Geçen bölümün oy sayısı yerleri siliyor ama umrumda değil bitirmek ve kurtulmak istiyorum artık bu kurgudan😁 iyi okumalar. Yani delicesine aşık olduğum kurgudan bunaldım artık etkileşim düşüklüğü yüzünden. Şaka gibi :')
Mahkeme günümdü ve dün alkol aldığım için başımda ufak bir ağrı vardı. Kahvaltının hemen ardından Yoongi'nin verdiği ağrı kesiciyi içmiştim ve şimdi de arabayla adliyeye gidiyorduk. Üzerimde ki gerginliği belli etmemeye çalışsam da başarısız olmalıydım ki arka koltukta ki Lalisa beni iyi hissettirmek için uğraşıyordu. "Hiş endişelenme Jisoo! Çok eminim güzel bir sonuçla ayrılacaksın oradan ve güle oynaya eve döneceğiz! Hayatına yeniden başlamış olucaksın ve hukuk fakültesine geri döneceksin. Tamam mı? Sakinleş." Söyledikleri ile ona bir tebessüm etmiştim.
Hukuk fakültesinin ismini duymak bile beni heyecanlandırmaya yetmişti zaten. Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes çektim içime ve akıp giden yolu izlerken kafamın içindekileri boşaltmak için çabaladım.
Adliyeye geldiğimizde ise kalbim çarpıntısına başlamıştı bile. Yoongi arabayı park ettiğinde birlikte inmiştik ve yanımda bittiğinde eli belimi bulmuştu her zaman ki gibi. Salonun önüne geldiğimizde avukatımın ve hatta Chaeyoung'un da gelmiş olduğunu görmüştüm. Ona sıkıca sarılıp gözlerimi yumduğumda bir anlığına hafiflemiş hissetmiştim. "Buradan güzel ayrılacağız Jichu." Sevimli bir şekilde mırıldandığında gülümsemiş ve başımı sallamıştım. "Umarım Chacha." Kısık bir sesle gülmüş ve geri çekildikten sonra yanağıma kocaman sulu bir öpücük kondurmuştu. Bu hamlesi ile benden de kısık bir gülüş dökülmüştü.
Ardından avukatla konuşan Yoongi bana dönmüş ve hafifçe tebessüm ederek mırıldanmıştı. "Hoseok mesaj attı şimdi. Eline güzel bir kanıt geçmiş. Kazanma ihtimalimiz arttı yani." Söylediği şey ile bu defa oldukça içten bir şekilde sırıtmıştım. Bu son dakika haberi beni biraz daha rahatlatmıştı.
Bir kaç dakika sonra hakim ve Hoseok içeri girdiğinde onlara eğilerek selam vermiştim. Hoseok bana gülümseyip göz kırptığında bedenime daha fazla pozitiflik dolmuştu. Neredeyse 32 diş sırıtacaktım fakat çok etik olmayacağı için bundan vaz geçtim.
Tam o sırada koşuşturarak koridora giren Jennie'ydi. "Oh yetiştim." Soluk soluğa mırıldandığında ona gülümsemiş ve sarılmıştım. Bana sıkıca karşılık verdiğinde avukatım mırıldandı. "Jisoo hanım içeri girmeliyiz."
"Ah pekala." Jennie'den ayrıldığımda Yoongi'ye yönelmiştim. Beni hızlıca kendine yaklaştırıp alnıma bir öpücük bırakmıştı uzunca. Ardından ise gözlerime bakmış ve gülümsemişti. "O cübbeyi giyeceksin küçük hanım." İnanarak söylediği cümleye inanmama gibi bir ihtimalim yoktu. Bu yüzden kalbime son umut tohumunu da böylece diktiğinde yanağını öpmüş ve ardından avukat ile salona girip yerimizi almıştık.
Seyirciler de girip yerleştiklerinde aralarında Bangjin'de vardı fakat ona dönüp bakmamış bile. Hoseok elinde ki dosyalarla uğraşıyorken bir kaç dakika sonra hakim tokmağını vurmuş ve mahkeme başlamıştı.
Başlangıçta yine aynı cümlelerin tekrarlandığı mahkemenin sonunda ise avukatım yine aynı cümleleri sunmuştu. "Müvekkilimin olay saatinde markette olduğuna dair görüntüler mevcut, ortada cinayet silahı bile yokken onu yok edebilmesi için bir zamanı olmadığı da ortada. Ve de davalamın ilişkisi üzerinden yapılan suçlamaları da red ediyoruz. Evliliğinin bir mantık evliliği olmasının yanında, eşinin ölümü ile hiç bir sigorta parasını kabul etmemiş ve bir işe girip kendine yeni bir hayat kurmuştur. Ayrıca ilişkileri olduğu söylenen emniyet amiri Min Yoongi ile eşinin ölümünden sonra tanıştıkları da başka bir gerçektir." Artık neredeyse ezberlediğim cümleler bu tarz bir şeylerdi ama açıkçası çok dikkatli dinlememiştim.
Hakim avukatımın savunması ardından savcıya dönmüş ve derin bir nefes verip ona söz hakkı vermişti. "Sizin görüşünüz nedir sayın savcım?" Avukatım yerine otururken bu defa Hoseok ayaklanmıştı yerinden. "Ben davalının avukatının savunmasına katılıyorum efendim." Herkes bunu bekliyordu elbette, bu yüzden kimseden bir tepki gelmemişti. "Cinayet aleti, cinayet anına dair bir görüntü veya tanık yokken ve davalı o esnada dışarıda görülmüşken onun yalnızca bir varsayımla yargılanması gencecik bir yaşamı mahvetmekten başka bir şey değildir benim görüşümce. Eşinin ölümünden sonra bir ilişkiye başlamış olması konusuyla ilgili ise bir görüş bile bildirmek istemiyorum." Bugün bu mahkemeyi kazansam da kaybetsem de hayatımın sonuna kadar bu adama minnettar kalacağım çok açık ve netti.
