Heon Lee

149 10 5
                                    



16 Mart

Bütün gece uyumamıştım. Mor mor göz altlarımla birlikte evden çıkmıştım. Üstümde okul formam ve gri sweatshirtım vardı. Şanslıydım ki günlerden cumaydı. Bu gün antrenman vardı ama hocaya rahatsız olduğumu katılamayacağımı söyledim. Tonla azar yememe rağmen umrumda değildi. Kendimi çok enerjik ve rahat hissediyordum çünkü uzun zamandır içimde tutuklarımı dün akşam kusmuştum ve rahatlamıştım. Doğru düzgün uyumasamda neşem yerindeydi. Daha okula iki saat vardı ama canım evden erken çıkmak istemişti annemle hala konuşmak istemiyordum. Yavaş yavaş yürüyerek okula varmıştım. Sınıfa çıkıp sırt çantamı sırama koydum. Telefonumu ve kulaklığımı alarak spor salonundaki tribünlere gittim. Kulaklığımı takıp hareketli bişeyler açmıştım. Şarkıyı kendi kendime mırıldanırken uzun zamandır girmediğim sosyal medya hesabımda dolaşıyordum.

Ben böyleydim işte.

Üzüntümü,sinirimi,öfkemi tek bir gecede yaşar ertesi güne hiç bişey olmamış gibi devam ederdim hiç bişeye uzun süre takmazdım, umrumda olmazdı. Ve bu halimden gayet memnundum.

Nayeon'a okula erken geldiğimi gelince kızlar tuvaletinde buluşmamızı söyledim. Saatlerce orada oturup müzik dinledim telefonumla uğraştım. Nayeon geldiğine dair mesaj atınca yeni bir şarkı açıp boynumu gizlemeye çalışarak kızlar tuvaletine gittim. Nayeon aynanın önünde parlatıcısını düzeltiyordu.

Nayeon: günaydın.

Hwy: sanadaa. Şey boynuma el atmak istermisin? Makyaj malzemelerinden anlamam da

Nayeon: tabikiii

Nayeon çantasından bir kaç şey çıkarıp boynuma ve göz altlarıma sürmeye başladı ve işte ortada yoklardı.

Hwy: teşekkür ederim.

Nayeon: rica ederim :)

Tuvaletten çıkıp sınıfa doğru yürüdük. İlk dersimiz Matematikti...

Bütün ders boyunca kafamı kaldırmadan sıranın altından kitap okumuştum. Teneffüs zili çaldığında daha kimse sınıftan çıkmadan içeri bir anda annem girmişti.

"Gwon Hwayoung müdürün odasına hemen. Konuşmamız gerekiyor"

"Anne! Napıyorsun herkesin ortasında"

Annemi kolundan tutarak sınıftan çıkardım ve müdürün odasına doğru götürdüm. İçeri girmeden önce kapının önünde durup anneme baktım.

"Neden geldin?"

"Dershaneni iptal ettim. Okulun etütlerine yazdırıcam seni ayrıca amcan Kore'ye dönüyormuş okulu uluslarası yapacakmış sanırm"

"NEĞ!? Nerden çıktı bu?!"

"Eğer uluslar arası okul olursa Kore'nin en iyi okulları arasında birinci sırada olur. Geliri ve öğrencileri de daha iyi olur. Biliyorsun... İtalyan maf-"

Hızlıca elimle annemin ağzını kapattım.

"Anne! Bu burda söylenmez Kore'nin en dedikoducu okuluna malzeme vermiş olursun"

Müdürün odasına girdiğimizde annem kursları halleti daha sonra okul ile ilgili şeyleri amcamı FaceTime dan görüntülü arayarak küçük bir toplantı yaptılar.

Bi dakka bi dakka... eğer amcam geliyorsa oğlu Heon Lee Cassano'da geliyor demekti.

Üstümüzden bir yük kalktı dediğimizde on katı biniyor ya ona çok sinir oluyorum.

Heon Lee ile birbirimize bayılmıyorduk ama birbirimize bizden başka kimse bu kadar iyi tanıyamazdı. Beni benden iyi tanıyordu bende onu öyle ama amcamı paylaşamıyorduk. Aramızdaki tek sorun buydu fakat baş başa kaldığımızda işler hiç öyle olmuyordu...

Never or Heartless || Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin