70. Bölüm(FİNAL)

29.6K 1.7K 331
                                    

Selamlar, nasılsınız?

Son bölümümüzle karşınızdayım.

Yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Duygularımı ayrı bir bölüm olarak yayınlayacağım.

İyi okumalar

70. BÖLÜM "FİNAL"

Bir yıl sonra

Hayatımızda dönüm noktaları vardır. Bazen o anı hissedebiliriz. Bazen de hiç haberimiz olmadan, bir gün öylece evden çıkıp güne başladığımızda o dönüm noktasının eşiğine yaklaşmak üzere olduğumuzun farkında olamayabiliriz.

Bundan bir yıl önce bir şeyler eksikti sanki. Ama tamamlanmak için doğru zamanı beklediğimi de içten içe biliyordum. Bekledim bekledim. Bazen beklemekten yorulduğumu hissettim. Ama sonunda bana geleceğini de hissediyordum. 

Dolaplara son kez bakıp kolileri kontrol ettikten sonra beyaz örtüyle kapattığımız mobilyalara doğru ilerleyip örtüyü hafiften çekerek tekli koltuğun ucuna oturdum. Epey yorgundum. Gözlerimi kapatıp arkama yaslanırken son bir yılda olanları düşündüm.

Hayatımın aşkıyla tanışmıştım. İlk bakışta ona aşık olmuş, sonra dengesizliği beni sinir etmişti. Ondan kaçmak istediğim zamanlarda karşımda belirivermişti. Kalbimi kırsa da sonra kırdığını onarmadan peşimi bırakmamıştı. Birbirimize aşık olduğumuzu anladığımızda bir şeyler yapmak için çok geçti. Çünkü onu arkamda kalan mutfak tezgahının önünde öpmüştüm. O da beni öpmüştü. Bana çıkma teklifi etmişti. Gülümseyerek ilk öpücüğü aldığım, daha doğrusu verdiğim o tezgaha baktım.

Kardeşlerimizin evlenmek istediğini öğrendiğimizde ailelerimiz tanışmak için bir araya gelmişti. Birbirimizin gözlerine bakıp sarılmak isterken ailelerimiz yanımızdaydı. Sonrasında herkes aramızdaki bu ilişkiyi teker teker öğrendi. Neredeyse hepsine bir şekilde yakalandık.

Canan, Beyazıt, Derya anne, annem, babam...

Ardından babam ilişkimizi onayladı. Beni istemeye geldikleri günü hatırlayınca gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

Geçen yıl eylül ayıydı. Okulların açılmasına iki hafta kalmıştı ve ben yeni eğitim yılıma parmağımda bir yüzük varken başlayacağıma halen inanamıyordum.

Trabzon'daki evimizdeydim. Odamda aynada kendime bakarken sabahki telaşım biraz yatışmak üzereydi. Birce yatağıma kıyafeti kırılmayacak şekilde uzanmış, geçen hafta tanıştığı ve konuşmaya başladığı herifin tekiyle yazışırken Zeynep ortalarda yoktu. 

Kırmızı elbisemde, dalgalı saçlarımda, makyajımın öne çıkan detayı olan kırmızı rujumda gözlerimi gezdirdim. Oldukça şık görünüyordum. Terleyen ellerimi elbiseme silerek aynada gözlerimi sırıtarak mesaj yazan Birce'ye çevirdim. Toz pembe elbisesi ve bebek gibi suratıyla oldukça tatlı gözüküyordu. 

"Zeynep nerede?!" diye sordum sakin ama gergin olduğum tınısından belli olan bir ses tonuyla.

Çok heyecanlıydım. Ve oldukça da gergindim. Ellerim titriyor, terliyordu. Sabahtan beri herkese bağırıp duruyor, bir şeyler ters gidecek diye korkuyordum. Annem, kızlar, Beyazıt hatta babam bile bana bulaşmamaya gayret ediyordu.

Birce telefon ekranındaki bakışlarını bana çevirdi. Tek kaşını kaldırarak aynadan yansıyan yüzüme dikkatle baktı. Beni şöyle bir süzüp benden bıktığını belirtircesine gözlerini ağır ağır kırptı. Peki tamam, kabul ediyorum, onları epey bezdirmiştim.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin