bu mektubu okumanı çok isterim. Mavi gözlerini ve kızıl saçlarını hiç unutmayacağım ve hep kocaman kocaman seveceğim seni. Güzel Kır Papatya'm...

  ~ Karan Yeresan.

_________________________________________

Umarım özel bölümü beğenmişsinizdir! Karan'ın yazdığı mektuplardan birisi. Gökçe, hiç okuyamayacak ama siz okudunuz...

Mektup hakkındaki düşünceleriniz neler?

Sizleri seviyorum, kendinize iyi bakın.

~ Yazarınız

Dilhun Kalbimin Davası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin