32.Bölüm

34K 1.6K 77
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bundan sonra elimden geldiğince her gün bölüm atmaya çalışacağım bu arada.
Öpüldünüz😘

32. BÖLÜM

Kapıdan içeri girer girmez annem beni koridorda karşıladı.

"Gel buraya kız!" dedi sessiz bir şekilde."

Annemden odama doğru kaçmaya çalışırken "Ya anne bir dur! Beyazıt'a bir bakayım..."

"Beyazı arkadaşlarıyla çıktı, gelince hasret giderirsin. Sen bir gel buraya bakayım!"

Annem etimi kıvırırcasına beni yanına çekti. Ona ben masumum bakışlarımdan atarken bir yandan da ne bahaneler uydursam diye düşünüyordum. 

"Kimdi telefonla konuştuğun?" diye kısık sesiyle sordu. Şüpheci bakışları benden bir şey kaçmaz dercesine üzerimdeydi.

"Dedim ya! Kızlar aradı vardın mı diye sormak için..."

"Bana yalan söyleme!" dedim annem. "Yüzün kıpkırmızı olmuştu. Telaşla kapatmaya çalışıyordun telefonu!"

"Hı evet." dedim ne diyeceğimi bilemediğimden zaman kazanmaya çalışıyordum. "Bir türlü kapanmadı telefon!"

Annem kollarını göğsünde bağlayarak başını dikleştirdi. Gözlerini kıstığında biraz daha yalan atarsam benim için iyi olmayacağını belirtir gibi duruyordu şimdi.

Peki tamam... Yakalanmıştım. İtiraf etmem gerekiyordu.

"Sana anlatmıştım hani." dedim haftalar önceki o muhabbetimizi anneme hatırlatmaya çalışarak. "Zeynep'i acile götürdüm. Sonra orada bir doktor gördüm..."

"Eee!" dedim annem ne olmuş ki dercesine. "Bir kez gördüğün biri. Sonra sorduğumda görmedim hiç dediydin bana! Kız! Yalan mı söylüyordun yoksa?!"

"Yok anne ya! Ne yalanı... Üç hafta kadar görmedim zaten. Sonra bir şekilde karşılaşıp durduk."

Annemin gözleri hafiften büyüdü. "Anlat bakalım!" dedi gözlerini kısarak. Of ya, işte bundan bahsediyorum. Annem sürekli sorgulayacak ve bu olay arkadaş çetesinin kulağına kadar gidecek.

"Anne bak bunu altın gününde falan toplandığın kadınlara, yengemlere, teyzemlere anlatırsan seninle küserim. Söz ver aramızda kalacağına..."

"Söz kızım söz, anlat bakayım sen..."

***

"Yeniim kimlerdendir bu çocuk, evi arabası var mı..."

"Kaç yaşında Mavi'şim oğlan?!"

"Ne iş yapıyor?"

"Zengin mi?"

"Yakışıklı mı?"

Teyzelerim, yengelerim, kuzenlerim tarafından etrafım sarılmıştı. Sabah uyanır uyanmaz, banyoya doğru ilerlerken, henüz gözlerimdeki çapakları siliyordum bir de, ayıcıklı pijamalarım üzerimde beni aralarına, üçlü koltuğun ortasına oturtarak sorguya başladılar. 

Önce ne olduğunu anlamaya çalışarak birkaç saniye geçmişti. Sonra büyük teyzemin söze başlamasıyla herkes sorularını art arda sormaya başlamıştı.

"Noluyor ya?!" dedim kendimi bileklerimi sıkıca tutan ortanca ve küçük teyzemden, ayak bileklerime tutunmuş, benden birkaç yaş küçük zilli kız kuzenlerimden kurtarmaya çalışarak.

Duvar saatine gitti gözüm. Gözlerim daha da şaşkınlıkla açıldı. Saat henüz on çeyrekti. Babam dükkana yarım saat önce gitmiş olmalıydı. Annemse babam gider gitmez herkesi başımıza mı toplamıştı yani? İnanamıyordum ya! Resmen karılar kocalarını işe yollar yollamaz başıma üşüşmüşlerdi. Bir de anlamadığım şuydu, bu annem ne ara bu karılara olanları anlatmıştı. Ay bir de söz vermişti ya! Bu anneme bir daha bir şey demeyecektim!

Anneme ters bir bakış attığımda gözlerini benden kaçırarak tekli koltuğa iyice sindi. "Anneciğim." dedim sesimi yükseltmemeye çalışarak "Ne anlattın bizim kızlara?! Ne diyorlar böyle?!"

