3.2

41 2 0
                                    

İg; thayazar

*
*
*

ARDİL...

"NE DEMEK ALDILAR LAN NE DEMEK! DAYANAMAZ BU SEFER OLMAZ!" dedim ve ellerimi masaya vurdum.

"Sen neredeydin Salih nerede?!" dedim bir sağa bir sola yürüdüm.

"Abi depoda kavga çıkmıştı." dedi.

"Lan it ben sana karımı koru demedim ADAM ELİNİ KOLUNU SALLAYA SALLAYA GELİP ALMIŞ KARIMI!" dedim ve masanın üstündekileri yere fırlattım.

Telefon çalınca elime aldım.

Bilinmeyen numara...

"Merhaba Ardil!" dedi şerefsiz.

"NEREDE LAN KARIM!" dedim ve alnımı sıvazladım.

"Ah üzgünüm şu an karın artık tescilli bir deli. Galiba az önce kafasını duvara vuruyordu." dedi ve kahkaha attı.

Duyduklarımla kanım dondu sanki.

"Ne?" sesim bir fısıltı gibiydi.

"Sonunun böyle olacağını biliyordu ah yazık!" dedi ve tekrar güldü.

"ULAN OROSPU ÇOCUĞU SEN NASIL BABASIN KEREM YEMİN EDERİM BU SEFER ÖLECEKSİN!" dedim ve sandalyeye tekme attım.

"Ah çok geç biz kızımla Meksika'ya gidiyoruz!" dedi ve telefonu üstüme kapattı.

"Size yarım saat zaman! ONUN YERİNİ BULACAKSINIZ YOKSA BEN KARIŞMAM!" dedim önümde dizilmiş adamlara. Hepsi tamam deyip arkalarını dönüp dışarıya çıktı.

İşte o an ben yenildim. Telefonuma gelen bildirimle telefona baktım.

Gelen fotoğraftı.

Liva duvar köşesinde dizlerinin üstüne çökmüş ve kafasını duvara yaslamıştı. Alnında akan kan düz bir yol çekip boynuna gelmişti.

Duvarda bariz belli olan kan beni daha parçaladı. Telefonu karşı duvara fırlattım ve elimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım.

"Özür dilerim küçük kızım sana sahip çıkamadım." dedim ve yüzümü sildim.

"Abi Nilay Anne arıyor!" diye içeriye girdi Arda.

"Ver!" dedim ve elinden telefonu aldım.

"Yavrum nerdesin Liva kızımı alıp eve gel yemek yaptım." dedi.

Ağlamamak için kendimi zor tuttum.

"Oğlum!" diye seslendi.

"Anne Liva kaçırıldı." dedim içime kaçan sesimle.

"Ne diyorsun oğlum kim kaçırdı kızımı!?" dedi

"Babası." dedim ve yüzümü sıvazladım.

"Bul onu bize yavrum ben gözünde gördüm o küçük kızı bul onu benim için annem." dedi ve telefonu kapattı.

Telefonu Arda'ya uzattım tam o sırada içeriye adamım girdi.

"Abi bulduk!"

*
*
*

Dışardaki adamları hallettikten sonra içeriye girmeye başladık. Karşı odaya girdim ve Kerem'i tutup duvara fırlattım.

"NEREDE!?" dedim ve etrafa baktım. Bir kayıt açmıştı ve Liva'yı izliyordu.

"İki kat aşağı!" dedi zorla.

"Alın bu döl israfını!" dedim ve koşarak aşağıya indim.

Kapıyı açtım ve içeriye girdim.

"DEFOL GİT!" diye bağırdı Liva.

Duvarda ışığı açmak için düğme aradım ve hemen ışığı açtım. Bu sefer diğer duvar köşesinde kafasını duvara çarpıyordu.

"LİVA!" dedim ve ona koştum. O da ayaklanıp diğer tarafa koştu.

"Yaklaşma korkuyorum yaklaşma!" dedim ve ellerini önüne siper etti.

"Liva benim, Ardil!" dedim ve bir adım attım. Gözlerini şaşkınca açtı ve bana baktı.

"Gerçek misin? Onlar gibi değilsin değil mi?" dedi ve ellerini aşağıya indirdi.

"Benim!" dedim ve bir adım daha attım.

Ne hale gelmişti benim kıyamadığım.

"Ardil!" diye fısıldadı ve yere düştü. Koşup kucağıma aldım ve bu pis yerden çıktım.

"Arabayı hazırlayın!" diye seslendim.

*
*
*

Ayy kıyamam ikinizede

Yavrularım benim!

AŞK İÇİN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin