Param bitmek üzere olduğu için telefondan iş ilanlarına bakıyordum. Bunu henüz Min Yoongi ile konuşmamıştım ama çalışmam gerekiyordu bir an önce.
Telefon çalmaya başladığında ekranda da Yoongi ismi belirmişti. Kaşlarım kalkarken telefonu yanıtladım. Kulağıma dayar dayamaz da Min Yoongi konuşmuştu. "Hazırlan. Kapının önünde ki polis seni emniyete getirecek. Bir kaç iş var." Kalbim gergince atmaya başladı. "Bir sorun mu var efendim?" Korkuyla sorduğumda yanıtlamıştı beni. "Hayır yok endişelenme." Rahat ses tonu beni de rahatlattığında derin bir nefes verdim. "Tamamdır o zaman. Hazırlanıp çıkıyorum." Telefonu kapatmış ve üzerimdekileri değiştirmiştim. Ayakkabılarımı giyip kapıyı açtığım anda ise beni bu defa başka bir polis karşılamıştı. Ama bu kişiyi hatırlıyordum çünkü göz altına alındığım gün de oradaydı. Beni görmesi ile hafifçe tebessüm etti.
"Merhaba Jisoo hanım, ben komiser yardımcısı Taehyung. Amirimin emri ile size emniyete kadar eşlik edeceğim." Söyledikleri ile bende gülümsemiş ve hafifçe başımı eğmiştim. "Merhaba. Teşekkür ederim." Elini uzatıp önden geçmemi sağladığında ayak uydurmuştum. Birlikte emniyete geldiğimizde de Min Yoongi'nin odasına gelene kadar eşlik etmişti bana. Kapıyı tıklatıp içeriye girdiğimde Min Yoongi'nin karşısında oturan takım elbiseli bir adam daha vardı. Kaşlarım kalktı ister istemez. Yanlış zamanda mı gelmiştim diye düşünürken Yoongi olaya müdahale etti.
"Hoş geldin Jisoo. Seni bekliyorduk bizde."
"Hoş buldum efendim." Kısık bir sesle mırıldanıp yanlarına adımladığım sırada takım elbiseli adam kalkmış ve kocaman gülümseyerek elini uzatmıştı bana. "Merhaba Kim Hanım. Ben Savcı Jung Hoseok." Ah savcı. Gözlerim büyürken hızlıca uzattığı eli tutmuştum. "Ah merhaba." Ellerimizi ayırdığımızda önce benim oturmamı beklemiş ardından o da oturmuştu. Yerimde dikleşip Yoongi'ye baktım beklentiyle. Derin bir nefes vererek durumu açıklamaya başladı. "Jung Hoseok davana atanan yeni savcı. Aynı zamanda kendisi benim de eski bir arkadaşım. Bu dava sürecince bize oldukça yardımcı olacak. Sadece bir kez de ona ifade vermen gerekiyor. Bu yüzden çağırdım seni." Yeni savcı mı? Önceki neden değişmişti? Muhtemelen bu olayda Min Yoongi'nin parmağı vardı...
"Yeniden anlatabilirsiniz değil mi olanları?" Bu soru savcıdan gelmişti. Bakışlarım kısa bir süre ona döndü. "Anlatabilirim." Cevabım ile yeniden Yoongi'ye bakmıştım. Bir kez daha karşılık beklemeksizin bana iyilik yapmıştı. "O zaman başlayabilirsiniz." Savcı beni bir kez daha ana döndürdüğünde derin bir nefes vererek ona dönmüş ve senaryomu ezbere anlatmıştım.
•
İfadem sonrasında savcı gitmişti. Bir iki saatin ardından Min Yoongi'nin de işi bittiğinde beraber çıkmıştık odadan. Uzun koridoru yavaş yavaş yürüyorduk. O elinde ki dosyadan bir şeylere bakınıyordu. Arkamda birleştirdiğim ellerim ile yavaş adımlarımız arasında konuştum.
"Bugün benim için bir şey daha yapmış oldunuz. Teşekkür ederim efendim." Söylediklerim sonrası gözlerini dosyadan ayırmamıştı. "Önemli değil." Dedi yalnızca. Konuşmaya çok niyeti olmadığı yine açık ve net bir şekilde belliydi ama ben bir kez daha konuştum. "Birde ben çalışmak için iş bakıyorum. Sizin de haberiniz olsun istedim." Bu söylediğim ile adımları durmuştu. Bana döndü ve tek kaşını kaldırdı hafifçe. "Ne işi?" Omuz silktim sorusuyla. "Bilmiyorum. Ne olursa?"
Bir süre bana bakmış ardından elinde ki doyanın kapağını kapatıp konuşmuştu. "Hoseok ile konuşunup sana adliyede bir iş ayarlamasını sağlarım. Elbette bu en fazla sekreterlik falan olabilir ama en azından sevdiğin bir iş olur." Bu elbette ki mükemmel bir fikirdi ama onu sürekli böyle şeylerin içine sokuyor olmak canımı sıkıyordu. "Buna gerek yok efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koi no yokan, yoonsoo
FanfictionEmniyet amiri Min Yoongi, eşini öldüren ve gözlerinde yıldızlar olan genç kız ile karşılaşır. "Gözlerinizde yıldızlar var küçük hanım...O yıldızların parlamaya devam etmesi tüm lekelere değer gibi hissettiriyor."