Ağrı

741 52 22
                                    

"Hiçbir şey, hiçbir sebep beni senden ayıramaz tamam mı?"

Tamam ben de korkuyordum. Ama ölüm her zaman bir ihtimaldi. Ayrıca ayrıyken yaşıyor mu olacaktık? Özlemeyecek miyiz birbirimizi? Özlem bizi öldürmeyecek mi?

"Gitmiyorum hiç bir yere!"

Ayağa kalkıp sinirle bağırdım. Ellerimi saçlarımın arasında geçirip bir kez daha bağırdım.

"Duyuyor musun beni? Hiçbir yere gitmem!"

Kızlar yanıma gelip kollarımı tuttuğunda onları ittim.

"Bırakın! İyiyim ben, gayet sakinim."

Derin bir nefes aldım. Ağlaması hala susmamıştı. Kalbimdeki ağrı arttıkça nefesim tükeniyor gibi hissediyordum.

"Ölümse ölüm! Burada ya da her hangi bi yerde! Ama senin yanında!"

Gözlerini kapadı hala yere çökmüş vaziyetteyken. Herkesin gözünde korku vardı. Onları ardımda bırakıp yukarı çıktım. Benden vazgeçebilecek olmasının öfkesi vücudumu geriyordu. Eşyaların bir suçu yoktu ama dağıttım. Ben de dağıldım. Daha bir kaç saat önce bana dokunduğu yatağı dağıttım.

"Senden ayrı kalabilmem, söz konusu bile değil."

Sesi kulaklarımda yankılandı.

Şimdi ise gitmemi istiyordu. Masasındaki resme baktım. Başımdaki papatya tacımla çektiği fotoğrafa. Ağrı arttı kalbimde. Fotoğraftaki gülümseme yüzümde soldu sanki.

Kapı açıldı. Çerçeveyi duvara fırlattım. Gelip kollarımı sardı, göğsü sırtıma yaslıydı. Çırpındım kurtulmak için.

"Dokunma bana! Vazgeçebiliyorsan şimdiden alışman lazım. Dokunma. Bırak!"

Hıçkırığım boğazımı yaktı. O da beni daha sıkı sardı. Ağlamam şiddetlendi, gücümü yitirdim. Sesim kısıldı.

"Bırak."

Kesik bir nefes aldım, hala kurtulamamışken kollarından. Burnunu boynuma yasladı. Derin bir nefes çekti tenimden. İçimin titremesine engel olamadım.

"Sakin ol Naz. Kendine zarar vereceksin. Korkuyorum. "

Mırıltısına kahkaha attım.

"Ben vermesem de, sen veriyorsun zaten."

"Naz.."

"Ne Naz, Efe. Ne Naz, Naz!"

Saçlarımın arasına bir kaç öpücük bıraktı.

"Beni de anla."

Hızla kolundan kurtulup, gözlerinin içine baktım ona dönüp.

"Az önce benden ayrılamayacağını söylüyordun şu yatakta. Tüm tenimi, karış karış öptün sen benim."

Durdum, yaklaştım. Baş parmağım dudağını okşadı. Elim titrerken.

"Ben nasıl silerim dudaklarının izini?"

Yangınlı Şiirler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin