13. Bölüm

218 30 61
                                    

Bir kez daha pazar günü gelmişti ve Lalisa yeniden okulu için dönecekti. Bu yüzden yemekleri hazırlayan yine o olmuştu. Sanırım bu onların klasiğiydi bu yüzden sofrayı düzenlemek dışında bir şey yapmamıştık. Sessiz masaya Lisa'nın sesi düştü. "Abi biliyor musun? buraya gelmeden önce motor ehliyetimi aldım." Söylediği şey ile gülümseyerek ona dönmüştüm ama tebrik etmeme kalmadan araya Min Yoongi'nin sert sorusu girdi. "Annemleri nasıl ikna ettin?"

"Annemlerin haberinin olduğunu da kim söyledi." Lisa omuz silkerek konuştuğunda Min Yoongi'nin yüzüne hem şaşkınlık hem sinir yayılmıştı. Hafifçe yerime sindim ister istemez. "Lalisa bunu neden yaptığını açıklar mısın?"

"Çünkü istiyordum! Ve hepinizde biliyordunuz bunu. Artık bir önemi yok bunu tartışmanın. Tam anlamıyla biliyorum sürmeyi, lütfen motorunu kullanmama izin ver artık abi. Ne olur?" Lisa ikna etmek için yalvarırcasına konuşmuştu. Kaşlarım kalktı hafifçe ve Min Yoongi'ye bakıp bu defa ben sordum. "Bir motorunuz mu var efendim?" Onun da bakışları beni bulduğunda derin bir nefes vererek yanıtladı. "Evet." İster istemez şaşırmıştım çünkü o hiç motor kullanacak bir kişiliğe ya da tipe sahip değildi. Bütün bunların yanında ise motorları severdim. Daha önce hiç binmemiştim ama evde otururken sokaktan bir motor sesi duymak bile beni mutlu ederdi. O ses bile özgürlüğü temsil ediyordu benim için.

Lalisa bu defa bana döndü ve heyecanla konuşmaya başladı. "Bu kadar umursamazca cevap verdiğine bakma! Abim tam bir motor aşığı. Yani en azından eskiden öyleydi. Üniversiteye girdiğinde istediği tek şey motordu ve annemlerde almıştı. Onunla seyahat etmeye falan bayılırdı ve mükemmel kullanırdı!" Ben anlattıklarını ilgi ile dinlerken Min Yoongi'nin sıkıntılı nefesler verip durduğunu duyuyordum. "Sonra bir gün kaza yaptı abim." Heyecanlı sesi hafifçe düştüğünde gözlerim Yoongi'yi buldu ama o bize bakmıyordu. "Baya yağmurlu bir gündü işte. Kötü bir kaza geçirdi uzun süre tedavi gördü. O günden sonra motora binmedi bir daha. Ama gariptir ki motorunu satmadı ya da hurdaya vermedi. Hatta onu toparladı ve hala garajında duruyor. Her ay bakımını bile yaptırıyor." Bakışlarım bu defa tamamen Yoongi'yi buldu. Başını tavana kaldırmış öylece duruyordu. "Bende motorları çok seviyorum ama işte bu olaylar yüzünden ailem izin vermiyor benim de bit motor almama.. Bende yıllardır abime yalvarıp duruyorum." Lisa sessiz kaldığında Yoongi tavanda ki bakışlarını kız kardeşine indirdi ve başını hafifçe yana yatırıp homurdandı. "Dedikodun bittiyse kalk ve hazırlan Lalisa. Geç kalıcaksın." Söyledikleri ile oturduğu yerden kalkmış ve mutfağı terk etmişti.

İkimizde arkasından baka kaldığımızda Lisa ofladı ve sertçe arkasına yaslandı. "Çok kızdı. Zaten ne zaman motor konusu açılsa geçiştirirdi..." Alnına vurdu sertçe ve bu defa kendisine kızan o oldu. "Sanki haksız adam! Yine çok konuştum! Geldim karşısında travmasını anlattım resmen. Ben niye böyleyim ya?" Bir nefes vererek Lisa'ya döndüm. Tek elimi koluna koyarak sıvazladım hafifçe. "Üzme kendini. Geçer hemen siniri eminim. Ve sen çok konuşmadın, ben sordum ve sen anlattın. Hata bende. Aile arası tartışmaya daldım bir anda. Kusura bakma."

"Hayır saçmalama senin hiç bir suçun yok." Derin bir nefes verdi ve oturduğu yerden kalktı. "Neyse toplayalım şurayı." Onu onaylayarak toplamasına yardımcı olmuştum. Ardından o hazırlanmış ve abisine sıkı sıkı sarılıp özür diledikten sonra gitmişti. Ben içeride ki koltuğa oturup telefondan Chaeyoung'a mesaj atarken Min Yoongi'i balkona çıkmıştı. Bu soğukta balkona çıkması için tek bir sebep olabilirdi. Sigara içmek. Aklıma Lisa'nın dün dediği geldiğinde kararsızlık ile dudağımı kemirmiştim bir kaç saniye. Ardından telefonu önümde ki masaya bırakarak ayaklandım ve peşinden balkona ilerledim.

Balkon her ne kadar kapalı olsada yine yeterince soğuktu. Hafifçe titrediğimde Min Yoongi'nin çatık kaşları altında ki gözleri beni buldu. Parmakları arasında ki sigarayı söndürmeye yönlenmişti ki hızla konuştum. "Söndürmeyin efendim. Sorun değil." Küllüğe giden eli havada kaldığında homurdandı. "Ne işin var senin burada?" Yanına adımlarken omuz silktim. "İlk kez sigara içtiğinizi görüyorum." Sorusunu dolaylı yoldan yanıtlamıştım böylece. Aramıza biraz mesafe bırakarak yanına oturduğumda içine zehirli dumanı çekti derince. Bu sırada üzerimde ki bakışları camda ki şehir manzarasına dönmüştü. Sıkıntılı soluğunu çekti içine. "Soğuk. İçeri geçmelisin."

