Hello mösyö pötibörler
Ayh okuduğum kitabın etkisinde kaldım.
*
*
*Gözümü açtığımda tavanla bakıştım. Etrafa göz attım ama kimse yoktu. Birden kapı açılınca hızla yerimden doğruldum.
"Dilsiz kuş! Seninki bizi bulmuş. Yakınlarda. Hadi, kaçacağız!" dedi ve beni sürüklemeye başladı.
Bu kaçış şansım olabilirdi. Dışarıya çıktık. Karşımda bir orman vardı. Etrafta sadece 3-4 adam vardı. Beni sürükleyen adamın belinden silahını aldım ve bacağına sıktım. Koşmaya başladım. Arkamdan ateş ediyorlardı ama ıskalıyorlardı.
Koşmaya devam ettim. Artık onları görmüyordum. Araba sesleri duymaya başladım. Koştum, koştum. Karşıma siyaha arabalar çıktı. Onların önünde de korumalar vardı. Silahlarını bana doğrulttular.
"Liva Hanım burda efendim!" dedi adam ve arabaların arkasından Ardil çıktı.
"İndirin lan silahlarınızı!" dedi ve bana koşmaya başladı. Elimdeki silah yere düştü ve bekledim. Şu an tek istediğim birine sarılmaktı. Ardil yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Bende kollarımı ona doladım ama sırtımdaki yaralar acıyınca kısık sesle inledim. Ardil benden ayrıldı ve yüzümü elleri arasına aldı.
"İyi misin? Benimki de soru mu tabii ki acıyordur. Arabaları hazırlayın gidiyoruz!" dedi ve benim elimden tuttu ve arabaya götürdü.
"Efendim adamı da aldık!" dedi koruma.
"Aferin. Onu depoya götürün, geleceğim." dedi ve arabaya bindik. Beni omzumdan tuttu ve göğsüne yasladı. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.
*
*
*"Gerçekten mi!? Şaka mı!?" dedi Arda. Sesli çıkan sesine karşı yavaş yavaş bilincim açılıyordu.
"Hayır, şaka değil. Ben de çok yeni farkettim ve onun için her şeyi yapmaya hazırım." dedi Ardil.
"Ayy bayılacağım! Tutun beni!" dedi Arda. Sonra bir bedenin parkeye düşme sesi geldi. Hemen yattığım yerden doğruldum. Arda yerde baygın yatıyordu. Mert ve Ardil ise şaşkınca başında bekliyorlardı.
Ardil birden bana döndü.
"Uyanmışsın!" dedi gelip saçımın üstünden öptü. Ben ise şaşkınca ona bakıyordum.
Gözüm Arda'ya kaydı. Elimle onu gösterdim.
"Boşver onu. Biraz şok oldu da." dedi ve göz kırptı.
"Mert Arda'yı alıp çıkar mısın odadan?" dedi ve yatağa oturdu.
Mert zar zor Arda'yı odadan çıkarıp götürdü.
"Yaralarına baktık acırsa bana söylemen yeter!" dedi ve yanıma oturdu.
"Aslında seninle konuşmam gereken bir şey var ama önce toparlanman gerek." dedi ve yastığımı düzeltti. Yaslanmama yardım etti.
Kafamı onaylar anlamda salladım.
"Yemeğin birazdan gelir. Benim evimdesin hiçbir sıkıntı yok." dedi ve elini omzuma koydu. Gözleri endişeli bakıyordu. Benim için mi endişeliydi. Eğer öyleyse bu bir şaka olmalıydı. Gözleri öyle baktığı için bende endişelendim. Bunun yansıması olarak ellerim titremeye başladı.
Bu düşünce beni terletmeye yetti. Ellerim titremesi saniye saniye artarken Ardil hemen kalkıp önümde diz çöktü.
"Noldu yavrum? Niye böyle oldun?" dedi ve ellerimi tuttu.
Kafamı sağa sola salladım. Benden uzaklaşmasını istedim. Ellerim ile gitmesini istiyordum.
"Noldu yavrum? Çıkayım mı? Ne oldu yavrum? Yazmak ister misin?" dedi ama anlamıyordu. Kafamı sallamaya devam ettim. Çıkmalıydı eğer çıkmazsa birazdan şahit olacağı görüntü hiç hoş olmayacaktı. Ayağa kalktım ve saçlarımı çekiştirmeye başladım.
Ne oluyordu bana? Neden mutlu olmak için çaba gösteremiyordum. Bununla birlikte gözyaşlarım akmaya başladı. Bu krizler hiçbir zaman son bulmayacaktı. Ben asla eski ben olamayacaktım. O küçük kızın gözlerindeki parlaklık asla geri gelmeyecekti. Titremeye devam ediyordum.
"Yeter be!" dedi ve sert bir tokat savurdu. Arkasına bile bakmadan evden çıktı. Endişe yoktu. Asla biri benim için endişelenmeyecekti.
Karşımda babam vardı. Bana vuracaktı. Yine bana vuracaktı. Elini kaldırdı. Ellerimi kafama sardım ve geri geri adımladım. Gözlerim kapalıydı. Sesler netleşmeye başladı.
"Tamam kızım sakin. Bak sana zarar vermeyeceğim." Sesi güven doluydu. Gerçek sandığım bir hayal yüzünden onu o şerefsiz sandım.
Kollarını açmış beni bekliyordu. Hayır yenilmemeliydim dedim ama ruhum çoktan yenilmişti. Koşarak ona sarıldım. Kollarımı beline sardım yüzümü de göğsüne gömdüm. Saçlarımı okşamaya başladı.
"Burdayım bebeğim sakin ol." dedi ve başımın üstünü öptü.
Hissediyorum. Ama hangi his olduğunu bilmiyordum. İlk defa görüyorum bu hissi. Çok güzel bir duygu. Arkanda birinin olduğunu bilmek mükemmel bir histi.
Kedişler, köpüşler sokakta yaşarmış.
Yani derinden, derinden.*
*
*Uzun zamandır bölüm atmıyorum.
Çünkü yazacak gücüm yoktu.
Perilerim beni terketmişti.
Nasıldı?
Ardil&Liva
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İÇİN (TAMAMLANDI)
Romance... "Küçük kızım sakin ol! Tamam gitmiyoruz hiçbir yere!" dedi ve bir adım attım. "Ardil acı çekiyorum." dedim ve ona doğru koşup sıkıca sarıldım. "Geçecek yavrum iyileşeceksin ben seni iyileştireceğim." dedi ve belimden tutup ayaklarımı yerden ke...