0.8

81 2 0
                                    

Taslak bölüm

*
*
*

Liva...

Hızlı adımlarla aşağıya indim. Sofra hazırdı ama Ardil yoktu. Etrafıma bakınmaya başladım.

"Tamam kaybetmeyin adamı." dedi Ardil bu tarafa doğru geliyordu.

"Masaya geçsene yavrum."dedi ve belimden ittirdi.

Sandalyeye oturdum ve kaşığımı elime aldım. Ama nedensiz bir şekilde yemek istemiyordum. Kaşığımla yemeği dağıttım. Hiç yiyesim yoktu zaten genelde de aç gezerdim. O şerefsiz eve para getirmediği için evde yiyecek bir şey olmazdı.

"Liva!" diye seslendiğinde irkildim.

"İyi misin bebeğim? Niye böyle yapıyorsun!?" diye sordu.

Kafamı sağa sola salladım ve önüme döndüm. Ardil elini sandalyemin koluna koydu ve beni kendisine çekti. Bir anda afallayıp Ardil'in omzuna tutundum.

"Niye böyle yapıyorsun güzel kızım?" dedi ve yüzümün her ayrıntısında göz gezdirdi.

Güzel kızım demişti bana...

Bu..bu çok özel bir ifadeydi benim için.

"Çok zayıfsın. Kilo alman gerek." dedi ve elini saçıma götürdü.

O sırada kafama dank eden gerçekle yerimde durdum. Hiç kimseye saçımı elletmezdim hatta rahatsız olurdum. Ama Ardil bırak dokunmayı öpmüştü.

Ve bu beni hiç rahatsız etmemişti. Ben bunu yeni farkediyordum.

"Saçların çok güzel." dedi büyülenmiş bir edayla.

Derince bir koku aldı saçlarımdan.

"Yavrum hadi yemeğin soğudu yiyelim sonra belki biraz konuşuruz." dedi ve benim tabaklarımı benim tarafıma çekti.

Benim üzgün olmamı umursamıştı bu gözümdeki değerini daha yükseklere çıkardı. Birlikte yemek yedik daha doğrusu ben yedim o da beni izledi. O kadar güzel bakıyordu ki...

Yemekten sonra beni terasa göndermiş kendisi de kahve yapıyordu.

" Kahveler de geldi." dedi ve yanımdaki sandalyeye oturdu.

Gülümsedim ve elindeki kupayı aldım. Yüzüne baktım ne konuşacaktı??

Cebinden çıkardığı küçük not defterini ve kalemi masaya koydu. Ona baktım ve derince gülümsedim.

"Şimdi dün ki konu hakkında ne düşünüyorsun? Seni gerçekten çok seviyorum." dedi ve kafasını başka yöne çevirdi. Tepkimden korkuyordu.

"Ben gerçekten güvenmek istiyorum ama yaşadıklarım hiç kolay değil zaman versen bana." diyip yazdım.

"O zamanı bekleyemem ben sevdiğimi buldum bir daha bırakmam. Yanımda ol sana zamanla kendimi açayım." dedi ve ellerimi tuttu.

"Şimdi bu konuyu bir kenara bırakalım. Hayatın hakkında konuşalım." dedi ve kafasını yere eğip ellerimi bıraktı.

"Ben hayatımı yazarak nasıl anlatayım? Ben bir şey isteyeceğim." gözlerine beklentiyle baktım.

"İste yavrum."

"Eski evimden bir şey getirmek istiyorum. O zaman sana versem hepsini oradan öğrensen." diye yazdım.

Hep ona güvenmeyi seçtim çünkü ona günlüğümü verecektim.

"Hadi kalk ikimiz gidelim." dedi ve elimden tutup aşağıya indi. Kapının önündeki dolaptan bir mont çıkardı ve bana uzattı. Onu hemen giydim ve onu beklemeye başladım. O da ceketini giydi ve dışarı çıktı.

Yanımıza bir adam yaklaştı.

"Buyur abi?" dedi ve ceketini ilikledi.

"Liva'nın evine gideceğiz. Adamları topla. Tek bir pürüz istemiyorum." dedi ve adamın yanından geçti.

Keşke ne diyeceğini bekleseydin.

Ayı!

Dağ ayısı!

İnsan özünden düşürmiş bazen
Yani derinden derinden

*
*
*

Yaaaa çok iyi bunlar yerim ama
Aşk kitabım ya

AŞK İÇİN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin