4 Haziran PerşembeKan...
Odanın her yeri yalnızca kan doluydu. Duvara kanla yazılmış "katil" yazısını gördüğümde vücudumda güçlü bir ürperti hissetim.
Aniden duyduğum çığlık sesi korkmama sebep olmuştu. Hızlıca sesin geldiği yöne doğru gittim. Çok odalı bir evde gibiydim. Koridorları dolaşıyor kapıları dinliyor çığlığın geldiği yeri tespit etmeye çalışıyordum.
En sonunda kapısını açtığım odaya girmeden dışarıdan olanları seyrettim.
Bu bendim. Üzerimde maç forması vardı. Voleybol sahasındaydım. Yerde oturmuş kırık bileğimin derimi parçalaması sonucu kanayan bacağımı tutuyordum. Çığlıklar atıyor bacağıma bakamıyordum bile. Kimse yoktu. Koca sahanın ortasında parçalanmış bacağımla tek başıma ağlayarak oturuyordum.
Gördüğüm görüntü gözlerimin dolmasına ve bacaklarımın titremesine sebep olmuştu. Daha fazla bakmayacağımı fark ederek geri geri adımlayarak uzaklaşmaya çalıştım. O anda sırtımı çarptığım bir kapı aniden açılmış ve içeri düşmemi sağlamıştı. Ayağa kalkmaya çalışıp içeriye baktım.
Bu sefer hastane odasındaydım. Yatakta yatan kişi Ja-young'du. Başımı ellerine gömmüş ağlayarak uyanması için dua ediyordum. Bir anda yanıma küçük bir kız çocuğu geldi. Buda bendim...
"Kötü görünüyorsun..."
Minik elini kaldırıp yanağıma koydu.
"Bu sen değilsin. Sen katil değilsin Young-Ja"
Küçük kız bana sarılacağı anda biri onu benden çekip aldı. Çığlık sesleri kulaklarımda yankılanınca ellerim ile kulaklarımı kapatıp gözlerimi sıkıca yumdum.
Uyanmak istiyorum. Uyanmak istiyorum. Uyanmak istiyorum...
"Hey,Hwayoung!"
Yemyeşil çayırın ortasında gözlerimi açtım. Hemen arkamdan gülen yüzü ile koşarak yanıma gelen Hyunjin vardı. Onu görünce ayağa kalkıp koşmaya başladım. Ona sarılmaya ihtiyacım vardı. Tam ona sarılacaktım ki ayağım takıldı ve alnımı yere çarptım. Kanayan alnımı tutarak kafamı kaldırdığımda hava griye dönmüş çimlerin hepsi solmuştu.
Annem ve babamı gördüm... ellerinde küçük bir bebek vardı. İkiside hüngür hüngür ağlıyor bebeye bakıyordu.
"Oğlum!"
Annem çığlığını duyduğumda başım dönmeye başlamıştı. Bir anda geriye doğru düştüğümde vücudum buz gibi havuzu boylamıştı. Yalnızca suyun sesi. Etrafım yavaş yavaş kırmızıya dönmeye başladığında bir el uzandı. Kimin eliydi bilmiyordum fakat tutma gereği duydum. Tuttuğum el bir anda beni sudan çekti.
Elin sahibi hayalet motorcunun kaskıydı. Korkuyla geri bıraktığımda uçurumdan aşağı düşüyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never or Heartless || Hwang Hyunjin
ФанфикSorunlu bir çocuk olan Hwayoung, çok sevdiği Yeosu'dan Seul'a taşınır. Amcasının okulunda eğitime başlar ve son lise yılını dolu dolu geçirir. Fakat pürüzler yoldan sapmasına engel olacak mı yoksa çıktığı yolun sonunu getirebilecek mi? ---- Yıllarc...