Never or Heartless || Hwang Hyunjin

Ağlama.

Abel kaçmaya çalışırken onu odaya doğru ittirmiş kapıyı arkamdan kilitlemiştim.

Hwy: baş başayız. Sağ kalan kazanır.

Abel: sonunda baş başayız güzelim.

Abel üzerime doğru salladığı bıçaktan küçük bir sıyrık ile kurtulmuştum. Hemen yan tarafımda duran aynalı komidine kafasını tutup geçirmiştim. Sersemleyip bir kaç adım gerilemişti. Yüzüme attığı sert yumruk ile elimdeki bıçak yere düşmüştü.

Yazar anlatımı

Young elindeki bıçağı yere düşürünce Abel üzerine çıkıp onun yüzüne doğru yaklaştı.

Abel: Hyunjin'i ve diğerlerinden kurtulup kendimize yeni bir hayat kurabiliriz.

Hwy: seninle hayat kuracağıma hayatıma kıyarım daha iyi.

Hwayoung, Ona doğru bir kaç direnişte bulunmuştu fakat Abel onun iki bileğinide tek eliyle tutarak hareket etmesini engellemişti. Sonunda Hwayoung dizini doğru bir şekilde kullanıp üzerinden düşmesine sebep olmuştu. Kıvranarak yere düştüğü esnada elindeki bıçağı alıp üzerine çıktı.

'Rüyamda gördüğüm gibi' diye geçirdi içinden Young. Bıçağı Abel'in boğazına saplamıştı saplamasına fakat kendi canı daha çok yanıyordu. Abel tepkisiz bir şekilde Hwayoung'a bakarken, young nefes almakta zorlanıyordu.

...

Hyunjin, Abel ve Young'un peşinden gitsede onlara yetişememiş kapının dışında kalmıştı. Hwayoung'a hala güvenmiyordu ve bu işin içinde olduğunu düşünüyordu ama bir yandan da onu öylece bırakmaya gönlü el vermiyordu.

Kapıyı yumruklamış açması için bağırmıştı fakat nafile.

Minho, maskeyi çıkarıp bir kenara fırlattığında çocuklar şok üstüne şok yaşamıştı.

Herkes şimdi abi kardeşin bişeyler karıştırdığını düşünmeye başlamıştı.

Eunwoo ve Lisa dışında herkes oradaydı. Nayeon şok içinde bir köşede olanları izlerken diğerleri Yeonjin ve Yeonjun'u yakalamıştı. Ama ortalıkla Jennie, Heon ve Rose yoktu.

Felix: üç kişi eksiğiz! Neredeler?

Jk: dağılıp kızları arayalım.

Herkes evin içinde dağılıp kızları ararken Minho, Eunwoo ve Lisa'nın peşindeydi.

Fakat Lisa en başından beri Abel ve Hwayoung'un olduğu odadaydı.

...

Sol böbreğimde hissettiğim acı vücudumu buz kesmişti. Vücudumdan akan kanları hissediyordum. Abel'in ağzından fışkıran kan yüzümü ve üstümü kırmızıya boyamıştı. Kan içindeydim. Böbreğime baktığımda başka bir bıçağın vücudumda olduğunu fark ettim. Ama bunu Abel yapmamıştı. Yavaşça arkama döndüm ve Lisa ile göz göze geldim. Acıya rağmen alaycı bir kahkaha attım. Sanırım yavaş yavaş akli dengemi kaybediyordum.

Abel'in boğazına sapladığım bıçağı çekip bıçaktaki kanı üstüme silip Lisa'nın karşısında durdum.

Lisa: şu haline bak. Bir hiçsin. Hem psikolojik olarak hemde fiziksel olarak. Seni öldürmek kolay olacak desene.

Dudağımın bir tarafı kıvrıldığında sinirle üstüme doğru yürüyüp bıçağı iki eliyle tutarak saldırıda bulundu. Reflekslerim sayesinde bir kaç hareketinden kaçınmıştım. Ona karşılık verdiğimde yüzünde derin bir çizik olmuştu. Çığlık atarak yüzünü tutup geri çekildiğinde ona sert bir tekme vurup dolaba çarpmasını sağladım. Dolap çarpmanın etkisiyle devrilmiş kapının önünü kapatmıştı. Lisa acı içinde inleyerek düşürdüğü bıçağı almak için hareketlendiği esnada ayağımla elinin üstüne bastırıp parmaklarını kırmak istercesine ezdim.