Şaşkın ve masum gibi görünmeye çalışsam da bu kadınlar analarının gözü denilen tiplerdendi. Büyük dayımın karısı Şifanur yengem omzumu sertçe dürterek kahkaha attı. "Ne utanıyon kız Mavi! Biz yabancı mıyız yeniim?! Anlat işte!"

"He be yenim!" dedi ortanca teyzem Gülayşe. "Annen kadınlarla toplaştığımız whatsapp grubuna gece ses kaydı atıp olanları anlatınca sabah erkenden kalkıp herifleri yollar yollamaz işleri bitirip kahvaltıya geldik size!"

"İyi yapmışsınız!" dedim zar zor. Dudaklarımı ısırırken ağlamamak için de dudaklarımı daha fazla dişlediğimi hissettim. Resmen kendimi yedi düvelle savaşa girmiş gibi hissediyordum. 

"Annem abartmış olmalı!" dedim mırıltıyla. İkisi üçü konuşunca ses geçmez bir gürültünün oluşuğu salonda sesim pek duyulmadı ama annem halime biraz acımış olacak ki "Neyse bayanlar, hadi kahvaltı sorasına geçelim biz. Mavi de ekmekleri simitleri alsın gelsin! Kahvaltıdan sonra, kahvelerimizi içerken anlatır bize."

Çok güzel bir çözüm anneciğim, seni tebrik ederim dememek için kendimi zor tuttum.

Kadınlar hep bir ağızdan bir şeyler konuşa konuşa salondan, bir tık daha büyük olan misafir odasına geçerken anneme gözlerimi diktim.

"Anne?!" dedim çığlığa benzer bir sesle. "Neden herkese söyledin ya! En azından sadece Safiye Teyzeme söyleseydin ya!"

Safiye Teyzem en büyük teyzemdi ve diğerlerine göre biraz daha ılımlı ve sakin tepkiler verirdi. Dinler, akıl verir, ağzı da sıkıdır.

"Kızım ses kaydı atarken sadece ona attım zannediyordum ama..."

"Anne bari yalan söyleme, rica ediyorum?" Ağlamaklı çıkan sesimle elimi delirmiş gibi saçlarıma attım. "Ben şimdi hangi birine ne diyeyim? Hepsi pireyi deve edecekler, ortada bir şey yok ki daha!"

Annem sesim biraz yükseldi diye tekli koltuğundan kalkıp bana doğru yürüdü. Al işte, savunma moduna geçmem gerekiyordu yine! 

"Sus kız!" dedi annem baldırıma sağlam bir çimdik atıp kıçıma da bir tokat attıktan sonra. "Anneye bağırılır mı?"

"Haklısın anne ama..."

"Haklıyım tabii!" annem kafasıyla kalkmam gerektiğini işaret edip sinirle kaşlarını çattı. "Git..." Parmaklarıyla saymaya başladı. "Beş, yok yok beş az olur... Altı, yedi... Neyse sen yedi tane pide al. Varsa sıcak simit de al on tane kadar. Ben poğaça yaptıydım zaten!"

"Bu kadar şeyi yiyecek misiniz gerçekten?!" dedim şaşkınca soluyarak. 

Annem sana ne dercesine omzunu silkti. "Yicez kızım, ne oldu!" Hadi git al dercesine kovar gibi dış kapıyı gösterdi. 

"Anne neden Beyazıt'ı yollamıyorsun ya?!" diye yeniden sızlandım.

"Mavi!" diye bir uyarıda bulundu bana. Küskünce omuz silktim. Ya ben neden gidiyordum? Daha dün gelmiştim ama gece bulaşıkları bile bana dizdirmişti annem. Şimdi de kalkar kalkmaz dedikodu çetesiyle uğraşacağım yetmezmiş gibi ekmek almaya gidecektim.

Tekrar omuz silkerek üçlü koltuğa iyice yayıldım. Bu sıra göz ucuyla da annemin kocaman açtığı kahverengi gözlerine bakıyordum.

Annem terliğine doğru davranmaya kalkınca "Tamam tamam!" diye bağırarak koltuktan hızla doğruldum ve salondan kaçarcasına koridora doğru koşturmaya başladım.

Söylene söylene üzerime ince bir ceket alıp kapıyı açtım. O sıra başım kalabalık tabii, daha ne kadar sinir olabilirim diyecektim ki ayakkabılarımı giyerken yan evin dış kapısı açıldı ve ben her ne kadar oradan hızlı hızlı uzaklaşmaya çalışsam da Çimen abi çoktan beni görmüştü.

💙

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin