Yangın

894 59 5
                                    

Sabah alarmın sesiyle değil, yanağımı okşayan parmaklarla uyandım. Hayatımın en güzel sabahıydı sanırım.

"Günaydın, güzeller güzelim."

Sadece yanağımı değil, ruhumu okşayan adamla uyandığım bir sabah.

"Günaydın, ımmm"

Ne diyeceğimi bilemeyip mırıldandım. Gülümsedi. Şakağımdan öptü. Kulağıma doğru fısıldadı.

"Sevgilim diyebilirsin."

Kalbim yine kanat çırpmaya başlamıştı. Ben de elimi yanağına çıkarıp gamzesini okşadım.

"Günaydın, kumralım."

"Olur bu da güzel. Sonunda aitlik eki var, kabul."

Kıkırdadım.

"Yarım saat var alarmına. Uyandırmak istememiştim ama dokunmadan duramadım."

Gülümsedim ve boyun girintisine gömdüm kendimi. Koklayıp öptükten sonra gözlerimi gözlerine çıkardım yeniden.

"Tam şu an durabilir zaman. Buradan ayrılmak istemiyorum. "

"Gitme işe, hadi geri uyu. Hem şu herifle de görüşmemiş olursun."

Çatık kaşlarıyla kurduğu cümleye kahkaha attım.

"Sabah sabah bunu mu düşünüyorsun gerçekten?"

Çocuk gibi somurttu. Yatakta biraz doğrulup ona ciddi olamazsın bakışları attım.

Kolumdan tutup yatağa geri yatırıp,  üzerime eğildi. Eli saçlarımda geziye çıktı. Ela gözleri yüzümde gezinirken,  kalbim yine hızını arttırdı. Dudaklarını, dudaklarıma bastırdı. Dudaklarımı aralayıp ona yer verdim. Eli belimi kavradı, elim ensesine ulaştı. Hızla inip kalkan göğsüm, onun kalbine varıyordu.

"Duruyorum, çünkü işe gideceksin. Ama bil ki sana doymam mümkün değil."

Gülümsedim. Ben de doymadım, doymazdım.

"Kızlar bana yerleşene kadar beraber uyumamızda hiçbir sakınca yok."

Söylediklerime çapkınca gülümesedi. Kolları arasından sıyrılıp duşa girmek için banyoya ilerledim.

"Yardımcı olabilirim!"

Arkamdan seslendiğinde ona baktım.

"1 saat önce uyandırmış olsaydın olabilirdi. "

"Ulan be, kıyamadık işte. Tühhh."

Haklı isyanına kahkaha atıp duşa girdim.

Çıktığımda odada yoktu. Eşyaları da burada değildi. Hiçbir şey söylemeden gitmiş miydi yani? Sinirle dolaba döndüm. Üzerimi değiştirip aşağı inerken, bağırışları duydum. Gitmemişti telefonla konuşuyordu. Neydi bu öfkesi?

"Yarım saate geleceğim dedim. Germe beni yanarsa yansın. Nazı görmeden gelemem."

Telefonu kapatıp arkasına döndü. Beni gördü. Hızla yanıma geldi. Yanaklarımdan öptü.

"Gitmem gerek Naz, işe bırakacaktım ama özür dilerim bugünlük. "

"Efe noluyor, iyi mi herkes?"

"Yangın, yangın çıkmış mekanda. Yağız aradı, oraya gitmem gerek."

Şokla ona baktım.

"Ve sen burada beni mi bekledin?"

Son kez şakağımdan öptü.

"Hiçbir şey senden kıymetli değil. Umarım günün güzel geçer bebeğim. Görüşürüz."

"Ara beni, merakta bırakma."

Ayakkabılarını geçirip, hızla arabaya bindi. Arkasından baktım bir süre. Az önce bana haber vermeden gittiğini düşünüp kızdığım adam, mekanı yansa bile gitmemiş beni görmeyi beklemişti.

"Sen, seni seviyorum demesen de olur."

Yangınlı Şiirler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin