"Young uyanman gerekiyor..."Ninni gibi gelen bulanık ses kafamda yankı yapınca başıma aniden şiddetli bir ağrı girmişti. Gözlerimi sıkıca yumup yüzümü buruşturarak başımı tuttum.
Hyj: Hwayoung? İyimisin?
Hyj: başım... başım çok kötü...
Ağlamaklı bir sesle acıyla inledim. Hyunjin boynumdan tutup kafamı sabit ve yavaşça kaldırdı ve dik oturmamı söyledi.
Hyj: biraz böyle otur. Hemen ağrı kesici getirip geleceğim.
Konuşacak gücüm bile olmadığı için ne diyorsa 'tamam' diyordum. Yerimde kıvranıp çarşafları sıkmamı sağlayacak kadar ağrıyınca acı gözyaşlarım çenemi ıslattı.
O Heon ve Felix'i öldüreceğim!
Hyunjin kısa bir süre içerisinde odaya girip su ve ağrı kesiciyi içmeme yardım etmişti.
Hwy: saat kaç?
Hyj: ikiye geliyor. Antrenörünüz maç için hazırlanmanızı söyledi. Birazdan otobüs sizi spor salonuna götürecek.
Hwy: beni odama götürürmüsün?
Hyj: sen uyanmadan önce Minah'dan gerekli olacak tüm eşyalarını aldım. Burda rahatça hazırlanabilirsin ben şimdi çıkacağım.
Hwy: teşekkür ederim Hyunjin...
Hyj: hadi. Dikkatlice hazırlan. Bişey olursa çağır hemen.
Hwy: Hmhm.
Hyunjin odadan çıkınca kendimi duşa atmıştım. Buz gibi suyu açıp hasta halim ile suyun altında uzunca bir süre kaldım. Kabuk tutmaya başlayan yaralarıma dikkat ederek lifi vücudumda gezdirdim. Hala uykuya ve dinlenmeye muhtaçtım. Gördüğüm rüyada iyice her şeyi tepetaklak etmişti. Duştan çıkıp güzelce kurulandım ve hastalığımın dahada ilerlememesi için saçlarımı kuruttum. Mosmor göz altları ve bembeyaz tenimle ölüden farksız görünüyordum fakat bununla uğraşmak istemiyordum.
Maç formasını giyip üzerine takımın ceketini giydim. Spor çantama ayakkabı, dizlik ve yedek kıyafetleri attıktan sonra saçlarımı yukardan at kuyruğu şeklinde topladım. Ayağıma giydiğim crocs terliklerimle odadan çıktım. Ömrün boyunca ayağına tek bişey giyme hakkın olacak deseler gözüm kapalı crocslarımı seçerdim. Aşağı indiğimde tüm takım çoktan büyük masada kahvaltıya başlamıştı. Hyunjin ve Nayeon farklı bir masada otururken onlara gülümseyip takımımın yanına oturdum.
Sağ tarafımda Minah sol tarafımda ise Lisa oturuyordu. Masada antrenörümüzle dönen sohbetten futbol ve basket takımının çoktan maçalarına gittiklerini öğrenmiştim. Ruhsuz gibi kahvaltı tabağıma aldığım yumurtayı yemek için kendimi zorluyordum. Çünkü aç karna oynarsam ilk setin sonunu bile göremezdim bu halde.
Minah bana doğru yaklaşıp ikimizin duyacağı şekilde konuştu.
Minah: Hwayoung. Çok kötü görünüyorsun. Sabah seni odada göremeyince korktum. Her şeyi içerde bırakmışsın. Neyseki Hyunjin eşyalarını almaya geldiğinde her şeyi anlattı.
Hwy: başıma yediğim talihsiz vazodan sonra biraz kötüyüm ama toparlayacağım.
Minah sana ihtiyacımız var. Dikkatli ol.
Olumlu anlamda başını sallayıp ona gülümsedim.
Minah: biraz özel olacak ama... Hyunjin ile aranızda bişey mi var?
Hwy: Hyunjin ve ben mi? Hayır hayır. Sadece yakın arkadaşım gibi bişey.
Minah: hmm. Bende öylesine sormak istemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never or Heartless || Hwang Hyunjin
FanficSorunlu bir çocuk olan Hwayoung, çok sevdiği Yeosu'dan Seul'a taşınır. Amcasının okulunda eğitime başlar ve son lise yılını dolu dolu geçirir. Fakat pürüzler yoldan sapmasına engel olacak mı yoksa çıktığı yolun sonunu getirebilecek mi? ---- Yıllarc...