40. Bölüm

34.9K 2.2K 87
                                    

Oy ve yorum bırakmayı unutmayalım.

İyi okumalar.

40. BÖLÜM

"İstersen müzik açabilirsin."

Deniz'in keyifli çıkan sesiyle kaşlarım hafifçe havaya kalktı. Bakışlarımı camdan çekip Deniz'e çevirdim.

"Efendim?" dedim duymamış gibi yaparak. Yan profiline gözümü dikip onu inceledim. Yeni çıkmaya başlamış birkaç günlük sakalı, düzgün burnu, biraz önce benden daha koyu olduğunu anladığım mavi gözü, uzun ve sık kirpikleri ve cildi. 

Evet, cildi. 

Deniz'in cildi parlıyordu. 

Ben Birce'nin önerileriyle, o bir cilt bakım uzmanı kadar bilgiliydi bu konularda, bir sürü bakım ürünü almış ve kullanmaya başlamıştım. Elbette faydası olmuştu ama cildim böyle de parlamıyordu. Acaba cilt Deniz'in cildi olduğundan mı böyle parlak gözükmüştü bana? Aman bilemiyorum...

"Diyorum ki sıkıldıysan radyodan müzik açabilirsin." diyerek gözüyle arabanın radyosunu gösterdi.

"Sağ ol." dedim tebessümle. Sonra gözlerimi kısarak "Sıkılmadım." diye ekledim. "Ama sen sıkıldıysan..."

"Tabii ki de sıkılmıyorum." diyerek gözlerini yoldan çekip birkaç saniye gözlerime baktı. "Sessiz olduğuma bakma, oldukça mutluyum."

"Hım." diye mırıldandım gülümseyerek. Öyle mi dercesine başımı salladım ardından. Bu mutluluğunu neye borçluydu ki acaba? Sorsa mıydım? Kahkahalarla gülmek geldi içimden. Ben de az değildim. 

Dudağımı yalayarak radyoya uzandım. Birkaç müziği geçip duraksadım ama yok daha güzel müzikler bulabilirdim. Beğendiğim bir müzikte durma umuduyla sürekli müzikleri değiştirdim. O sıra buna öyle odaklanmıştım ki Deniz'in uzanan elini fark etmedim. Parmaklarıma değen sıcak eli beni kendime getirdi. Başımı hızla kaldırıp şaşkın ifademle ona baktım.

"Resmen müzik zevkime hakaret ediyordun..." dedi Deniz. Ciddi olmadığını biliyordum ama kaşlarımı kaldırarak öyle mi dercesine kötü bir bakış attım ona. 

"Sana kötü bir haberim var o zaman..." diye mırıldandım üzgün gibi çıkarttığım bir sesle. "Müzik zevkin berbat."

Deniz alınacağına daha da keyiflendi. Parmaklarının parmaklarıma dolanmış olması da ayrı bir durumdu. Elimi ne çekiyordum ne de hareket ettirebiliyordum. Onun parmağımı yönlendirmesiyle bir sonraki müzik çalsın diye biraz önce benim art arda bastığım düğmeye bu kez bir kere bastık.

Deniz'in eli elimdeyken Yaşlı Amca'nın Giderdi Hoşuma şarkısı çalmaya başladı. Dudaklarımı balık gibi açıp gülen gözlerle Deniz'e baktım. Ardından çocuksu bir edayla el çırptım. Bu sıra Deniz'in elini elimden çekivermiştim. 

"En sevdiğim şarkı?" diye elini aniden ittirdiğim için mahcup olmuş şekilde ona baktım. Deniz şarkı başladığından beri garip bir ifadeyle bir bana bir yola bakıyordu. Bu bakışından dolayı utanmış gibi hissettim ama anlamadığım bir sıcaklık doldurmuştu içimi. Midem kıpır kıpırdı. Sürekli Deniz gibi iç çekmek istiyordum.

Yol boyunca o da ben de radyoya dokunmadık, ikimiz de sırıtıp duruyorduk. Birkaç slow şarkı daha çaldı. En sonunda bizim evlerin olduğu sokağa geldiğimizde ciddi bir ifadeye bürünmeye çalıştım. 

Bizim apartmanın önüne gelmek üzereyken telefonum çaldı. Arayan Zeynep'ti.

"Neredesin bebişim?" dedi tatlı bir sesle. 

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin