Birkac bölüm sonra sacmalamadan bitirelim kitabı
Bundan sonra kod adı zaman yolcusu ve ruh-u revana odaklanacağım
Muah<333
*
*
*Liva...
Yaklaşık beş gündür Ardil ile çalışıyordum. Bugün önemli bir toplantı var. Kapının önüne geldim ve kapıya vurdum.
İçeriden gelen 'gel!' sesiyle kapıyı açıp içeri girdim.
"Efendim bunlar bugünkü toplantının dosyaları." dedim ve Ardil'e ilerledim. Bu dediğime güldü ve belimden tutup masaya oturttu.
"Demek efendim ha?" dedi.
"Ardil Bey ne yapıyorsunuz? Eşinize ne dersiniz?" dedim ayıplar şekilde.
"Eşim şu anda bunu göremez. Gel böyle bakayım." dedi ve dudağıma yapıştı.
Zar zor ayrılırken konuştum.
"Toplantı var Ardil." dedim o sırada belimi okşuyordu.
"Tama yani ne yapayım?" dediğinde sinirlendim.
"Ne demek ne yapayım? Şirket senin be adam." dedim ve omuzlarından itmeye çalıştım.
Kafasını geriye attı ve güldü.
"Tamam yavrum sinirlenme." dedi ve beni masadan indirdi.
"Hadi sen gel gidelim birazdan başlar!" dedi ve ilerledi.
Odadan çıktıktan sonra Ardil ile Salih konuşmaya başladı. Ben de toplantı odasına ilerledim. Salih ve Ardil'e baktığımda orada değillerdi.
Buraya doğru gelen ortaklara baktım ve duruşumu düzelttim.
"Kerim Tekin değil mi?" diye sordum. Adam bana cevap vermeden etrafa bakınmaya başlayınca kaşlarımı çattım.
"Beyefendi toplantı odasına geçin Ardil Bey birazdan gelir." dediğimde bana baktı ve yüzünü buruşturdu.
"Ardil Arman ne zamandır çocuklarla çalışıyor?" diye sorunca sinirim tepeme attı. Ona bir şey demeden arkamı döndüm ve hızlı adımlarla merdivenlere ilerledim.
Salih'i arabanın önünde görmediğim için rahatladım ve arabaya binip çalıştırdım. Son sürat gidiyordum.
Kime ya da neye kızdığımı bilmiyordum?
Beni ona yakıştırmıyorlardı ama neden?
Sadece boy meselesi mi?
İnsanlar gerçekten dış görünüşe tapan iğrenç yaratıklara dönüşmüş.
Eve gelene kadar neredeyse otuz bine yakın trafik cezası almıştım. Seri adımlarla arabadan indim ve eve ilerledim.
Mide bulantımla birlikte basım dönünce hemen banyoya koştum. Midemde ne var ne yoksa kusmuştum. Şimdi de banyonun zemininde öylesine oturmuştum.
İçeriye giren kişiyle kafamı kaldırdım ve kapıya baktım. Ardil beni gördüğünde koşarak yanıma geldi. Belimden tuttu ve lavaboya oturttu.
"Ne oldu bebeğim? İyi misin? İyi görünmüyorsun." dedi.
"İyiyim sadece midem bulandı." dediğimde kaşlarını çattı.
"Niye şirketten çıktın?" dediğinde kafamı yere eğdim.
"Ben bir daha oraya gelmek istemiyorum. Beni seninle gören herkes çocuk olduğumu iddia ediyor. Sinirlendim ve bıktım." dedim.
"Sen o beyinsizlerin laflarını mı takıyorsun güzel kafana? Hayır yavrum. İnsanlar hep bir şeyleri eleştirmeyi sever." dedi.
"Ama bu eleştiri benim canımı yakıyor." dediğimde iki eliyle yanaklarımı tuttu.
"Senin canını yakanın olmayan beynini dağıtırım ben." dedi ve dudağıma yapıştı.
*
*
*Dağıt lan dağıt
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İÇİN (TAMAMLANDI)
Roman d'amour... "Küçük kızım sakin ol! Tamam gitmiyoruz hiçbir yere!" dedi ve bir adım attım. "Ardil acı çekiyorum." dedim ve ona doğru koşup sıkıca sarıldım. "Geçecek yavrum iyileşeceksin ben seni iyileştireceğim." dedi ve belimden tutup ayaklarımı yerden ke...