"Ve ayriyeten size bu sabah bildirmiş olduğum bir tanık ifadesi var önünüzde ki kağıtlarda." Hakim hangisi olduğunu anlamış gibi doğruca onu eline aldığında Hoseok devam etti. "Bir sene önce uyuşturucu kaçakçılığından yargılanmış biri. Onunla konuşmaya gittiğimde kendisi maktulün yakın bir dostu olduğunu ve hatta ortak işler yaptıklarını, ortak düşmanları olduğundan bahsetti. Önünüzde tüm konuşma kelimesi kelimesine var, hatta ses kaydını da size teslim etmiştim." Gözlerim hafifçe büyümüştü bu söyledikleri ile. Aynı evde yıllarımı geçirdiğim adam hakkında bu bilgiyi kesinlikle bilmiyordum açıkçası. "Cinayet mahalinin bu kadar temiz olması, ayak izi ya da parmak izinin olmaması bunu profesyonel birinin yaptığını ele veriyor. Benim görüşüm uyuşturucu taciri olan maktülün hasımları tarafından öldürülmüş olması yönünde." Tüm söyledikleri ardından başını eğerek selamını vermiş ve yerine oturmuştu.
Bangjin'in ettiği fısıltılı küfür kulağıma ulaştı fakat umrumda olmadı. İçimde ki umut tohumları büyüdü ve kocaman, çok güzel kokan birer çiçek haline geldiler. Bir süre mahkeme salonuna sessizlik çökmüş ve o sırada hakim yanında ki diğer hakim ve savcılar ile karar için kısa bir konuşma gerçekleştirmiş ve ardından tokmağını vurmuştu. "Karar." Ettiği tek kelime ayaklandığımızda elim kalbimin üzerini bulmuştu. "Delil yetersizliği ve yeni iddialar sonucunda davalının serbest bırakılmasına ve dava sonuçlanana kadar yurtdışı yasağının devam etmesine karar verilmiştir." Net bir şekilde sıraladığı kelimelerin ardından yerinden ayaklanıp mahkeme salonunu terk etmişti.
Mutluluktam gözlerim dolduğunda kocaman gülümsemiş ve Yoongi'ye dönmüştüm. Kızların heyecanla yerlerinde zıplayıp birbirlerine sarıldıklarını görsemde adımlarım hızlıca ona yönelmişti. Hızlı adımlarla ona hareketlendiğimde o da yüzünde ki gülümseme ile seyirci yerinden çıkmış ve bana doğru adımlamıştı. Yanına varır varmaz mutluluk ile boynuna atladığımda hem ağlıyor hemde gülüyordum. Elleri hızla belimi bulup bana sıkıca sarıldığında yüzünü de boynuma gömmüş ve dudaklarını bastırmıştı. "Bitti." Mutluluktan sesim bile titrerken ettiğim tek kelimeyle başını aşağı yukarı sallamış ve geri çekilip dolu gözlerime bakarken mırıldanmıştı. "Bitti ve sen kazandın."
"Senin sayende." Bu iki kelimeyi söylerken sesime yansıyan gerçek bir minnetti. Çünkü gerçekten her şey onun sayesinde olmuştu. Cinayet silahımı yok etmiş, beni Bangjin'den korumuş, bana evini açmış ve bir iş vermiş, davama arkadaşının atanması için bağlantılarını kullanmış ve en önemlisi de beni sevmişti. Beni sevmiş, beni öpmüş, bana sarılmış ve güzel gözleri ile gözlerime bakarken güzel duygularını görmeme izin vermişti. Bana gülümsemişti. Her zaman destek olmuş ve her daim elimi tutmuştu. Umudumu her an canlı tutmamı sağlayıp kendimi mahvetmemi engellemişti.
Min Yoongi benim hayatıma girmiş bir mucizeydi adeta. Koruyucu meleğimdi ve hatta bana yeni bir hayat vermişti. Ona aşık olmam kaçınılmaz olandı sanırım. Fakat onun bana aşık olması beklenmedik bir şeydi.
Tüm bunları düşünürken nerede olduğumuz ya da kimlerin olduğu adeta uçup gitti aklımdan. Gözlerinin içine bakarak tüm bunları zihnimden geçirmemin sonucu dudaklarımızı sertçe birleştirmemden başka bir şey olamazdı.
•
Annnneneeeee!!!!!! Ağlayacağammm.
Evet🥹 nasılız küçük hanımlar... Mutlu muyuz? Mutlu olalım artık derin bir soluk verelim artık canım a aa😭 şarjım 10 kaldı ama şunu bitirmeden bırakmak istemedim telefonu lzpwmxoamxpsö bir hayatta kalma mücadelesi veriyorum yani şu an...
O yüzden sonra ki bölüm final ve orada buluşalım. Gelmeyene küstüm ve bir dahaki bölümde sanırım size ufak bir mektup yazabilirim (üşenmezsem). Şimdiden haberiniz olsun yani.
Çooooookkk seviyorum siziiiii. ÖPTÜM❤️🩹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koi no yokan, yoonsoo
FanfictionEmniyet amiri Min Yoongi, eşini öldüren ve gözlerinde yıldızlar olan genç kız ile karşılaşır. "Gözlerinizde yıldızlar var küçük hanım...O yıldızların parlamaya devam etmesi tüm lekelere değer gibi hissettiriyor."