"Üşümüyorum." Hızlı yanıtım ile alayla gülmüştü. Elinde ki sigarayı küllüğe bırakıp çaprazında ki tekli koltukta duran pikeyi aldı elinde. Katlı pikeyi açıp ardından sırtıma koymuştu yavaşça. Şaşkınlık ile gözlerimi yüzüne diktiğimde örtünün sağını solunu da düzelterek tamamen örttüğünde emin olmuş ve sigarasını yeniden almıştı eline. Arkasına yaslandığında zorlada olsa yutkunmuştum. "Sizde üşüyeceksiniz." Başını iki yana sallayarak red etti bunu. Bende arkama yaslandım yavaşça ve bakışlarımı yan profiline diktim.

Gözleri kısıktı ve sigarasından her nefesini öyle bir çekiyordu ki içinde bir şeyleri söndürmeye çalıştığı açıktı. Motor kazası olayı onun için yalnızca travma değildi. Başka bir şey daha vardı bence. Bu kadar sinirlenmesi ya da üzülmesinin daha başka bir nedeni olmalıydı.

Ondan ayrılmayan bakışlarım nedeni ile en sonunda bana dönmüştü. "Bir şey mi söyleyeceksin küçük hanım?" Sorusu ile önce dudaklarımı birbirine bastırmış ve söyleyip söylememek arasında gidip gelmiştim. Ama ardından bir şey kaybetmeyeceğimi düşünerek sordum. "Ailenizin bile bilmediği bir savaş veriyorsunuz içinizde. Neden?" Sorumu pek beklemiyor olmalıydı kaşlarını kaldırdı kısa bir süre. Ve sonra sustu. Uzunca bir süre sustu ve baktı. Böyle suskunluklarının ardından her zaman beni şok eden bir şey geliyordu. Bu yüzden kendimi hazırlamaya çalıştım içimden. Ama dakikalar sonra söylediği şey ile kendimi hiç hazırlayamamış olduğumu fark ettim. "Kimsenin katil olduğumu bilmesine gerek yok."

Gözlerim şokla açıldı, kalbim hızlandı ve nefesim kesildi aynı anda. "Ne?" Şaşkınca sorduğum soru ile bende ki gözleri yeniden önünde ki şehir manzarasına dönmüştü. Zorlukla yutkundum ve boğazımı temizleyip. "Birine mi çarptınız?" Eğer öyle olsaydı yargılanacağı için polis olamazdı. Yoksa o da cinayetini saklamış mıydı? Hayır bunun ihtimali yoktu. O motor kazasında aylarca tedavi gördüğüne göre ağır yaralanmıştı. Nasıl yapabilirdi bunu?

Başını iki yana salladı zaten. "O gün motorda yalnız değildim. Bir arkadaşım da vardı yanımda." Kaşlarımı çattım hafifçe. "İyi de bu sizi katil yapmaz. Bu bir kazaydı." Başını bir kez daha iki yana sallarken paketten yeni bir dal çıkartmış ve dudakları arasına yerleştirip ateşlemişti. Derince çekti yine zehri ciğerlerine. "Yağmurlu bir havaydı ve ben buna rağmen hız yaptım. Dikkatli kullanmadım. Yanımda o olmasına rağmen dikkatsiz davrandım ve benim yüzümden öldü. Bu benim hatamdı ve bu da katil olmam için yeterli." Hayır değildi. Değildi işte. O motorda kendiside vardı. Böyle bir şey yaşanmasını istemezdi. Bu biz kazaydı. Adı üstünde kaza! Kendisi de ölebilirdi ama o tüm bunlara rağmen suçu kendine atmayı tercih ediyordu.

"Bu konu da sizin bir suçunuz olduğunu düşünmüyorum ama yine de neden ailenize söylemediğiniz şeyi şu an bana söylediniz." Elinde ki bitirdiği ikinci sigarasını küllükte söndürdü önce. Ardından bana döndü ve sırtını yasladığı yerden çekti. Sigara tutmayan parmaklarını kaldırdı ve kaküllerime dokundu. Şaşkınca baka kaldığım esnada kaküllerime düzeltmiş ve aynı anda mırıldanmıştı. "Sen bana bir sırrını verdin ve şimdi de aynısını ben yaptım küçük hanım. Bu kadar basit." Kaküllerimde ki parmakları uzaklaşırken oturduğu yerden kalkmıştı. "Soğukta çok durma sende. İçeri gel." Ardından da balkonu terk etmiş ve bilmem kaçıncı kez şaşırttığı beni ardında bırakmıştı.

Yine yoongi üzerine bir bölüm oldu... bazı şeyler hızlı açığa çıkıyor gibi geliyor ama ilişki yavaş ilerlediği için araya bunları sıkıştırıp okuma isteğinizi arttırmaya çalışıyorum...

Yoonginin olayı belki dışarıdan bakıldığında bu kadar sorun edilecek bir şey gibi düşünülmeyebilir ama cidden vicdan azabı çekmesi ve kendini katil gibi görmesi çok doğal. Ona güvenerek motoruna binen biri, onun yaptığı kaza yüzünden ölüp gitti. Böyle bir şey yaşasam sanırım bende kendimi bir katil olarak görebilirdim.

Sonra ki bölümde görüşelim🖤

koi no yokan, yoonsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin