25. Bölüm

36.7K 1.8K 177
                                    

25 BÖLÜM.

"Sadece çay içtik başka bir şey yapmadık."

"Aman Mavi biz de zaten ütopik bir şey olmayacağını biliyoruz acilin ortasında. Demek istediğimiz sana yaklaşımı nasıldı, bakışı falan nasıldı mesela? Sonradan bir şeyler yapmak için plan falan yaptınız mı, konuştunuz mu?"

Zeynep'e ve çayını soluksuzca yudumlayan Birce'ye ben bir umutsuz vakayım bakışlarımdan birini attım.
Kızlara acılı bir nevi basışımı anlatıyordum.

Bana daha neler oldu diye sorduklarında elbette ondan aldığım karşılığı soruyor olduklarını anlamıştım ama ben de pek bilmiyordum ki işte.

Kafam normalde zehir gibi çalışırdı bu ilişki konusunda, tabi arkadaşlarıma tavsiyeler verirken ama konu kendi aşk hayatım olunca işler bir tık değişiyordu.

"İnanın bana sessiz kalmaktan ve Deniz'in sohbet etme çabalarını dinlemekten başka bir halt etmedim."

"İyi bok yedin!"

"Ne yapayım? O hem uzak durmak isteyip hem de konuşup durunca beni kafa karışıyor."

Ayağa kalktım. Film sahnelerinde yaptıkları o etkili konuşmalardan birini yapar gibi sırtımı kızlara dönüp birkaç adım atarak gözlerimi kıstım. "Ben ciddi bir ilişki istiyorum kızlar..." dedim etkileyici bir ses tonuyla. "Beni bebek gibi seven, beyefendi, hanımcı, çocuklarımın babası, bastığım yerlere güller döke..."

"Eh bokunu çıkarmaya başladığın yere geliyoruz yavaş yavaş..."

"Ne var?" dedim başımı aniden onlara çevirerek. "Benim Dilan Polat'tan neyim eksik? Ben de 'Saçmalamaaa Enginnn!' moduna giremem mi?"

"Saçmalamaaa Deeniizz!" dedi Birce Dilan Polat'ı taklit eder cinsten bir ses tonuna bürünerek. Üçümüz de bu taklide kahkaha attıktan sonra kızlar beni kolumdan tutup tekrar masaya oturttular. 

"O zaman neden tekrar başka bir ceketle gidip başka bir ceketle geri geldin onu anlat bakayım? Bizden gizlediğin bir şeyler varsa?"

Zeynep gözünü oyarım dercesine bana baktı. Birce de usul usul başını salladı. "Sen işler ciddileşmeye doğru baya ürkek bir kişiliğe bürünüyorsun ve biz anlıyoruz ki sen sessizsen bir şeyler oluştur. O yüzden, Zeynep'in dediği gibi Mavi Hanım, döküüül!"

"Tamam..." dedim gözlerimi usul usul kırpıp kafalarını bana iyice yaklaştırıp beni sandalyeye gömmek ister gibi bana bakan iki arkadaşıma bakarak. "Anlatacağım."

***

"Kaç şeker atıyorsun?"

"Şekersiz." dedim başımı kaldırıp Deniz'e kısa bir bakış atarak.

Deniz başını beni takdir edercesine sallayıp iki çayı masaya koydu.

"Niye ki?" deyiverdim birden. Deniz ne demek istediğimi anlamak ister gibi bana bakıyordu. Bir yandan huysuz suratımdan olsa gerek karşıma otururken oldukça yavaş ve biraz da tereddüt eder gibi hareket ediyordu.

"Ne niye ki?" dedi en son benim sessizliğim uzayıp gidince dayanamamış olmalı ki...

"Böyle oradan bakınca gevezenin teki gibi durduğumdan mı çayı şekerli içermişim izlenimi veriyorum yoksa? Şaşırdın da şekersiz deyince."

Deniz sen ne anlatıyorsun ifadesiyle gözlerini birkaç defa art arda kırpıştırıp başını iki yana salladı. "Yapay şeker kullanmaman çok iyi bir şey sadece bunun için..."

"Ben de iyi şeyler yapabiliyorum Deniz Bey. İnanın bana sadece insanların başına bela olan..."

"Sanırım biraz gerginsin."

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin