65.Bölüm

21.2K 1.7K 1.3K
                                    

Selamlar, nasılsınız?

Yeni bölümü düzenledim ama gözden kaçmış yazım hataları olabilir, şimdide özür diliyorum.

Bölüm 1000 yoruma ulaştığında diğer bölümü o gün akşam yayınlayacağım.

Hadi canlar, bölüm sonu düşüncelerinizi belirtirseniz hepiniz 1000 yorum kolaylıkla ulaşırız.

Oy da atmayı unutmayalım lütfen.

İyi okumlarrr diliyorum.

65. BÖLÜM

Avucumu şişen gözlerime bastırıp yatağımdan doğruldum. Sabah olmuştu. Dün gece geç saatlere kadar uyuyamamıştım. Kızlar odamın kapısını tıklatmış ben ses çıkarmayınca da gitmişlerdi. Bir ara uykuya dalmak üzereyken saçlarımda gezen el hissetmiş gözlerimi aralamıştım. Fark etmeden Deniz'in adını mırıldandığımda Beyazıt'ın huysuz mırıldanmasını duymuş sonra da uykuma devam etmiştim.

Ağzımda acı bir tat hissetmemle yüzümü buruşturdum. Saate baktığımda henüz sekiz olduğunu görmemle kendimi tekrar sırtüstü yatağa bıraktım. Gece geç yatmama rağmen hiç uykum yoktu. Sinirden uyuyamamıştım. Tabii kırgındım da...

Şimdi düşününce, o kız Deniz'in eski sevgilisiydi. Geçmişte olmuş bitmiş bir şey beni bu kadar üzmemeliydi. Ama onların o mutlu anılarını dinlemiş ve kendimi ister istemez kötü hissetmiştim. Tabii bu da epey canımı sıkmıştı.

Deniz'e karşı kırgınlığım da sessiz kalmasındandı.

Eğer geçmişten özlemle bahsedilirken geçmişin geçmişte kaldığını hissettirseydi, o zaman bu kadar üzülür müydüm bilmiyorum.

Açıkçası o da şokta gibiydi. Bir an ben mi çok tepki gösterdim diye kötü hissetmeye başladım. Sonra başımı kararlı bir şekilde iki yana sallayıp, "Az bile yaptım!" diye mırıldandım. Deniz'in o tepkisiz suratına bir tane geçirmeliydim hatta. Dudaklarımı bükerek bunu düşündüm. Of, şiddet sevmezdim ki ben!

Kapım hafifçe tıklatılınca dün geceki gubi sessiz kalıp uyuyor numarası mı yapsam acaba diye düşündüm. Birileriyle konuşmak belki iyi gelebilirdi aslında ama nedense kimseyle konuşmak istemiyordum. 

Kapım hafifçe açılıp Zeynep, "Mavi?" diye mırıldanınca uyuyor numarası yapmak yerine başımı hafifçe kaldırarak, "Uyumuyorum..." diye mırıldandım ben de onun gibi.

Temkinli bir şekilde kapıyı açıp Birce'yle içeri girdiler. Yatağıma oturduklarında ben de doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım.

Onlara günaydın dedikten sonra "Beyazıt evde mi?" diye sordum. 

"Sabah erken çıktı." dediler.

"Siz uyumadınız mı?" diye sordum bu defa da.

"Erken uyandık." diye yanıtladılar diğer sorumu da.

"Uyanmamı beklemediniz umarım..." dedim hafifçe gülümseyerek. Bana göz ucuyla bakıp başlarını belli belirsiz salladı ikisi de. "Belki bizimle konuşmak istersin."

Ne diyeceğimi bilemedim. Hafifçe omzumu silkerek sessiz kaldım. Aramızda uzun bir sessizlik oldu. Birce lafa girip, "Kahvaltı hazırladık." dedi. Göz ucuyla onlara baktım. Onlar kahvaltı deyince aç olduğumu hissettim bir an. Yüzümde nasıl bir ifade oluştu bilmiyorum ama ikisi de hafifçe tebessüm etti. "Güzel bir kahvaltı can sıkıntısına bire birdir dersin sen." dedi Zeynep. Gülümseyerek başımı salladım. "Kızartma ve sucuklu yumurta da varsa..."

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin