6. Bölüm

252 31 134
                                    

Yorumlar yapmaya başladı bir kaç kişi ve o kadar mutlu oluyorum ki okurken anlatamam🥺 Umarım devam edersiniz güzel yorumlarınıza. Teşekkür ederim aşklarım, iyi okumalar🖤

Kapıya tıklatılması işe uykumdan uyanmış ve hemen ardından Min Yoongi'nin sesini duymuştum. "Seni işe giderken evine bırakacağım, hazırlan." Söylediği şey ardından da uzaklaşan adımlarını duymuştum.

Yataktan kalkıp önce esnemiş ardından da odanın içinde ki banyoya giderek elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmiştim. Odaya döndüğümde önce yatağı düzenlemiş hemen ardından Lalisa'nın bana bırakmış olduğu bir yığın kıyafet içinden bir pantolon ile kazağı alarak üzerimi değiştirmiştim. Saçlarımı da ellerim ile düzelttikten sonra da odadan çıkmış ve ses gelen mutfağa girmiştim.

Min Yoongi mükemmel bir kahvaltı masası hazırlamıştı. Geldiğimi görünce bana kısa bir bakış atsada doldurduğu kahveyi dökmemek adına hemen işine çevirmişti gözlerini. "Keşke haber verseydiniz bende yardım ederdim."

"Ben hallettim işte." İstemeden kaba yanıtlar verebiliyordu galiba ama istemeden olduğu için ciddiye almamak en iyisiydi. Önüne tabak koyduğu sandalyeye oturduğumda o da diğer yere yerleşmişti. Kahvaltıya başladığımızda sessizliği sorum ile bölmüştüm.

"Evde işe yarar bir şey bulunmuş mu?" Belki bu soruyu sormam aptalcaydı ama o zaten katil olduğuma adı kadar emindi. O yüzden bir problem yaratmıyordu. Ama bana kısa bir bakış atan Min Yoongi net bir şekilde cevapladı sorumu. "Maktülün yakınlarına ve özellikle de baş şüphelilere dava süreci hakkında bilgi vermeyiz küçük hanım." Evet bu cevabı hak etmiştim. Bu defa itiraz etme zahmetine girmedin. Derin bir soluk vermek ile yetindim yalnızca.

Zaten evde bir şey bulamazlardı. Sormak için sormuştum yalnızca. Evde bir şey bulmuş olsalar muhtemelen yeniden o demir parmaklıkların ardına dönmüş olurdum.

Yemeğin hemen ardından evden çıkmış ve arabaya binerek yola çıkmıştık. Adresi biliyor olmalıydı ki sormadan direkt adrese sürmeye başlamıştı. Bilmesi de şaşılacak bir durum değildi zaten.

Sessiz yolculuğun ardından evin önünde arabayı durdurduğunda kemerimi çözmüş ve inmeden önce Min Yoongi'ye dönmüştüm. Bakışları üzerimdeydi. "Her şey için teşekkür ederim yeniden." Teşekkürüm sonrası hafifçe başını eğmişti yalnızca. Ardından bakışlarını ön cama çevirdiğinde benim de elim kapı koluna gitmişti. Kapıyı araladığımda ise yine beklenmedik anlarda yaptığı gibi cümlesini kurmuştu. "Eğer bir şey olursa ya da bir şeye ihtiyacın olursa emniyete gelip adını söylemen yeterli. Direkt benim yanıma getirirler seni."

Başımı yavaşça sallayarak onaylamıştım onu ve arabadan inip kapıyı kapatmıştım. Evin bahçesine girdiğimde hatta kapının şifresini girdiğimde bile gitmemişti. Evin içine girip kapıyı ardımdan kapattığımda ise uzaklaşan aracın sesini anca duyabilmiştim.

Garip ve beklenmedik davranışlar sergileyen bu emniyet amirini son görüşüm olabileceğini düşündüm bir an. Ama beklenmedik hayatım eminim beni yine şaşırtırdı.

Derince bir soluk vererek oturma odasına girdiğimde burnuma anında yoğun kan kokusu dolmuştu. Bulanan midem ile parmaklarım ağzımı örttüğünde gözlerim dolmuştu. Bir anda ağır gelmişti. Belki de tüm olanların bir kabus olmadığını ve her şeyin gerçekten yaşandığını fark ettiğim andı bu an.

Yerde ki kan birikintisine bakarken gözümden yaşlar süzülüyordu ve neredeyse kusacaktım. Hızlıca oturma odasının kapısını kapatarak kendimi yatak odasına attım bu yüzden. Camı açarak içeriye temiz hava girmesini sağladığımda yatağa oturdum.

koi no yokan, yoonsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin