Never or Heartless || Hwang Hyunjin

Ben aşık oldum galiba...

3 Haziran Çarşamba

Sabah uyandığımda Hyunjin yoktu. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve mutfaktan gelen şahane kokuları takip ettim.

Mi-kyung teyze kahvaltı hazırlıyordu.

Mikyung: günaydın canım.

Hwy: günaydın Mikyung teyzee. Hyunjin gitti mi?

Mikyung: a evet. Sabahları çok erken saate piste gidiyor. Bizde kalsa bile aksatmadan tüm antrenmanlara gidiyor. Gerçekten taktir edilmesi gerekiyor. Çünkü yıllardır çocuğum uykusuz uykusuz gece gündüz demeden çalışıyor. Dersleri de çok iyi. Minho'ya bak bide! Ben kaldırmasam asırlar boyu uyur. İngilizce desen yok. Japoncayla nereye kadar. Tüm dünyanın ana dili olmuş İngilizce.

Mikyung teyzenin dediklerine gülerken Minho gelmişti.

Mikyung: kulakların çınladı galiba.

Minho: Hemde nasıl. O kadar mükemmelim ki insanlara batıyorum.

Hwy: hmm annende ondan bahsediyordu.

Mikyung teyzeyle gülerken Minho yeni uyandığı için gözlerini açmakla meşguldü.

Okul için hazırlanıp kahvaltı yaptıktan sonra evden çıkmıştık.

Okula geldiğimizde Minho arabayı bırakıp gelecekti bende tek başıma sınıfa çıkıyordum.

"Ja-Young!"

Ja-young...

İsmi duyduğum gibi etrafıma bakınmaya başladım. Bir sürü aynı formalı öğrenci dışında Ja-Young'a benzeyen kimse yoktu. Daha sonra okulun büyük demir kapısı gözüme çarptı.

Eunbi...

Tam orda durup bana bakıyor ve el sallıyordu.

Onun ismini bilerek söylemişti.

Hızlı hızlı yürüyüp yanına gidecekken birine çarpmam bir oldu. Tesadüfe bakarmısınız çarptığım kişide Abel'di...

Hwy: SEN ZAMANLAMAYI AYARLAYARAK MI HER YERDEN ÇIKIYORSUN?!

Abel: neden kızdın ki şimdi? Tam yanına geliyordum yanlışlıkla çarptım.

Hwy: çışdıracağım.

Tekrar bakışlarımı demir kapılara çevirdim ama orada yoktu.

Hwy: ben delirdim mi acaba?

Abel: ne?!

Hwy: SANA DEMEDİM

Abel: tamam kızma.

Ellerimi saçlarıma geçirerek sınıfa çıktım. Abel'i boğmak istiyordum artık! Başıma ne geldiyse her şey onun yüzünden oluyordu...

Veeee buda onu baş şüpheli yapıyordu! Tabi ya Abel! En yakınımzda ve en gizemli olan o vardı. Tüm oklar bir anda Abel'e dönüyordu.

Sınıfta Hyunjin'in bulduğum gibi gidip ona her şeyi anlattım.

Hwy: yani kısacası ben ondan şüpheleniyorum.

Hyj: tamam. Abel aklımızda bulunsun ama elimizde yeterli delil olmadan bişey yapamayız.

Hwy: doğru... bişeyler bulmaya çalışalım o zaman?!

Hyj: tamam ben bi bakacağım.

Hwy: iyi... hangi seçmeli derstesin?

Hyj: Fransızca beni bekler

Hwy: on sene bile çalışsam yapamayacağım tek dil.

Hyj: senin seçmelin ne?