Takımlar:
Hwayoung: Heon,Jungkook,Nayeon,Minho,Yoongi,Yeonjun
Hyunjin:
Jay,Niki,Felix,Lisa,Jieun,TaehyungHepimiz bedenlerimize uygun tulumları ve korumaları giydikten sonra takımlarımızı alıp yerlerimize geçmiştik. Takımların yerleri karşı karşıdaydı. Biz parkın en sonundaki kulede onlar ile parkın girişindeki kuledeydi. Amacımız rakip takımının rengindeki üç bayrağı da toplamaktı. Başlama sirenini duyduğumuzda kasklarımızı takıp silahlarımızı hazırda tuttuk. Yedi kişi olduğumuz için ikişer ikişer ayrılık bayrakları aramaya başladık. Yoongi, Jungkook ve ben sağ tarafa giderken diğerleri de Heon'u takip ediyordu. Kuralları biz belirlemiştik, üç kere vurulan çıkıyordu. Orman büyük olduğu için daha eğlenceliydi. Tam bayrağı bulduğumuz sırada biri bayrağa ateş etti. Üçümüzde aniden iyi bir ağacın arkasına saklanıp etrafımıza bakınmaya başladık. Jungkook bir anda ağacın arkasından çıkıp üç el boya sıktı.
Jk: Jieun elendin çık!
Jieun: Yah! Ama haksızlık daha yeni girdik.
Jk: beni ilgilendirmez
Tam o sırada biri Jungkook'u vurdu. Jungkook hemen ağacın arkasına geçtiğinde vurulmamaya çalışarak etrafıma bakındım. Jieun oyundan çıkıyordu tam o sırada karşımızdaki fıçıların arkasında duran Lisa ve Taehyung'u gördüm.
Hwy: onların dikkatini dağıtın iki kişiler bende koşup bayrağı alayım.
İkiside başıyla onayladıktan sonra gözüme kestirdiğim tahta parçasını alıp tüm gücümle bayrağa koştum. Ben koşarken Yoongi ve Jungkook onların dikkatini dağıtıyordu. Tahtanın arkasındaki bayrağı almak için kendimi yere attım ve bayrağı elime aldım.
Hwy: Aldım? Gidelim!
Üçümüzde aynı anda geri çekilip kendi kalemize koştuk. Kaledeki bayrak asma yerine mavi takımın bayrağını astıktan sonra bayrakları aramaya devam ettik. Nayeon'un çığlığını duyduğumuzda hepimiz sesin geldiği tarafa koştuk.
Jay, Nayeon'un esir almıştı.
Demek oyunu fazla ciddiye alıyorduk. Öyle olsun bakalım.
Jay: bayrağımızı geri verin Nayeon'da sizinle devam etsin. Arkamda hissettiğim plastik tabancanın namlusunu sırtımda hissetim. Hafifçe arkama dönüp baktığımda Hyunjin'i görmemle sinirlerim tepeme çıktı. Benden intikam almak için bilerek arkama geçmişti. Ona doğru döndüğümde hafifçe sırıttığını gördüm. Etrafıma doğru bakındığımda Heon dışında hepimiz esir alınmıştık. Hyunjin'in nefesimi kulağımda hissettiğimde kalp atışlarım hızlanmış vücudumdaki adrenalinle kıpkırmızı olmuştum.
Hyunjin: Bakalım şimdi ne yapacaksın küçük fare. Kapana kısıldın.
Hyunjin'i kolundan tutup hızlıca önüme çektim. Ayağını kaydırarak onu yere serdiğimde canını acıtmamak için ekstra çaba sarf ediyordum. Ben dikkatleri üzerime topladığımda Heon bir ağacın arkasına saklanıp Jay'i üç kere vurmuştu. Hyunjin yerdeyken koşabildiğim kadar koşup bir ağacın arkasına saklandım. Nayeon ve Heon'u yana yana gördüğümde içim rahatlamıştı. Ama Yoongi ve Yeonjun vurulmuştu. Kalan takımla kalemize döndüğümüzde yukarı çıkıp plan yapmaya başladık.
Heon: beş kişi kaldık
Hwayoung: onlarda öyle
Nayeon: ne yapacağız?
Jk: daha iki bayrak var
Minho: az önce esir alındığımızda ikinci bayrağı gördüm. Esir alındığımız yerin biraz uzağında tam çaprazında. İyi bir plan kurup bayrağı alabiliriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never or Heartless || Hwang Hyunjin
Fiksi PenggemarSorunlu bir çocuk olan Hwayoung, çok sevdiği Yeosu'dan Seul'a taşınır. Amcasının okulunda eğitime başlar ve son lise yılını dolu dolu geçirir. Fakat pürüzler yoldan sapmasına engel olacak mı yoksa çıktığı yolun sonunu getirebilecek mi? ---- Yıllarc...