42. Bölüm

32.5K 1.8K 71
                                    

Herkese merhaba, nasılsınız?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen düşüncelerinizi yazın.

İyi okumalar.

42. BÖLÜM

"Teldeki güvercin, yalidaki çapkın, kaldırımda baygın... Sana da günaydınn!"

Son ses açtığım kulaklığımdaki şarkıyı söylerken bir yandan da pencereden kafamı uzatmış diğer apartmanın çatısına konan kuşları izliyordum. Gün doğalı bir saat falan olmuştu. Ders çalışmak için erkenden kalkmış, ara verince de kendime bir kahve yapıp müzik dinleyerek şarkıyı söylüyordum.

O sıra kapım ne zaman açıldı ne zaman kızlar arkamda bana söylenmeye başladı hiç haberim yok. Pencereden dışarı otuz iki diş sırıtarak bakmakla meşguldüm o sıra. Omzumu dürtmeleriyle fark ettim geldiklerini.

"Aa siz de mi erkenden uyandınız?"

"Sayende!" Dedi Zeynep.

Özür dilercesine baktım kızlara. "Kusura bakmayın ya kahveyi yaparken kaşığı yere düşürdüm, çok ses çıktı değil mi?" Dedim gerçekten de mahcup olmuştum.

"Kanka ne kahvesi ne kaşığı. Sabahtan beri şarkı söyleyip duruyorsun. Sesin benim odama bile geldi."

Ciddi misiniz? Der gibi baktım ikisine de. Zeynep sabahlığına iyice sarınırken, sabah cidden soğuk oluyordu hava, "Mırıldanıyorum mu sanıyordun yoksa?" Dedi.

Usulca başımı salladım.

Cidden sessiz zannediyordum kendimi ama baya baya uyandırmışım kızları ya....

"Özür dilerim."

Kızlar bir süre ciddi gibi dursalar da sonra gülerek "Sıkıntı yok kanka." Dediler. Sıkıntı etmemiş gibi yapsalar da mahcup olmuştum bir kere. Bir dahakine daha dikkatli olurum diye geçirdim içimden ve sonra ders çalışmaya geri döndüm. Yaklaşık iki saat daha ders çalıştıktan sonra hazırlanmaya başladım.

Sürekli aynı yerde ders çalışınca bir süre sonra çalıştığıma pek odaklanamıyordum. O yüzden ara ara çalıştığım ortamı değiştirmeyi severdim. Şimdi de kütüphaneye gidecektim.

Beyaz bir gömlek, geniş paçalı açık renk kotum ve yeni aldığım ve daha hiç dışarıda giymediğim bebek mavisi conversimi de giydikten sonra saçlarımı ensemde topuz yapıp halka küpeleri de takınca neredeyse hazırdım.

Güneş kremi, hafif allık ve göz pınarları hafif aydınlatıcı da sürdüm ve kirazlı dudak balmımı dudaklarıma yedirip cebime attım. Yes! Hazırdım

Tam dolabın önünde ayrılacakken aklıma bir şey dank etti

Biz bugün Deniz'le akşam yemeğine çıkacaktık ve ben ne giyeceğimi dünkü yorgunlukla hiç düşünmemiştim.

"Nasıl unuttum!" Diyerek kendi kendime biraz söyledikten sonra kıyafet dolabının kapağını yeniden açtım.

Ve Külkedisi Mavi sahneye gelir.

Benim şöyle klasik denilecek, davet edildiğim bir akşam yemeğinde giyebileceğim hiç elbisem yoktu ki.

Bir tane çiçekli, bir tane renkli şeritli, bir tane de triko vardı. Ama hepsi klasik günlük elbiselerdi.

Oflayarak yatağıma oturdum. Bu akşam giyebileceğim bir elbise almam için alışveriş merkezine gitmem gerekiyordu ama ders çalışmalıydım. Neredeyse hiçbir dersin konusunu tam anlayarak bitirmemiştim ve bazı derslerimin vizesi de düşüktü. Onlara daha çok yoğunlaşmak gerekiyordu.

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin