10.GünSabah okul formalarımı giyip saçlarımı sıkı at kuyruğu yaptıktan sonra çantamı hazırladım ve aşağı indim. Annemle babam kahvaltıyı daha yeni hazırlamışlardı. Bu gün biraz geç kahvaltı yapmıştık.
Kahvaltıdan sonra evden çıkıp Nayeon'u bekledim. Siteye doğru yaklaştığını görünce yanına gittim ve yürütmeye başladık.
Ny: Felix gelmiyormuymuş?
Hwy: bilmem. Her sabah aynı saate çıktığımızı biliyor isterse gelir.
Ny: haklısın.
Nayeon ile okula geldiğimizde müdürün odasından nöbetçi yazısını alıp kolumuza taktık. Nöbetçi kulübesine çantalarımızı bıraktıktan sonra kantine gidip kahve aldık ve okulun kapısında beklemeye başladık. Bu gün voleybol antrenmanım vardı ve nöbetçi olmak -özellikle saray kadar bir okulda- yorucuydu. Rehberlik hocası kapıdan girerken bana bakıp yanıma geldi. Ne kadar görünmemeye çalıssam da kadın dibime girmekte ısrarcıydı.
"Gwon Hwayoug sensin değil mi tatlım?"
Maalesef.
"Evet hocam benim"
"Öğleden sonra müsait olduğunda odama uğrarsan çok sevinirim"
"Tabikii"
"Güzel. O zaman size kolay gelsin"
Hocanın önünde saygı ile eğildiğimizde yanımızdan geçip gitti. Elimdeki yarım kalmış kahveyi kafama diktikten sonra zil çaldı. bahçe kapısını kapatmak için okuldan çıktım. Tam o sırada bahçe kapısının biraz uzağında Hyunjin, Jay , Jungkook, Minho ve Felix beşlisi yan yana durmuş karşılarındaki onların yaşlarında çocuklarla konuşuyorlardı. İki tarafta birbirine öyle bakıyordu ki okulun önü olmasa tekme tokat gireceklerdi. Kapının görünmeyen yerine saklanarak konuşmalarını dinledim.
Jay: Haejun burada ne işin var?!
Haejun: eski okuluma gelemezmiyim Park Jay
Minho: seni bu okulun çevresinde görmeyecektik. Hatırlıyorsan öyle anlaşmıştık.
Haejun: hah! Öyle bişey hatırlamıyorum. İstediğim yerde istediğim zaman dolaşırım.
Hyunjin: Haejun bizi salak mı sanıyorsun?! Bi amacın olmadığı sürece buralara gelmezsin. Söyle ne istiyorsun ha?!
Haejun: bi Jay'in eski sevgilisini göreyim dedim. O prensesle uzun zamandır görüşmüyorduk. Açıkçası merak ettim...
Duyduğum şeyler ile elimle hemen ağzımı kapattım ve gözlerimi fal taşı gibi açtım.
İşte aradığımız adamımız buydu. Yüzünü ve ses tonunu iyice hafızama kazıdıktan sonra dinlemeye devam ettim.Jay, Haejun'un dediklerinden sonra yakasına yapışıp yüzüne sert bir yumruk geçirdi. Ayırma gibi bir niyetim yoktu, o şerefsiz o yumruğu hak ediyordu. Haejun'un arkadaşları dışında kimse onları ayırmak için uğraşmamıştı, bizimkilerde benim gibi düşünmüş olmalıydı.
Haejun: ne o? Sinirlendin mi yakışıklı? Peki en çok neye sinirlendin? Onunla yatmama mı? Yoksaa~ onu kendime aşık ettirdiğime mi?
Onu kendime aşık ettirdiğime...
Duyduğum şeyler ile daha da şoka girerken iki gurup arasında bir anda kavga çıkmıştı. Olayların şokunu atlatmaya çalışıp yeni gelmiş gibi yaptım ve kavgayı ayırdım.
Hwy: YAH! Ne yapıyorsunuz siz?!
Felix: HWAYOUNG SENİN BURDA NE İŞİN VAR?!
Felix dehşetle açılmış gözleri ile bana baktığında korkmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never or Heartless || Hwang Hyunjin
ФанфикSorunlu bir çocuk olan Hwayoung, çok sevdiği Yeosu'dan Seul'a taşınır. Amcasının okulunda eğitime başlar ve son lise yılını dolu dolu geçirir. Fakat pürüzler yoldan sapmasına engel olacak mı yoksa çıktığı yolun sonunu getirebilecek mi? ---- Yıllarc...